11 Haziran 2007 00:00

‘Önce doğa önce insan’

TMMOB Çevre Sempozyumu, “Katılımcı bir çevre yönetimi, toplumsal değerleri ve doğal varlıkları, önemli ve öncelikli kılan bir çevre politikası” talebi ile sona erdi.

Paylaş

TMMOB Çevre Sempozyumu, “Katılımcı bir çevre yönetimi, toplumsal değerleri ve doğal varlıkları, önemli ve öncelikli kılan bir çevre politikası” talebi ile sona erdi.
Sempozyumun son gününde yapılan “Çevrenin Siyaseti mi Siyasetin Çevresi mi” başlıklı forumda sempozyuma katılanlar söz aldı. Sinop Nükleersiz Kent ve Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Karataş, Sinop’ta, Türkiye’de ya da dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santral istemediklerini kaydetti. Sinop’ta nükleer santral kurulduğu takdirde Sinop’un doğal güzellikleri ve temiz çevresinin yok edileceğini belirten Karataş, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Sinop’ta büyük bir bütçeyle nükleer propagandası yaptığını kaydetti. Nükleer karşıtı mücadeleye destek isteyen Karataş, “Sinop’ta nükleer santral kurmak için önce bizim cesedimizi çiğnemeleri gerekecek” dedi.
Karataş, nükleere karşı olmayan partilere oy vermeyeceklerini de sözlerine ekledi. Pazarlık-Narlı Ovası’na zarar veren çimento fabrikalarına karşı mücadele yürüten “Onuruma ve Ovama Dokunma Hareketi” temsilcileri de çalışmalarına destek istedi.
ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İnci Gökmen, seçimlerde oy verirken “partilerin çevreye bakış açılarının dikkate alınması gerektiğini” vurgularken, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden Ali Yılmaz, çevre siyasetinin halkçılaşmasının önemine değindi. İnşaat mühendisi Murat Gökdemir ise çevre mücadelesinin bölgesel eylemler ve dar kadrolarla sınırlı kaldığı takdirde başarıya ulaşamayacağını belirterek, “Çevre siyaseti yapmayı önümüze koymalıyız” vurgusunu yaptı. Doç. Dr. Yücel Çağlar, “Sorun odaklı olursak süreci göremeyiz, hayatı ıskalarız. Çevre sorunlarını makro boyutta görmemiz, süreç odaklı hareket etmemiz ve popülizmden kurtulmamız gerekiyor” diye konuştu. Avukat Ali Arif Cangı ise “Çevreyi kirletenler bunun siyasetini yapıyor. Onların karşısında biz de çevrenin siyasetini yapmalıyız” şeklinde konuştu.
‘Siyaset dönüştürülmeli’
Sempozyumun sonuç bildirgesinde çevrenin, bir ülkenin toplumsal gelişmişliği ve geleceği için en önemli ve yaşamsal olgu olduğu belirtilerek, “Katılımcı bir çevre yönetimi, toplumsal değerleri ve doğal varlıkları, önemli ve öncelikli kılan bir çevre politikası” talebine yer verildi. Bildirgede, “Kapitalist sürdürülebilir kalkınma söylenceleri yerine, ekolojik demokratik planlamaya dayanan, çevre, doğa ve sosyal gelişme arasında uyumu temel alan, hakçılık ve eşitlik ilkesine dayanan ‘sürdürülebilir gelişme’ mümkündür. Böyle bir temel politika, gelecek kuşakların hak ve değerlerinin korunması, geliştirilmesi açısından da kaçınılmazdır” denildi. Sermaye birikim süreçlerinin emek ve doğa sömürüsüne yol açtığına dikkat çekilen bildirgede, “siyasetin dışlanması değil dönüştürülmesi, başta işçi sendikaları, üretici örgütleri ve meslek kuruluşları olmak üzere tüm yaşam savunucularının çabalarını bu doğrultuda yoğunlaştırması gerektiği” vurgulandı. Türkiye’nin birçok yöresinde çevresel yıkım ve tahribatlar yaşandığına işaret edilen bildirgede, “Yapılması gereken bir yüzleşmenin ötesinde, önce doğa önce insan anlayışı ile mücadele etmektir” denildi. (Ankara/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

78’liler Veysel Güney’in cenazesi nin peşinde

SONRAKİ HABER

Bakırköy’de patlama

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...