04 Haziran 2007 00:00

Adana’dan dünyaya, Altın Koza

14. Altın Koza Film Festivali bugün başlıyor. Festivalin Genel Koordinatörü Fevzi Acevit bu yıldan itibaren Adana’dan Türkiye’ye, Türkiye’den dünyaya barış ve dayanışma çağrısı yapacaklarını aktardı. Festival uluslararası unvanın yanında kendisine “sosyal misyonlar” yükleme kararı aldı.

Paylaş

14. Altın Koza Film Festivali bugün başlıyor. Festivalin Genel Koordinatörü Fevzi Acevit bu yıldan itibaren Adana’dan Türkiye’ye, Türkiye’den dünyaya barış ve dayanışma çağrısı yapacaklarını aktardı. Festival uluslararası unvanın yanında kendisine “sosyal misyonlar” yükleme kararı aldı. “Geleceğimiz Tüketiyoruz Çocuklarımızı Koruyalım” sloganı ile çocuk haklarını tema olarak belirleyen festival komitesi, hayatında hiç sinemaya gidememiş yoksul mahalle ve köylerde yaşayan çocuklara sinemayı götürecek. Ayrıca önümüzdeki yıllarda uzun metrajlı film yarışması programına yabancı filmlerin de eklenmesi planlanıyor. Yılmaz Güney’i anmak için bu yıl ödül vermenin yanı sıra iki filmini de göstereceklerini vurgulayan Acevit’le festivalin dününü, bugününü ve gelecek planlarını konuştuk.

1969 yılından 2007’ye kadar yapılan festivallerin kısa bir değerlendirmesini yapar mısınız?
Altın Koza Festivali sanat yaşamına 1969 yılında “Altın Koza Film ve Sanat Festivali” olarak başladı. Festival ilk 5 yılını film ağırlıklı olarak o günün koşullarında gerçekleştiriyor. Ancak festivala uzun bir ara veriliyor. 1992 yılında tekrar “Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali” olarak ikinci kez hayata geliyor. Ancak bu dönem Türk sinemasının zorluklar içinde olduğu bir dönemdir. Yılda 7-8 film ancak çekilebiliyor bunlar da Kültür Bakanlığı ve TRT katkıları ile oluyordu. Böyle bir dönemde Altın Koza’da görev bana düşmüştü. O yıllarda Antalya Altın Portakal’da hiç yarışmalara katılmayan filmler tercih ediliyordu. Zar zor çekilen bu filmler de Altın Portakal’a katılmayı tercih edince büyük bir zorlukla karşı karşıya kaldık. Bu sorunu aşmak için festivalde ödüllü filmlerin sergisi ile işe başladık. Filmlerle birlikte müzik festivali, kültürel ve sanatsal etkinliklerle zenginleştirilmiş bir şekilde yoluna 1997 yılına kadar devam etti. 1998 yılında Adana depremi ve ardından Marmara depremi geldi. Hemen ardından 2001 krizlerinin peş peşe gelmesi ile birlikte festival tekrar çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı. Altın Koza 2005 yılında yeniden sanat yaşamına başladı ve 3 yıldır devam ediyor.

Bu yıl festivalde ne gibi farklılıklar olacak?
14. Altın Koza Film Festivali ise kendinden öncekilerin deneyimleri ile kendine yeni şeyler katarak ileriye doğru yürüyor. 14. Altın Koza Film Festivali’nde müzik ve film festivalini birbirinden ayırdık. Müzik festivalini eylül, ekim gibi gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Akdeniz Ülkeleri Filmleri ile uluslararası bir karakter kazanan festival, ilk kez bu yıl sosyal bir projeyi “Çocuk Hakları”nı kamuoyunun gündemine taşıyarak toplumsal bir sorun olan çocuk haklarına dikkat çekiyor.

Akdeniz ülkelerinin filmlerini yarışmalara katmayı düşünüyor musunuz?
Bu yıl festivali uluslararası alana taşırken elbette hedefimiz uzun ve kısa metraj film dalında yarışmalı bölümler oluşturarak yolumuza devam etmek. Küçük ama sağlam adımlar atarak imkan ve olanakları doğru değerlendirerek hedefe yürümekten yanayız. Akdeniz ülkeleri sinemasını Adana’da yarıştırmayı istiyoruz. Önümüzdeki dönemde bu hedefimizi gerçekleştireceğiz. Akdeniz ülkeleri çok farklı kültürlere sahip büyük bir coğrafyadır. Fas’tan Mısır’a kadar uzanan Kuzey Afrika, Mısır’dan Türkiye’ye kadar Doğu Akdeniz, Türkiye’den Portekiz’e kadar Avrupa ülkelerinin bir arada ifade edildiği bir havzadır. Son derece farklı kültürlerin bulunduğu bu alan bizlerin hedeflerini de daha da çekici kılıyor. Mesajı sevgi, barış olan bir festivalin farklı kültürlerin sinemasını buluşturarak birbirleriyle diyalog kurmasını sağlaması, sevgiye barışa verilecek değerlerin çoğaltılmasını da beraberinde getirecektir.

Festivaller bir kentin tanıtımında önemli rol oynamakta, bu nedenle Adana’yı anlatan film veya belgesel projeleriniz var mı?
Adana belgeselleri yapılması Altın Koza Festival yönetiminin eskiden beri yapmayı istediği konulardan biridir. Bu yönde girişimlerimiz oldu ancak şöyle bir gerçekle karşılaştık çekimini yapmak yetmiyor çekilen belgeselin yayınlanması ve kitlelerle buluşmasını temin etmek gerekiyor. Yakın vadede festival sürecine katılacak projelerden biridir. Adana’nın bir değerini festivalde kısa belgesel filmler yaparak bir tanıtım arşivi oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Bu çalışmalar zaman ve imkan isteyen çalışmalardır. Bütün bunların gerçekleştirilmesi ve festivalin çekim yaratabilmesi için devamlılığını koruması, festival kadrosunun yetkin olması şarttır.

Yılmaz Güney ödüllerinden sonra bu yıl da filmlerinin gösterimleri yapılacak...
Yılmaz Güney Türk ve dünya sinemasının çok önemli isimlerinden olup Adana’nın yetiştirdiği bir sinemacı ve yönetmendir. Yılmaz Güney Altın Koza Film Festivali’nde her zaman yer aldı ve almaya devam edecek. 12 ve 13. festivalde Yılmaz Güney anısına ödüller verildi. Bu yılki festivalde En İyi Film Ödülü’nden sonra en büyük ödül Büyük Jüri Yılmaz Güney Ödülü olacak. Ayrıca Ağıt ve Sürü filmlerinin de bu yıl gösterimi yapılacak. Önümüzdeki yıllarda Yılmaz Güney bölümü seçkileri ile devam edecek.
Filmler köy okullarına da gidecek

Bu yıl Festival teması olarak “Çocuk Hakları” olarak belirlediniz. Bu fikir nasıl oluştu?
“Geleceğimiz tüketiyoruz çocuklarımızı koruyalım” sloganı ile çocuk hakları bu yılın teması olarak belirledik. Çocuklar insan soyunun devamı, geleceğidir. İşgücü olarak kullanılıyorlar. Aile ve toplum tarafından taciz ediliyorlar. Haksız savaşların işgallerin ve terörün kurbanı oluyorlar. Daha yeni doğmuş bir bebek savaş kurbanı olabiliyor. Bu nedenlerle 14. Altın Koza Film Festivali temasını “Çocuk Hakları” olarak belirlenmesi için festival yönetimi hazırladığı projeyi Ulusal Sinema Platformuna sundu.1. Çocuk hakları kısa filmin çekimlerini Sinema Emekçileri Sendikası (SİNE-SEN) üslenirken kısa filmde 20 sanatçı hiçbir karşılık beklemen rol aldı. Festival, bu amaçla Adana’dan Türkiye’ye, Türkiye’den dünyaya barış ve dayanışma çağrısı yapacak. Proje çerçevesinde SİNE-SEN tarafından hazırlanan film, festival boyunca organizasyonun gerçekleştirileceği çeşitli mekanlarda gösterilerek, kamuoyunun ve medyanın dikkati festival teması olan ‘Çocuk Hakları’na çekilmeye çalışılacak. Ayrıca yine bu çerçevede 20 okuldan 4 bin çocuk Büyükşehir Belediyesi otobüsleri ile sineme salonlarını taşınacak ve aralarında köy okullarında bulunduğu 10 okulda film gösterimleri gerçekleştirilecek. Yine Proje kapsamında işitme ve görme engelli çocuklara özel film gösterimleri yapılacak Bu projede amacımız ise toplumun çocuk hakları ile ilgili yine sinema ile bilinçlenmesine ve eğitimine yardımcı olmak. Ayrıca bu yıl festivalin açılış filmi çocuk haklarına uygun “All The Invisible Children – Görünmez Çocuklar” olarak belirledik.(Adana/EVRENSEL)
Gülsüm Mansur
ÖNCEKİ HABER

Devrimci şair ve yazarlar Diyarbakır’da anıldı

SONRAKİ HABER

Halil Akkaş’tan Türkiye rekoru

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...