19 Haziran 2007 00:00

DÖNÜŞÜM

Sol Parti kuruldu. İki yıllık birleşme süreci ardından Almanya’nın üçüncü büyük partisi, hafta sonu Berlin’de kuruldu. Eylül 2005’ten bu yana 53 milletvekiliyle Federal Parlamento’da ortak fraksiyonları olan ...

Paylaş

Sol Parti kuruldu. İki yıllık birleşme süreci ardından Almanya’nın üçüncü büyük partisi, hafta sonu Berlin’de kuruldu. Eylül 2005’ten bu yana 53 milletvekiliyle Federal Parlamento’da ortak fraksiyonları olan “Emek ve Sosyal Adalet Partisi” (WASG) ile “Demokratik Sosyalizm Partisi” (PDS), bundan böyle “Sol Parti” olarak tek bir çatı altında politika yapacaklar.
İki eşbaşkan; Oskar Lafontaine ve Lothar Bisky’nin yaptıkları konuşmalara, kongrede ve kamuoyunda yarattığı etkilere bakılarak birtakım sonuçlar çıkarmak mümkün. Kongrede Lafontaine dakikalarca ayakta alkışlanırken, Bisky’nin konuşması “nezaketten” alkışlandı. Basında çıkan haberlerde de benzeri bir durum yaşandı. Kamuoyunda Lafontaine’in konuşması geniş yankı yarattı.
Konuşmasında Sol Parti’nin yaşamın bütün alanlarında bir alternatif olacağını ifade Lafontaine, sosyal, ekonomik, dış ve iç politika, çevre politikası konularına emekçi halkın ihtiyaçları ve özlemleri cephesinden yaklaşacaklarını söyledi. Amaçlarının bütün politik konuları sistem sorunu olarak ele almak olacağını ifade eden Lafontaine, başta SPD ve Yeşiller olmak üzere bütün partilere hodri meydan dedi.
“Sermayenin iktidarını engellemek görevimizdir” diye konuşan politikacı, “Eğer sermayenin iktidarını engellemeyi (ilk etapta) başaramıyorsak, o zaman onun demokratik denetimini sağlamalıyız” dedi. Dünyada yaşanan savaşların, işgallerin de “sistem sorununu gündeme getirdiğini” söyleyen politikacı, “Ortadoğu’da savaşlar demokrasi ve özgürlük için değil, hammadde kaynakları ve yeni pazarlar için sürdürülüyor. Bunun, tekelci kapitalizmin bir sonucu olduğunu çok açık söylemeliyiz” dedi.
Buna bağlı olarak ülkedeki enerji tekellerinin devletleştirilmesi için mücadele edeceklerini söyleyen Lafontaine, partinin çevre sorununu sistem sorunu olarak ele aldığını belirterek “Bir bütün olarak aşırı tüketim, daha fazla ciro ve daha fazla kâr üzerine kurulu bir sistemde çevre sorunu çözülemez” dedi.
Sol Parti’nin, ekoloji sorununu sosyal sorunla bir bütün olarak ele aldığını, bunları aynı zamanda savaş ve barış sorunlarıyla birlikte ele aldığını söyleyen Lafontaine, sorunların çözümü için “kökten değişimlere” ihtiyaç olduğunu ifade etti.
“Eğer bomba atan bir Müslüman terörist, ama bomba atan bir Hıristiyan özgürlük ve demokrasi savaşçısı oluyorsa, burada çifte standart var demektir” diye konuşan Lafontaine, “Bu batılı endüstri ülkelerinde hakim olan anlayıştır” dedi. Lafontaine, dünyada barışı sağlamak için bu anlayışa karşı mücadele etmek gerektiğini söyledi.
Burjuva politikacıları ve kalemşörleri çileden çıkaran önemli bir nokta ise Lafontaine’in “Politik hedeflere nasıl ulaşabiliriz” sorusuna verdiği yanıt oldu. Büyük koalisyonun halkın ezici çoğunluğunun karşı çıktığı bütün konularda yasalar çıkardığını söylerken, “Yeni mücadele biçimleri ve araçları üzerine durmalıyız. Fransızca konuşmasını öğrenmeliyiz. Evet Sol Parti genel grev hakkından yanadır, politik grevlerin demokratik mücadelenin bir aracı olduğu görüşündedir” dedi.
“Die Welt” gazetesi Lafontaine’leilgili yorumunda; “Ülkenin en tehlikeli politikacısı” tanımlaması yaparken haberde ise “...ülkemizde genel grev ve politik grevler yasaktır. Grevler sadece toplusözleşme dönemlerinde kullanılan bir araçtır. Ama Lafontaine, kalkıp sosyalist hedefler için genel grev yapılmasını öneriyor. Hatta sistemin bu yoldan değişebileceğini söylüyor” diye yazdı.
“Berliner Morgenpost” gazetesi ise işi Lafontaine’i faşist Hitler çeteleri tarafından katledilen KPD önderi Ernst Thälmann ile karşılaştırmaya kadar vardırdı: “Nasıl bir tesadüftür ki Lafontaine’in eşbaşkan olarak kullanacağı bina ve oda, daha önce de SPD’den ayrılmış bir sosyal demokrat tarafından kullanılmıştı. Bu, uzun yıllar KPD’ye önderlik eden ve 1933’te Naziler tarafından tutuklanan Ernst Thälmann’dı.”
Bu yazılan ve çizilenlere bakıldığında, burjuva partilerin ve basının bir hayli telaşlandığı görülüyor. Partilerin açıklamaları, gazetelerdeki haberlerin ve yorumların içeriği neredeyse tıpatıp aynı! Bu da ülkede, Sol Parti’ye karşı “geniş bir cephenin” kurulduğu anlamına geliyor.
Sol Parti’nin “Sosyalizmle özgürlüğe” sloganı altında ne kadar kararlı mücadele edeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Sol Parti kuruldu ve politik hedeflerini belirledi. Ancak asıl olarak önümüzdeki aylarda sürdüreceği pratik politik çalışma, bunun emekçilerin hak ve çıkarlarıyla ne kadar uyuştuğu ve buna paralel olarak parti içindeki programatik tartışmalar konusunda belirleyici olacak.
Serdar Derventli
ÖNCEKİ HABER

Tüzel, Kadifekale emekçileriyle buluştu

SONRAKİ HABER

Ortak tatbikata sert protesto

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...