21 Haziran 2007 00:00

İki sesten şiiri duymak

Dizelerinde insana ve insanın değerlerine ne denli önem verdiği görülen Tamer Abuşoğlu’nun yitik düşlerinin ardında, insanca yaşanacak bir dünyanın doğuşu var.

Paylaş

Yitik Düşlerin Kıyısında/Tamer Abuşoğlu (2006)
Tamer Abuşoğlu, “ben şiirimi ya da yazımı yazdım, görevimi yaptım,” diyerek bir kenara çekilen sanatçılardan değil. Bizim olan memlekette ve bizim olan dünyada her şey onu ilgilendirir. O nedenle, yalnızca:
“ muhakkak ki, demokrasi muhafızlarının/ herkesten çok kutsanmış hakları vardı/ arap kızların bacak aralarında/ pike yapan uçakların bomba sağanağında/ kuruluyordu yalancı demokrasi/ oysaki okyanus ötesinden/ yeni ve çağdaş bir rejim ihraç edilecekti./ son repliğinde tarihin//…coğrafyalarımız farklı olsa da/ gözyaşlarımız aynı diyordu/ vietnam’lı bir kadın/ acının lisanı bir/ acının lisanı ortak”
dizelerinin yer aldığı “Gözyaşlarımızın Lisanı Ortak” adlı şiirini yazmakla yetinmez. “Türkiye Gerçeğinin Işığında Doğacak Partiye Mektuplar, AB- Batı Emperyalizmi Kıskacındaki Türkiye, Misyonerlik Vizyonundaki Haçlı Hareketi” gibi ülkeyi doğrudan ilgilendiren konular üzerinde yaptığı incelemelerden oluşan küçük oylumlu kitaplara imza atar.
1961 yılında Gaziantep’te doğan Tamer Abuşoğlu, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesindeki öğrenimini yarıda bırakarak hayata ve sanata atılır.
“Güzide Abla, Ömer Amcama”vb. şiirlerinde zaman zaman ölümün boşluğuna düştüğünü gördüğümüz şair, “Dipnotlar” şiirinin:
Yorgun şehrin yakarışlarına/ katarım kendimi/ okurum gözlerini penceremden”
diyerek acılar karşısında da olsa, hayattan kaçılamayacağını belirtmektedir.
Bu kitabının dışında, daha önce çıkmış yedi şiir kitabı daha bulunan şair, “Beyhude” adlı şiirde:
“hiç sevmeye vaktimiz olmadı/ nefretin hasadını dermekten/ sayılı günler ne tez geçti/ suçluyuz hepimiz yaşamı inkardan “
dese de, “Filistin” adlı şiirinin:
“utancını saklar insanlık/ tarihin kanlı sokaklarında/ ve bir çıra gibi yanar/ yitik vatan ramallah’ta/sonunda adını özgürlük yazar/ kanlı bir bayrak gibi intifada”
dediği dizelerde, onun insana ve insanın değerlerine ne denli önem verdiği görülür.
Bleda Yayınları arasında çıkan yeni kitabında yer alan şiirler, Tamer Abuşoğlu’nun şiir üzerindeki titizliğinin de bir kanıtı sayılabilir.
Duygularını: “ağulu acılar kusardı/ zamanın zembereği/ gizledim gurbet şarkılarında/ kimsesizliğimi/ boğdum içimde/ sararmış fotoğraflarım/ öksüz çocukluğumun/ savruldum zamanın gözlerinde/ aktım aşka ve hüzne dair/ dizelerin rahmine/ yeniden doğdum sanki/ zamana bağdaş kuran şiirlerde”
dizeleriyle açıklayıp, biraz da kendini çizen Abuşoğlu’nun yitik düşlerinin ardında, insanca yaşanacak bir dünyanın doğuşu var.

Sıcak Yağmurlar/ Mehmet Ataman (2007)
“Dalgalı Beyazlıklar”dan sonra, ikinci adımını yine Kora Yayınlarından çıkan bu kitabıyla atan Mehmet Ataman’ın emeklilik sonrası Gökçeada’da yaşadığını, arka kapakta verilen bilgiden öğreniyoruz. “Begomyam” adlı şiirinin:
“Kolları aşk sarmaşığı davetkar/ Gövdesi çiçek bahçesi/ Gözlerinde bir pırıltı görülmemiş bergüzar,/ öpülesi, sevilesi, delicesi begonyam./ Susadın sulanacaksın/ Bengisi gerek sana/ Her daim koklanacaksın ha gizli ha aşikar”
dediği dizeleri de onun doğayla iç içe yaşadığının tanığı gibi. Ne ki, bu durum ülkenin gerçeklerini gündeminden çıkarmasına neden olmuyor. Yüreğinin kapısını açık tutup:
“Ne varsa tanrının esirgediği/ sevgiden barıştan dostluktan yana/üretip üretip dağıtacağım”
diye sesleniyor “Yeni Bir Dünya” adlı şiirinde. Çünkü çocukların hayatını,
“Ömrümün yitik günlerini gördüm sende/ Sanırım seni sevişim ondandır çocuk”
dizeleriyle özetlediği, kendi hayatı gibi olsun istemiyor. Bunun zorluğunu da:
“Hani şu arka sokakların kimsesizliği var ya/ Çoğu kez ürkütür bizi/ Tek tek ağaçları severiz de çoğumuz/ Ormanın derinliği korkutur hepimizi”
dizeleriyle dile getiriyor.
Çok değişik konulara el atan, bu arada Erdal Öz, Aziz Nesin, Mahsuni gibi değerli yitiklerimizi ve aydınlanma yolunda öldürülerek yaşamını yitirenleri anmadan geçmiyor.
“Mahzun” adlı şiirindeki:
“Mart soğuğunda erik çiçeği/ Ağustos sıcağında mahzun kelebek/ Gittiği her yerde boynu bükük ve ürkek/ Ülkemin çocukları//…Öfkesinde kabarık, isyanında kararsız/ Ayları kör testerede, yılları parçalanmış/ Çıkmaz sokakta umarsız/ Ülkemin çocukları”
dizeleriyle yüreğini ve dünya görüşünü cömertçe sunduğunu gördüğümüz Mehmet Ataman’ın şiirleri umut verici. Ancak, sahip olduğu dünya görüşünün zenginliğini şiirlerine katabilmesi için, ürünlerinin estetik yönü ve dize yapılandırmaları üzerinde biraz daha titizlenmesini gerektirmektedir.
Güngör Gençay
ÖNCEKİ HABER

OYAK ulusalcıları ters yatırdı!

SONRAKİ HABER

Potada aday kadro açıklanıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...