06 Haziran 2007 00:00

Faciaya ramak kaldı

Türkiye’nin en önemli petrokimya işletmesi olan PETKİM’de çok ciddi bir tehlike atlatıldı. Basına ve kamuoyuna yansımayan tehlike, o derece ciddiydi ki onbinlerce kişinin yaşadığı Aliağa ilçesi adeta uçurumun kıyısından döndü.

Paylaş

Türkiye’nin en önemli petrokimya işletmesi olan PETKİM’de çok ciddi bir tehlike atlatıldı. Basına ve kamuoyuna yansımayan tehlike, o derece ciddiydi ki onbinlerce kişinin yaşadığı Aliağa ilçesi adeta uçurumun kıyısından döndü.
Geçtiğimiz 25 Mayıs akşamında atmosfere 60 bin ton zehirli VCM gazı salınırken, küçük bir kıvılcımla bütün Aliağa’yı havaya uçuracak bir patlama ya da gazın çökmesi sonrası yaşanacak zehirlenmeler an meselesi haline geldi.
Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül, yaşanan bu ciddi tehlikeyi anlatırken kurumdaki taşeron işçiliği ile de bağlantı kurdu. Özellikle bakım zamanı taşeron işçilerin sayısının arttığına dikkat çeken Doğangül, PETKİM gibi son derece tehlikeli maddelerle çalışılan işyerlerinde bakım ve üretim işlerinin deneyimli, kalifiye işçilerle yapılmasının önemine dikkat çekti. Doğangül, kaza ve taşeron işçiliği ile ilgili sorularımızı yanıtladı:

PETKİM’de 25 Mayıs günü meydana gelen olayı ve yaşanan tehlikenin boyutlarını anlatır mısınız?
Kurumda bakım duruşunun yapıldığı, TEAŞ’ın da kendi hatlarının bakımı için PETKİM’e elektrik akımını kestiği bir zamanda meydana geldi olay. Bakım duruşu nedeniyle elektrik yükü azaldığı için PETKİM enerji ihtiyacını kendisi karşılıyordu. Bir elektrik dalgalanması sonrası, elektrik üretim ünitesinin devre dışı olması ile birlikte TEAŞ hattı da kapılı olduğu için PETKİM ne kendisi elektrik üretebilir, ne de alabilir durumda kaldı. Bu çok büyük bir tehlikeydi. Böylesi durumlarda koruma sistemlerinin devreye girmesi gerekir ki bunun için de belli bir düzeyde de olsa enerji gereklidir. Bu da olmayınca PVC ünitesinde bir patlamayı önleyebilmek için biriken gazı atmosfere salmak zorunda kaldı arkadaşlarımız. Aşağı yukarı 50-60 bin ton civarında VCM gazı atmosfere salındı. Bu gaz, kanserojen etkisi olan ama aynı zamanda yanıcı-patlayıcı bir gaz. Hemen o ünitenin etrafı koruma altına alındı. İçeriye giriş çıkışlar yasaklandı. En küçük bir kıvılcım bile koskoca Aliağa’nın havaya uçmasına yol açabilirdi. Ucuz atlatıldı, arkadaşlarımızın yoğun çabasıyla... TEAŞ’ta bakım çalışmasına hemen ara vererek enerji vermeye başladı.

İşçilerin özverisi büyük bir faciayı önledi yani?
Evet. Bu tür olaylarda işçi arkadaşlar kendi canını düşünüp kaçmayı akıllarına getirmezler. Çünkü kaçamazsınız zaten. O ateşin içindeyseniz mutlaka söndürmeye çalışmanız gerekiyor. Birkaç arkadaş zehirden etkilendi.

İşletmede sıkça iş kazası yaşanmasının nedenlerini sıralar mısınız?
Özellikle bakımların taşeron işçiler eliyle yapılması, kazaların artmasına doğrudan etki ediyor. Geçenlerde mesela Aromatikler Fabrikası’nda genç bir çocuk, bir borunun içerisinde izolasyon sistemiyle ilgili bakım işi yapılırken rahatlıkla içine girilip yürünecek derecede geniş olan borunun sonunda ne olduğunu görmek istiyor. Hayatında böyle bir şey görmemiş tabii, onun için bir uzay istasyonuna gelmiş olmak gibi bir şey bu. Kendisine söylendiği halde deneyimsiz ve tecrübesizliğinden bacadan aşağıya düşüyor. Büyük bir şans eseri, bir iki kırıkla atlatıyor kazayı. PETKİM’in kadrolu işçisi böyle bir şeyi hayatta yapmaz. Ama bu genç, belki de köyden kahveden toplanmış üç-beş günlüğüne bu işi yapacak, işin ciddiyetinin farkında değil.

Kurumda bakım işleri taşeron işçiler eliyle mi yapılıyor?
Bakım duruşları belli periyotlarla yapılır. Bunlar takviye birtakım ekiplerle yapılıyor. Zaten uzmanlık isteyen kalifiye işler kısmını bizim personelimiz yapıyor. Ya da çok spesifik işler için yurtdışından elemanlar geliyor. Onun dışında büyük ölçüde tamir bakım işleri çok sayıda işçiyle, bazen 300-500 kişiyle yapılıyor. Bu bir bakıma kaçınılmaz ama Türkiye’nin eksiği şu; Aliağa sanayi bölgesi, bu işler sıkça yapılıyor. Batıda bu işleri kurumsal şirketler yapıyor. Onların personeli de deneyimli oluyor doğal olarak. Tabii ki yılda 1 ay bakım yapılacak diye 12 ay işçiyi istihdam edemezsiniz ama, daha derli toplu, kuralları konmuş, denetimleri sağlam yapılmış, sigortası, sendikası olan işçilerin çalıştığı şirketlerin bu işi yapması lazım. O gün gördük mesela, kaza geçiren işçinin elinde eldiven yoktu. Bunu istemek için ne bir kültür var, ne de cesareti. PETKİM bir kamu kuruluşu, burada yine denetim var. Ama özel sektörde bu tür işler tamamen denetim dışında. Sorunun kaynağında ucuz işçilik yatıyor yani.

PETKİM’de taşeron işçiliği hangi oranlarda?
Şu anda bizim PETKİM’deki taşeron işçiliği ile uzun zamandır süren bir mücadelemiz var. Maalesef kamu işyerlerinde taşeron işçilerinin sendikaya üyeliği söz konusu olsa bile toplusözleşmeden yararlanamayacaklarına dair yasa çıkardı AKP Hükümeti. Biz taşeron işçiliğini önlemek için bunları örgütlemeyi, TİS’lerden yararlandırmayı sağlamayı hedefliyoruz. Bununla ilgili davalar açtık, ancak kaybettik o davalarda. Çünkü yargı da artık olaya, işçinin değil işletmenin gözlüğü ile bakmaya başladı. Kamu özel ayrımı yaptılar. Tabii işin hukuki boyutu böyle bir çıkmaz içerisinde. Onun dışında bu işten kurtulmanın en kesin yolu da fiili durum yaratmak. Yani taşeron işçiliğine özel bazı durumlar dışında izin vermek. Bununla ilgili yoğun çabalarımız var bizim, gerek PETKİM’de gerek TÜPRAŞ’ta. Görüşmelerimiz var. Onlara kesin bir dille şunu söyledik: Taşeron işçisi yasaya aykırıdır. Kamu kuruluşlarının çok da gerekli olmadığı halde bazı işleri taşerona vermesi, biraz da insanın aklına bu işin rantının peşkeş çekilmesi gibi bir düşünceyi getiriyor. (İzmir/EVRENSEL)
Son derece tehlikeli


Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölgesi Şube Başkanı Ertuğrul Barka, VCM gazının son derece tehlikeli olduğunu belirtti. VCM gazının PVC’nin hammaddesi olduğunu ve atmosferde yüzde 4 oranında bulunduğu zaman insan sağlığına zarar verdiğini aktaran Barka, “VCM patlamaya elverişlidir. Gazın üretimi klorlu dioksinleri de kapsayan düzinselerce tehlikeli kimyasal içeren toksik klorlu atıkların oluşmasıyla sonuçlanmaktadır. VCM tesislerinin çevresi sık sık bu tür kimyasallarla kirlenmektedir. VCM tesisinden ortama kaçan gazlar; insan beyni ve karaciğerinde kanser yapar. İnsan derisinde yaralar ve kimyasal yanıklar oluşturur” diye konuştu.
Özer Akdemir
ÖNCEKİ HABER

Sendikadan istifa et ya da böbreğinden ol!

SONRAKİ HABER

ARASIRA

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...