17 Haziran 2007 00:00

beş bin yıllık vatandan göç

İlk uygarlıkların ana yurdu; farklı inançların, kültürlerin doğum yeri Mezapotamya’da savaşlar, asırların tarihi mirasını yok ederken yerel halkları da binlerce yıllık ana vatanlarından koparıyor.

Paylaş


İlk uygarlıkların ana yurdu; farklı inançların, kültürlerin doğum yeri Mezapotamya’da savaşlar, asırların tarihi mirasını yok ederken yerel halkları da binlerce yıllık ana vatanlarından koparıyor.

2003’ten bu yana...
2003 ABD işgalinin kışkırttığı mezhep çatışmalarıyla, her gün patlayan bombalarla paramparça olan Irak’ta, azınlık bir halk da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Irak’ta yaşayan ve Doğu Kilisesi’ne bağlı Süryanilerin nüfusu, işgalden sonra yarı yarıya azaldı. Irak’ta Hıristiyanların çoğunluğu, Keldani Kilisesi (Süryani Katolik), Süryani Ortadoks Kilisesi ve Asuri Kilisesi’ne bağlılar. Ülkede ayrıca, 15 bin civarında Protestanın yaşadığı da biliniyor.
Bu Hıristiyanlar, yaşadıkları her ülkede aynı kaderi paylaşıyor: Zorunlu göç. Dünyanın her bir yerine dağılan bu halktan, Türkiye’de sadece 10-15 bin kadar kaldı. Irak’ta da durum farklı değil.

Gündeme gelmeyenler
Asuri Uluslararası Haber Ajansı raporuna göre 2003’ten bu yana Irak’taki Keldanilerin yarısından fazlası, ülkeyi terk ederek Ürdün ve Suriye başta olmak üzere dış ülkelere kaçmak zorunda kaldı.
İçki satan Keldani işyerlerinin yüzde 95’i saldırıya uğradı, yakıldı. 30 kilise bombalandı. Hıristiyan kadınlar peçe takmaya zorlanıyor; takmayanların yüzüne kimyasal maddeler atıldığı haberleri geliyor.
Çatışmaların yoğunlaştığı Bağdat ve çevresinde yaşayan Keldaniler, evlerini boşaltmaları yönünde tehdit ediliyor, bazı yerlerde ise “cizye” isteniyor.
Sadece ocak-mayıs 2007 tarihleri arasında Dora’da 600 aile evlerini terk etmeye zorlandı. Başta çocuklar olmak üzere kaçırılarak öldürülme vakaları da giderek artıyor. Son olarak 3 Haziran günü Musul’da 1 papaz ve 3 yardımcısı, kilise çıkışı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi.

Türkiye’de 3 bin Keldani göçmen
ABD işgali ardından Türkiye’ye göç eden 10 bin Iraklıdan 3 bin kadarının da Keldani olduğu biliniyor. Türkiyeli Asuri-Keldaniler ise göçmenlere biraz olsun yardım sağlayabilmek için bir dernek kurdu. Asuri-Keldani Cemaati Ruhani Lideri ve Patrik Vekili Mgr. François Yakan’ın, göçmenlerin yaşadıkları sefalet ile ilgili anlattıkları ise her göç hikayesi gibi acı.
“Biz unutulmuş bir halkız. Asuri-Keldaniler, dünyanın en eski halklarından olmamıza rağmen unutulmuşuz. Halbuki 2 bin yıldan beri gerçekten barış melekleri gibi çalışmışlardır; dinleri, halkları bir araya getirmek için” diyor Yakan.
Mezopotamya’nın en büyük halklarından birinden geriye kalan bir avuç insanın da yok olmaya doğru gittiğini söyleyerek, “Yazık olur dünya barışı için, hele hele bölgemiz için çok yazık olur. Onun için orada diğer halklarla güvenlik içinde, kardeşlik içinde, sükunet içinde kalmalarını sağlamak lazım” diye konuşuyor.

Tüm göçmenlerin acısı aynı
Türkiye’de 3 bin Keldani göçmen olduğunu, ancak haberleri olmayan yüzlerce göçmen daha olabileceğini de ekliyor. Türkiye, uluslararası yasalara uygun olarak göçmenlerin “üçüncü bir ülkeye gidene kadar geçici olarak” ülkede kalmalarına izin veriyor. Ancak ne Keldaniler ne diğer Iraklılar, ülkede hiçbir hakka sahip değil.
Yakan, “Biliyorsunuz Türkiye, Doğu’dan gelen insanlara sığınmacı statüsü tanımıyor” derken göçmenlerin 3-9 yıl arasında ülkede yaşamaya çalıştıkları bilgisini veriyor:
“Keldaniler de diğer bütün göçmenler gibi işsizlik, sağlık, eğitim sorunları yaşıyorlar. Bunlar olmadıktan sonra bir insanın yaşaması kolay olamaz. Göçmenlerin sayısı ise günden güne değişiyor. Irak’ta 2004’te kiliseler bombalanmıştı. Bir ayda 40 bin kişi çıkmıştı oradan. Türkiye’ye gelenler aslında çok az. Suriye’de, Ürdün’de çok daha fazla var. Burada Birleşmiş Milletler’in Ankara’daki temsilcilerine başvuruyorlar. Şu anda 3 binden fazla Iraklı Keldani-Asuri var Türkiye’de. Ancak çoğundan haberimiz bile olmuyor. En son Türkiye’de 10 bin Iraklı olduğu belirlenmiş. Hepsi Hıristiyan değil ama bunların hepsi Iraklı göçmen. Sonuçta aynı acıları çekiyorlar. Türkmeni de, Hıristiyanı da, Müslümanı da Yezidisi de...”

Kiliseden fazlasına ihtiyaç var
Türkiye’deki tüm göçmenlerin sefalet koşullarından kurtarılmaları için ise kilise ve derneklerin çırpınmasından fazlasına ihtiyaç var: “Göçmenlerle ilgili kanunlarımızda birtakım sosyal yapılar yaratmak lazım. Irak’tan olsun başka ülkelerden olsun fark etmez. Biz kilise olarak çok zorluklar çekiyoruz.”
Ancak her şeye rağmen tüm zorunlu göçmenlerin isteği, ülkelerine geri dönebilmek: “Burada yaşayamıyoruz diyorlar, dil bilmiyorlar. Dil bilmemek insanı tamamen yarı insana döndürüyor. Doğduğu yer, öğrendiği yere dönmek istiyorlar. Rahat olan insanlar, genellikle bu gibi insanları çok kolayca unutur. Halbuki rahat olan insan, diğerleri gibi bu dünyada göçmendir. Bu dünyada hepimiz göçmeniz. Ben bunun şuurunda mıyım; o zaman yardımlaşmayı yapabilirim, öbürünü düşünebilirim...”

abd işgaliyle başladı
Irak hakkında neler anlatıyorlar?
Irak’tan çıkmak kesinlikle istemiyorlar aslında. Ama birisini zorlarsan ‘çık buradan yoksa öldüreceğim seni’ diye, ne olacak ki? Daha çok Bağdat’tan geliyorlar.

ABD işgalinden sonra mı yaşanmaya başladı sorunlar?

Daha önce çok daha rahattı. Bu kadar göç olmuyordu. Saddam bir diktatördü tamam. Ama bu kadar göç olmuyordu; böyle açlık yoktu, mezhep savaşları da yoktu böyle. Özgürlüğün elde edilmesi için çok mücadelelerden geçmek lazım. Hiçbir zaman Irak halkı tamamen özgür olmamıştır. Özgürlüğü elde etmek için insanın dürüst olması lazım, adaletli olacak ve öbür insanı kendisi gibi sevecek. Eğer sen buna müsaitsen, o zaman özgürlüğünü elde edeceksin. Eğer öbür insanı kendin gibi seversen özgürlüğünü elde edeceksin.

Irak’ta kalan Hıristiyan nüfusu hakkında net bilgiler var mı?

1995’te en son 1 milyon 200 idi. Bu rakamdan eminiz ama ondan sonra gelen rakamlardan emin değiliz. Çünkü her gün göç var, her gün... Geçenlerde Amman’a gittik ve orada 780 bin Iraklı var. Suriye’de 1 milyon 200 bin kişi var. İran’da 54 bin, Lübnan’da 40 bin... Ne olacak bu Irak halkına?

ABD Hıristiyan bir ülke. Normalde Hıristiyanlara yardım etmeleri beklenir...
Birisi yardım etseydi, bu insanlar Irak’ı bırakmazlardı kesinlikle. Diktatörlük döneminde çıkmadı bu insanlar Irak’tan, şimdi neden çıkıyorlar? Hıristiyanlık için gelmediler ki ABD’liler Irak’a. Niye böyle düşünüyoruz?..

göçmenleri sefaletten kurtarmak devletin görevi
Türkiye’ye göç edenler burada yaşadıkları hakkında neler anlatıyorlar?
Çalışama hakları yok. Türkiye’nin koyduğu bir kısıtlama değil bu, uluslararası bir uygulama. Sağlık hizmetinden mahrumlar, eğitim sorunları var. Kim verecek bu çocuklara eğitim ki? İkamet sorunları var. Irak’tan gelenlerin hepsi hasta ama hastaneye gidemiyorlar. Paraları yok. Dışarıdan, akrabalarından yardım alıyorlar geçici olarak. Gerçekten acılar içindeyiz, biz de ne yapacağımızı bilmiyoruz.

Nerelerde barınıyorlar?
En fakir mahallelerde, zemin katlarda, bodrumlarda, en ucuz yerlerde barınıyorlar. Biliyorsunuz İstanbul’da, Ankara’da ve İzmir’de göçmenler kalamaz yasalara göre. Diğer şehirlere gönderiyoruz: Bilecik, Gaziantep, Afyon, Maraş, Aksaray, Kütahya, Burdur, Ordu...
BM bunlarla uğraşıyor. Biz de onlara elimizden geleni yapıyoruz. Derneğimizin amacı, bu insanların buradaki yaşamlarını kolaylaştırmak ve onlara Türkiye’de nasıl yaşayabileceklerini öğretmek.

Yeterli olabiliyor musunuz?
Hayır. Yeterli değil, çok eksikliğimiz var. İnsan eksiğimiz var, finans eksiğimiz var, eğitim yapmak istiyoruz olmuyor. 25 şehirde insanlarımız var. Gidip her yerde nasıl ders vereceğiz, yardımcı olacağız? Bu bir devlet işidir. Ufak bir kilisenin, derneğin işi değil bu. Dil de bilmiyor insanlar. Bazı insanları hiç görmüyoruz bile.

Peki ne kadar kalıyorlar Türkiye’de?
Ortalama 3 ile 9 yıl arası kalıyorlar. Birisi BM’ye müracaat ettiyse, en az üç sene beklemek zorunda üçüncü bir ülkeye gidebilmek için. Geçenlerde birisi Avustalya’ya gitti, 13 senedir buradaydı. Çok zor.

Elif Görgü
ÖNCEKİ HABER

KİRVEME MEKTUPLAR

SONRAKİ HABER

g-8 zirvesinde bilek güreşi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...