08 Haziran 2007 00:00
Seçim öncesi OHAL kıskacı!
Kuzey Iraka sınır ötesi operasyon tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinde yayınladığı duyuruda Şırnak, Hakkari ve Siirt illerini, güvenlik bölgeleri olarak ilan etti.
Kuzey Iraka sınır ötesi operasyon tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinde yayınladığı duyuruda Şırnak, Hakkari ve Siirt illerini, güvenlik bölgeleri olarak ilan etti. Uygulamaya göre bu bölgelerde, 9 Haziran-9 Eylül tarihleri arasında sıkı güvenlik uygulanacak, giriş ve çıkışlar yasaklanacak.
Uygulama ile birlikte bölgedeki operasyonların hava ve karadan artacağı bildirildi.
Uygulamanın, 22 Temmuzda yapılacak olan seçimlerden kısa bir süre önceye denk getirilmesi, seçim özgürlüğünü ihlal edeceği kaygılarına yol açtı. Emekli Askeri Yargıç Ümit Kardaş, sınır ötesi bir operasyonun Mecliste görüşülmesi gerektiğini belirtirken Eğer yurtiçine yönelik ise o zaman neden hava sahasını kapatıyor diye sordu. Şırnak bağımsız milletvekili adayı Orhan Doğan ise uygulamayla birlikte seçim etkinliklerinin yasak ve engellerle karşılaşacağını söyledi. İHD Siirt ve Hakkari şube başkanları da köylülerin can güvenliğinin ortadan kalktığına dikkat çekti.
Erdoğan: OHAL değil
Bir kanalın canlı yayınına katılan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Genelkurmayın aldığı kararın Olağanüstü Hal ilanı anlamına gelmeyeceğini savundu. Uygulamanın OHAL ilanı olup olmadığı şeklindeki sorular üzerine Erdoğan, Bunu Olağanüstü Hal gibi alamazsınız. Böyle bir şey söz konusu değil diye konuştu. Erdoğan, askerin güvenlik bölgeleri için hükümetin verdiği yetkileri kullandığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, sınır ötesi operasyona ilişkin tartışmalarla ilgili bir soru üzerine, sınır ötesi harekatın gerek yazılı ve gerek görsel basında sürekli olarak gündemde tutulmasını doğru bulmadığını ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu: Türkiye eğer bir sınır ötesi operasyon yapacaksa, böyle bir şey düşünüyorsa, bunu davul zurna ile yapmaz. Bunun sorumluları, ilgilileri kararını verir. Kaldı ki sınır ötesi bir harekatla ilgili parlamento kararı da gerekmektedir, bütün bunların adımları buna göre atılır. Bizler, gerek Türk Silahlı Kuvvetleri gerekse emniyet teşkilatımızla, bu noktada içli dışlı bir dayanışma halinde bu süreci yakından takip ediyoruz, sıcak bir şekilde takip ediyoruz ve atılabilecek adımların hepsi atılıyor.
Talabani ve Barzani buluştu
Sınırın Türkiye tarafında bu gelişmeler olurken Kuzey Irakta Kürt liderler Talabani ve Barzani, Selahaddin kentinde toplanarak durum değerlendirmesi yaptı. İki lider, basına kapalı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Irak Devlet Başkanı, Türk askerlerinin Irakın kuzeyine girdiği iddiaları doğru mu? sorusuna,Böyle bir sınır ihlalinin olmamasını diliyorum. Böyle bir durum olursa Irakın egemenliğinin ihlali söz konusu olur. Irak, böyle bir müdahaleyi kabul etmez yanıtını verdi.
Barzani ise Türk askerlerinin Kuzey Iraka girdiği yönündeki iddiaların kendilerine de iletildiğini, bu iddiaların Türkiye tarafından yalanlandığını ve böyle bir şeyin olmadığının ortaya çıktığını söyledi. PKK konusuna da değinen Barzani, şunları söyledi: Türkiye bize PKK ile savaşın diyor. Ama biz PKK ile savaşmak istemiyoruz. Biz sorunun barışçıl yollarla çözülmesinde onlara yardımcı olacağımızı söyledik. Yine tekrarlıyoruz. PKK ile savaşmayı kabul etmiyoruz.
Öte yandan KYBnin yayın organı PUKmedia, Kandil Dağı eteklerindeki Kürt köylerinin boşaltıldığını bildirdi.
(HABER MERKEZİ)
Başbakan neler olduğunu açıklasın
Ümit Kardaş (Emekli Askeri Yargıç): Resmi açıklamadan hava sahasının kapatıldığı anlaşılıyor. Ancak hava sahasını kapattığınız zaman muhakkak ki karadan bir operasyon yapıyorsunuz demektir. Açıkçası çok karanlık bir durum var bu kararda. Siyasi iktidar hiçbir açıklama yapmıyor. Bu bir yurtdışı operasyonu aşaması mı? Onu da bilemiyoruz. Üç vilayette bir sınır içi operasyona işaret ediyor gibi. Ancak kesin bir şey söyleyemiyoruz, çünkü sivil otorite bilgilendirmiyor. Asker de kapattım diyor. Ne kadar demokratik, ne kadar şeffaf bir durum olduğunu görüyoruz! Eğer Türkiye bir savaşa giriyorsa, sınır ötesi bir operasyon hazırlığıysa, Mecliste bunu görüşmek zorunda. Eğer yurtiçine yönelik ise o zaman neden hava sahasını kapatıyor?
Bu alan da bombardımana mı tutulacak? Resmi olarak OHAL ilan edilmemiş, sıkıyönetim yok. Ancak adeta fiili bir OHAL var. Burada hukuk dışı neler oluyor? Hükümet, Başbakan bunu açıklamak zorunda. Başbakan Erdoğan, Yetki vermiştik askere diyor. Ancak ne yetkisidir bu, açıklamıyor. Çok çok karanlık bir süreç. Televizyonda askerin kendi başına hareket edebileceğine dair görüşler dile getiriliyor, emekli askerler tarafından. Çok vahim bir durum. Arkasında hiçbir Meclis iradesi, demokratik irade ve hukukun bulunmadığı bir durum var burada.
Seçim etkinlikleri yasaklanacaktır
Orhan Doğan (Şırnak bağımsız milletvekili adayı): Geçici güvenlik bölgesi oluşturulmasına yönelik karar, özelde bölgesel sıkıyönetim ilanına eşdeğer bir karardır. Bu kararla Genelkurmay açıklamasında belirtildiği üzere sadece hava sahaları uçuşa kapatılmıyor, üç ildeki tüm etkinlikler askeri denetim altına alınarak yasak bölge oluşturuluyor. Dolayısıyla bu bölgeler karar süresi boyunca her türlü denetime kapalı, oldukça riskli bir bölgelere dönüşecektir. Seçim gibi her parti ve adayın eşit koşullarda rekabet edebileceği demokratik bir ortam zorunlu iken bu yarış, bölgedeki adaylar ve onlara destek vermeyi düşünen kitleler açısından zorlu bir sürece dönüşecektir. Her türlü seçim etkinliğine hiçbir haklı ve inandırıcı gerekçe göstermeden, sadece Genelkurmayın açıkladığı karar gösterilerek yasaklama ve engelleme getirilebilecektir. Birleşik oy pusulası kararından bu yana bağımsız adayların engellenmesine yönelik konseptin bir başka uygulamasıdır bu karar. Zaten dün akşam (önceki akşam) Sayın Başbakan, Kanal 24te katıldığı bir televizyon programında Bağımsız adaylar parlamentoya gelirse ne olur biçimindeki soruya; Hele bir bakalım zamanı gelince gerekli kararı veririz diyerek Dolmabahçe Sarayında Sayın Genelkurmay Başkanı ile yaptıkları ve kamuoyundan sır gibi saklanan çok özel görüşmenin de ipuçlarını vermiş bulunmaktadır. Mecliste grup kurma sayısını engellemeye çalışmaktadırlar.
Köylere giriş çıkışlar denetlenmeye başlandı
Fahri Timur (İHD Hakkari Şube Başkanı): Genelkurmayın kararı, aslında Olağanüstü Hal yönetiminin tekrar geri getirilmesidir. OHALe karar verilmesi için Meclisin yetkisi gerekiyor, burada dolaylı yoldan Meclis yetkisine karışılmaktadır. Bu sadece yasadışı örgüt eylemlerine yönelik bir karar olarak da değerlendirilemez, sivilleri de etkileyecektir. Bize gelen bilgilere göre Hakkari köylerinde giriş çıkışlar çok sıkı denetim altına alınmıştır ve en temel ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dahi köye götürülmesine engeller çıkartılmaktadır. Aslında Meclisin şu anda istikrarsız duruşundan kaynaklanan bir karardır da diyebiliriz. Yönetimde bir boşluk var bu boşluğu da Genelkurmay dolduruyor. Bunu söylemek için erken olsa da karar seçimi de etkileyebilir; seçmenlerin sağlıklı bir şekilde oy kullanmasına engel olması mümkündür.
Köylülerin can güvenliği kalmamıştır
Vetha Aydın (İHD Siirt Şubesi Başkanı): Bu yılın başından beri zaten Siirt, Hakkari ve Şırnakta OHAL derecesinde uygulamaları yaşıyorduk. Özellikle Siirte bağlı Eruh, Pervari gibi yerlerde uzu süredir yayla yasakları haberlerini alıyorduk. Son dönemlerde ise Kuzey Iraka yönelik operasyon tartışması ile birlikte askeri sevkıyatın yoğunlaşması vardı. Bize göre bu karar, insan hakları ihlalidir. Öncelikle seyahat özgürlüğü engellenmektedir. Böyle bir karar alınıyor ancak dağlardaki köylerde, yaylalarda birçok insan var; bunların bu karardan haberleri yok. Bu insanların can güvenliği, köylülerin can güvenliği kalmamıştır bu kararla ve sivillere yönelik hak ihlallerinin artmasından endişeleniyoruz.
Erdoğan Özkökün gerisine düştü: Kabile reisi ile görüşmem
Başbakan Erdoğan, Haber 24te katıldığı canlı yayın programında, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Erdoğan, Barzaninin Türkiyeye gelmek istediği ve bir diyalog kapısı açmak istediği bazı haberlerde yer aldı. Konuşulacak bir şey var mı sorusuna, Onlar farklı bir süreç, onlarla neyin konuşulup konuşulmayacağı, atılması gereken adımları biz siyasiler atarız; ama bizim muhatabımız oradaki Kürt liderler değildir. Bizim muhatabımız, Irakın merkezi hükümetidir. Ben merkezi hükümetin cumhurbaşkanı ile de görüştüm, başbakanı ile de görüştüm; ama bunun dışında ben kabile reisi ile görüşemem. Barzani veya bir başkası... cevabını verdi.
Başbakan Erdoğanın bu sözlerine karşın 29 Ekim 2005 tarihinde gerçekleşen cumhuriyet resepsiyonunda soruları yanıtlayan dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Barzani bir aşiret lideriydi. Biz öyle görüyorduk. Ama durum değişti. Bu değişikliği kabul etmemiz gerekiyor. Talabaniyi de öyle görüyorduk. Şimdi Irak Cumhurbaşkanı. Yarın Irak Cumhurbaşkanı olarak Türkiyeyi ziyaret etmek isteyecek. O gün nasıl davranacağız? Irakı tanıyorsak, bu değişen koşullara göre hareket edeceğiz... diye konuşmuştu. (HABER MERKEZİ)
Operasyon iddiası dünya basınında
Türk askerlerinin Kuzey Iraka girdikleri haberi ve bunu izleyen açıklamalar, yurtdışında da yankı buldu.
ABDli New York Times gazetesi, Türk tehditleri giderek ciddileşiyor başlığını kullandığı haberinde operasyon iddiasının resmen yalanlandığına dikkat çekerken Türk yetkilileri, bağımsız Kürdistandan yana olan PKK asilerini yakalamak için kuvvetlerini sınırın öteki tarafına göndermekle tehdit etti diye yazdı.
İngiliz Financial Times gazetesi ise, Türkiyenin, askerlerinin Iraka girdiğini yalanladığını belirtti. Gazete, bu konudaki haberlerin Türk kuvvetlerinin sınırda büyük bir yığınak yaptıkları ve Ankarada son saldırıların yol açtığı ölümlerden duyulan öfkenin giderek arttığı günlere denk düştüğüne işaret etti.
İngiliz The Independent de, büyük operasyon haberinin yalanlanmasına karşın ABD, Amerikan kuvvetleri ve uçaklarının sınırlı bir Türk saldırısına bile karşı koymalarının istenmesi halinde Irakta içinde bulunduğu karışıklığın daha karmaşık hale gelecek olmasından kaygı duyacak görüşünü dile getirdi. (HABER MERKEZİ)