07 Haziran 2007 00:00

TABLO

Yapılıyor yapılmıyor derken, 22 Temmuz'da yapılmasına karar verilen seçimlerin hazırlık sürecinde, burjuva siyaset tarzının o çıkarcı, rantçı ve çirkin yüzü biraz daha açığa çıkmış oldu.

Paylaş

Yapılıyor yapılmıyor derken, 22 Temmuz'da yapılmasına karar verilen seçimlerin hazırlık sürecinde, burjuva siyaset tarzının o çıkarcı, rantçı ve çirkin yüzü biraz daha açığa çıkmış oldu. Birleşme kararı alıp birbirlerine çelme takan DP-ANAP, ittifak yaptığı söylenen CHP-DSP 'de olduğu gibi beraberlik girişimleri ile açığa çıkan ilkesizliğin ve gayri ahlaki tutumların toplumu iğrendiren bir noktaya geldiğini söylemek abartı olmayacaktır.
Köşe dönmeci, birinin diğerine kazık atması, yalan, entrika, daha çok Meclis’e girme uğruna her türlü ilkesizliğin olağan karşılanması, burjuva siyaset tarzının bilinen temel özelliğidir.
Bugüne kadar iktidara gelen veya muhalefette kalan bütün burjuva sistem partilerinin (CHP, DSP, MHP, ANAP, DYP, SP…) seçim öncesi söyledikleri ile seçim sonrası uygulamaya koydukları politikalar arasında taban tabana zıtlıklar oldu.Temelde uygulayacakları politikaların IMF ve tekelci sermaye onaylı ortak içeriğe sahip olmasına rağmen ikiyüzlü bir tutumla halka farklı mesajlar verilmesi oy kapma amaçlı olmuştur.
Yine böylesi bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz açıktır. Siyaset sahnesine baktığımızda bugüne kadar parlamentoya giren bütün burjuva sistem partilerinin bugüne kadar altına imza attıkları yıkıcı uygulamaların, sanki kendileri tarafından gerçekleştirilmemiş havasında olmaları tam bir pişkinlik örneğidir.
Çok eskiye gitmeye gerek yok. DYP-ANAP-RP, CHP-ANAP-DYP ve MHP-DSP-ANAP koalisyonları ile yürütülen IMF programını, bu kez 2002 seçimlerinde AKP teslim almış ve en şiddetli şekilde uygulamıştır.
Köleci çalışma koşullarını getiren Çalışma Yasası değişikliği, mezarda emekliliği getiren sosyal güvenlik yasası, özelleştirmelerle yağmalanan Telekom, Tüpraş, Limanlar, Erdemir, Petrol Ofisi, Tekel, Seka, kamu arazileri gibi birçok değerin hesabını vermesi gereken bu tüccar siyaset takımı, yeniden halka tek alternatif olarak sunulmaktadır.Bütün iktidarların önemli ortağı durumunda olan holding medyası da başka bir seçeneği görmezden gelerek halka tek alternatif olarak sundukları bu çıkar şebekelerinin parlamentoya gelmesi durumunda yapabilecekleri ise hiç tartışılmamaktadır.
Daha önce gündeme getirilip de seçim korkusu ile ertelenen ve sırada bekleyen sayısız uygulamalardan birkaçına göz atalım:
1.) Yeni parlamentoyu bekleyen Sosyal Güvenlik Yasası, uygulanması durumunda sonuçları itibariyle ateş topu olarak görülmüş ve AKP tarafından yeni parlamento dönemine bırakılmıştır. Bu erteleyiş bile bu yasanın ne denli yıkıcı olduğunu ve AKP'nin itirafı anlamına geldiğini açıkça göstermektedir.
2.) Elektrik dağıtımının özelleştirilmesi ve elektrik zamları da seçim sonrasına ertelenmiştir.
3.) Hane başına 2 YTL sokak aydınlatma bedeli alınması yine seçim sonrasına ertelenmiştir.
4.) Yine geçen yıl tartışıldıktan sonra tepkiler üzerine seçim sonrasına ertelen bir başka uygulama da sokağa veya caddeye aracını park eden araç sahiplerinden günlük 7 YTL park ücreti alınması da yeni dönemi beklemektedir.
5.) Otel, tatil köyü, pansiyon gibi tesislerde konaklama bedelinin yüzde 3'ü kadar "konaklama vergisi" alınması, seçimlerden sonra yasalaşmayı bekleyen bir başka uygulamadır.
6.) Şişe ve damacanalarda satılan sulardan ve doğalgaz ile mutfaklarda kullanılan likit gazdan alınması düşünülen yeni vergiler ve A'dan Z'ye birçok KİT ürününe zam da yine yeni dönemi beklemektedir.
7.) Pektim, Galataport, Haydarpaşa Limanı, otoyolların ve köprülerin satışının yanı sıra bugün bu işlevini yitirmiş olsa da çiftçiye destek kredisi sağlayan, en küçük kasabadaki şubesi ile halka bankacılık hizmeti veren ve en kârlı bankalardan biri olan Ziraat Bankası da yeni dönemde peşkeş çekilmeyi beklemektedirler.
8.) Sermaye partilerinin listelerinde seçilebilecek sıralarda yer alan patronların mevcut haline bile tahammül etmedikleri Çalışma Yasası, kıdem tazminatı ve asgari ücretin kaldırılması yeni dönemde gündeme alınmayı bekleyen yasalar olacaktır.
Tamamını bu köşede sıralamaya olanak bulamadığımız ve sırada bekleyen daha birçok saldırı yasası ve uygulama bulunmaktadır. Önümüzdeki yazılarımızda bunları aktarmaya çalışacağız.
Egemen güçlerin yarattığı kamplaşma ile farklı gibi gösterilmeye çalışılan siyasi partilerin, özünde aynı karaktere sahip olduğu unutulmamalıdır. Aynı odağa hizmet eden farklı logo ve isimli siyasi partilerin hepsi de IMF programını sahiplenmişlerdir.Tekelci sermaye temsilcisi siyasi partilerden hangisi iktidara gelirse gelsin, yukarıda sıraladığımız saldırıları yürürlüğe koyacaklarına kuşku yoktur.
Sandık başına gitmeye hazırlanan emekçiler ve yoksul halk, bütün bu saldırıları dikkate almalıdır.
Hasan Hüseyin Kırmızıtoprak
ÖNCEKİ HABER

Anayasa Mahkemesi bekleniyor

SONRAKİ HABER

Emeklinin gözü 3 Temmuz’da

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa