20 Haziran 2007 00:00

Ve Ulucanlar Kapalı Cezaevi açıldı...

Ankara Ulucanlar Kapalı Cezaevi, Mimarlar Odası ve Ankara Barosu’nun “Cezaevinde Şenlik Var” adlı etkinliği kapsamında halka açıldı

Paylaş

Ankara Ulucanlar Kapalı Cezaevi, Mimarlar Odası ve Ankara Barosu’nun “Cezaevinde Şenlik Var” adlı etkinliği kapsamında halka açıldı.
1920’de askeri depo olarak yapılan ve 1925’te cezaevine dönüştürülen binalardan oluşan Ulucanlar’ın 2006 yılında boşaltılmasının ardından mimarlar ve avukatların girişimiyle Adalet Bakanlığı’ndan etkinlik için izin alındı. 10 gün sürecek kültür-sanat etkinlikleri, önceki akşam düzenlenen kokteyl ile başladı. Kokteyle gelenler, belki de memurların eskiden kalma alışkanlıklarıyla, neden geldikleri sorgulanarak içeri alındılar.
Ankara Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Nimet Özgönül’ün kırmızı kurdeleyi kesmelerinin ardından cezaevinde etkinlikler “resmen” başlamış oldu. Cezaevinin girişinde mahkumlar, el ürünü halılar ve süs eşyaları sergilediler. Bakanlık yetkilileri, baro yöneticileri, parti, sendika ve kitle örgütü temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleştirilen açılış, cezaevinin, ünlü kavak ağacının bulunduğu küçük avlusunda yapıldı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Özgönül, bir mekanın bir zamanlar cezaevi olarak kullanılmış olsa bile, kültür-sanat etkinlikleri için kullanılabileceği fikriyle bu etkinliği yaptıklarını anlatarak “Herkese kapalı, içinde neler yaşandığını içindekiler dışında kimsenin bilmediği bir yerde, şu anda Ankaralılarla birlikte bir şenlik yapmayı planlıyoruz” dedi. Ankara Baro Başkan Yardımcısı Oya Pekgöz ise “Bir zamanlar bu kapıdan x-ray cihazlarından, defalarca aranarak eziyetle geçen avukatların, bu sefer bir şenlik için geçmesini istedik” diye konuştu.
‘Bir de onlara sorun’
Cezaevinin halka ilk açıldığı gün, eski mahkumlar da birer ikişer “eski evlerini” ziyarete geldiler. Siyasi, adli suçlular, eski gardiyanlar, ziyaretçiler, bir zamanlar özgürlüklerinden yoksun olarak gezdikleri avluyu, bu sefer özgürce adımladılar. Meclis’te pankart açtıkları için tutuklanan öğrencileri ziyaret eden Yalçın Doğan da bunlardan biri. Küçük çocuğuyla beraber cezaevine gezmeye gelen Doğan, “İçim burkuldu” diyebildi. Doğan, “Bir kere beni de gözaltına almaya çalıştılar. Bir taraftan gardiyanlar, bir taraftan tutuklular çekiştiriyordu. Neredeyse ortadan ikiye ayrılacaktım. Tutuklulara bağırdım en sonunda, öyle kurtuldum” dedi.
Hamamda işkence
Murat Özçelik ise 1995 yılında lise öğrencisiyken tutuklanarak getirildiği cezaevinin belgeselini çekiyor. İletişim Fakültesi öğrencisi Özçelik, Ulucanlar Operasyonu sırasında da cezaevinde olduğunu belirterek o dönem işkence gördüğü, operasyonun yapıldığı ve yattığı koğuşu anlattı. Özçelik ile işkencenin yapıldığını söylediği hamamda görüştük. Özçelik, bu hamama, operasyonun ardından elleri kelepçeli getirildiklerini anlatarak “Hepimizi yere yatırdılar. Tam burada yatıyordum. Yüzüm kan içindeydi ve her taraf kan olmuştu. Sadece kalas seslerini ve insanlara kalas vurulunca onların nefeslerini duyuyordum” dedi. Özçelik, yıllar sonra yeniden cezaevinde; bu sefer belgesel çekiyor olmasını ise “Çok farklı bir duygu. Burada çok şey vardı. Çok ağır işkenceler, yaralamalar...” sözleriyle anlattı.
Suat Çelik de karıştığı bir kavganın ardından iki buçuk ay 5’inci koğuşta kalmış. Çelik, “Buraya köpek bağlasan durmaz. İşte biz kaldık. Çok kötü bir şey” dedi.
1990’lı yıllarda, 7 yıl boyunca cezaevinde gardiyan olarak çalışan eski bir memur ise “Burayı şimdi ziyarete gelenin hiçbir duygusu kalmamıştır ki. Köydeki ahır neyse, çiftlikteki kümes budur” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)
Sözlü tarih çalışması
Etkinlikler kapsamında Antropolog Doç. Dr. Suavi Aydın ve Avukat Musa Toprak, “Ulucanlar Cezaevi’nde yatanların anıları üzerine sözlü tarih çalışması” atölyesi yapacaklar. Uçurtmayı Vurmasınlar ve Beynelmilel gibi filmlerin de gösterileceği etkinlikler kapsamında, Mustafa Kantaş’ın cezaevinde yatarken çizdiği resimlerden oluşan bir sergi açılacak.
Cezaevinde bugün ise çocuklar var. Çocuklar “Sınır ve Sınırsızlık” kavramı üzerinde bir atölye çalışması yapacaklar. Saat 17.00’de ise infaz koruma memurları ile sözlü tarih çalışması yapılacak.
Müge Tuzcuoğlu
ÖNCEKİ HABER

Hayat halkların soluk borusu olacak

SONRAKİ HABER

Ormancılar Afrika sıcağına hazırlanıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...