15 Haziran 2007 00:00
Sadr, Askeriye saldırısından işgalcileri sorumlu tuttu
Irakın Samarra kentinde Şii Askeriye Türbesine 15 ayda ikinci kez düzenlenen saldırının ardından ülkedeki Sünni camileri hedef alınıyor. Ülkede saldırıların durması ve Askeriye Türbesine düzenlenen saldırının kınanması amacıyla küçük çaplı gösteriler de düzenleniyor.
Irakın Samarra kentinde Şii Askeriye Türbesine 15 ayda ikinci kez düzenlenen saldırının ardından ülkedeki Sünni camileri hedef alınıyor. Ülkede saldırıların durması ve Askeriye Türbesine düzenlenen saldırının kınanması amacıyla küçük çaplı gösteriler de düzenleniyor.
Irak Başbakanı ise saldırıda, türbenin güvenliğinden sorumlu Iraklı güçlerin rol aldığını açıklarken, Şii lider Mukteda Sadr ise Samarraya yönelik saldırının ardından ABDnin olduğunu söyledi. Şii lider, halka barışçı eylem çağrısı yaparak, Şii ya da Sünni olsun, tüm halkımız barışçı eylemler için sokaklara çıksın ve herkes Irakın tek düşmanının işgal olduğunu görsün. Böylece işgalcilerin ülkemizi terk etmesi veya çekilme takvimi verilmesi talep edilsin dedi.
Samarraya yönelik saldırı nedeniyle Sünni Iraklıların suçlanmasının mümkün olmadığını da belirten Sadr, Bu, ülkede çatışmaları ve nefreti körüklemeyi amaçlayan bir Amerikan-İsrail komplosudur dedi.
Diğer yandan Samarra ve Bağdattaki sokağa çıkma yasağı cumartesiye kadar uzatıldı ve yasağın diğer bazı kentleri de kapsayabileceği ifade edildi.
Iraktaki ABD kuvvetlerinin komutanı General David Petraeus da, saldırının ABD ordusunun çabalarına ağır bir darbe vurduğunu belirtti. Saldırı, ABD, İngiltere, Fransa, AB ve BM başta olmak üzere uluslararası toplum tarafından da kınandı.
Pentagon kararsız
Öte yandan Pentagon, ABDnin yeni Irak stratejisinin etkisi hakkında, ilk sonuçların çelişkili olması nedeniyle bir yargıya varmanın henüz güç olduğunu açıkladı. Pentagonun Irakta güvenlik ve istikrarı ölçmek adını taşıyan ve Kongreye sunulan raporunda, Şubat-Mayıs 2007 arasındaki dönemde, reformları yürürlüğe koymak için Iraklılara siyasi hareket imkanı vermek amacıyla sıkıntılı bölgelerde barışı sağlamak ve karşıt taraflar arasındaki uzlaşmanın devamı için artan bir çabanın gözlendiği, ancak sonuçlar hakkında bir yargıya varmak için çok erken olduğu savunuldu. (DIŞ HABERLER)