23 Haziran 2007 00:00
Bağımsız adaylar konuşuyor 16
Tunceli Bağımsız Milletvekili Adayı Şerafettin Halis, sadece Kürt sorunu değil Türkiyenin diğer sorunlarını da çözmeye talip olduklarını söyledi
Tuncelideki barış ve demokrasi güçlerinin Bağımsız Milletvekili Adayı Şerafettin Halis.
Bir eğitimci olan Halisin, aynı zamanda Nupelda adlı bir şiir kitabı yayınlandı. Tuncelide HADEP il başkanlığı da yapan Halis, Mecliste Dersim halkının sesi, sözü ve vicdanı olmaya çalışacağız diyor.
Bin Umut Bağımsız Milletvekili Adayı Şerafettin Halisle adaylık süreci ve hedefleri üzerine konuştuk.
Aday olmaya nasıl karar verdiniz?
Siyasette yeni biri değilim. 68 Gençlik Hareketine duyduğum sempatiyle siyasi yaşamım başladı. Kendim de Dersim 38 Hareketinde darbelenmiş bir ailenin üyesiyim. Sonra sürgün edilmiş bir ailenin üyesi olarak Kürt siyasetinin dışında kalamazdım.
Hatırlanacağı gibi DEPlilere karşı yapılanları protesto etmek için 94 seçimlerine girmemiştik. Bu seçimden 8 ay sonra ara seçim yapıldı. Ara seçimlerde oylar eşit olduğu gerekçesiyle yapılan kura çekiminde mazbata bana verilmedi.
Sonra mesleğim olan öğretmenliğe geri dönmedim. HADEPin kurulma çalışmalarına katıldım. Bu süreç, 2004 yerel seçimlerine kadar geldi. Sonra yeniden mesleğime döndüm.
Bu süreçte de seçimlerde parlamentonun demokratik bir mücadele alanı olduğuna inandığım için aday olmaya karar verdim. Parlamento tek başına yegane bir alan olmamasına karşın, demokratik mücadelenin önemli bir ayağı, önemli bir alanıdır. Bundan mutlaka yararlanılması gerektiği konusunda inanç sahibiyim.
Burada 11 arkadaşla önseçim için yarıştık. Bu nitelikli bir yarıştı. Halkın eğilimi benden yana gelişti.
Tuncelinin temel sorunu nedir?
Tuncelinin kaderi, bulunduğu coğrafyanın kaderinden ayrı düşünülemez. Mücadele tarihi açısından, inanç kimliği açısından coğrafyadan farklı olsa da yaşadığı temel sorun, Kürt sorunundan kaynaklı şiddet ve terörize edilmiş ortamdan bağımsız değildir. Diğer coğrafya ile benzerlik gösteriyor.
Tabii hâlâ da ortam terörize edilmek isteniyor. Seçimler dahi engellenmek isteniyor. Dersimin kendisine özgü sorunları da vardır. Toplantılarda olsun, ziyaretlerde olsun konuştuğumuz hemen herkes, öncelikle terörize edilmiş ortamın barış ortamına nasıl dönüşeceğini soruyor. Bu yönde beklentileri var. Elbette yoksulluk var. Gençliğin kendi problemleri var. Kadınların yaşadığı problemler de var
Peki bu sorunların çözümü noktasında nasıl bir tutum izleyeceğinizi ifade ediyorsunuz?
Vaat temelinde gitmiyoruz. Biz, çözülmesi beklenen sorunların Kürt sorunuyla bağlantılı ve ilintili olduğunu söylüyoruz. Kürt sorununun çözümü halinde diğer sorunların da çözülmesinin çok daha kolay olacağı inancıyla halka gidiyoruz. Ve şunu söylüyoruz: Bugün savaşa ayrılan bütçenin insanların hizmetine sunulması halinde, yoksulluk ve sefalete önemli oranda çare bulunmuş olacaktır. Bugün bir helikopterin kalkışı ve inişi için yapılan harcamanın, paranın, insanın emeğine sunulması halinde birçok sorunun çözüleceğini düşünüyorum. Yine çatışmalara endeksli olarak kısıtlanan demokratik hakların elde edilebileceğine inanıyorum. Yine savaşa endeksli olarak ihmal edilen gençlerin sorunlarının çözüm için karşılık bulacağına inanıyorum. Elbette bizim temel politikamız, Kürt sorununu çözmeye yönelik olmakla beraber Türkiyenin diğer sorunlarının da çözümüne talibiz.
Seçim çalışmaları sırasında yüz yüze geldiğiniz vatandaşlar size ne iletiyor, ne istiyor sizden?
Bizden bireysel bir beklenti içinde değiller. Çocuğumuzu işe al. İş, aş türünden talepleri yok. Zaten bunu yapamayacağımızı da artık öğrenmiş durumdalar.
Çok partili sistemden bu yana, yani 1946-2006 yılları arasında 20 tane milletvekili gitmiş. Düşünebiliyor musunuz? Üç dönem yapanlar var. Beş dönem yapanlar var. Ama hiçbir milletvekili buradan toplumsal projelerle gidememiş. Ya da gitmek istememiş. Biz bu noktada toplumun sorunları için projelerle gitmeyi hedefliyoruz. Tabii bunu yaparken de tek tek bağımsız aday değil bir ekip çalışmasıyla bunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz.
Tunceliden Meclise ne götüreceksiniz?
Tuncelinin sorunlarını götüreceğiz. Bu coğrafyada yaşanan savaş nedeniyle ortaya çıkan yoksulluğun, sefaletin, acının dili olmaya çalışacağız. Daha doğrusu bu şiddet ortamının barışa evrilmesi için barışın dili olacağız. Barışın dili olurken de Dersim halkının sesi, sözü ve vicdanı olmaya çalışacağız.
Çalışmalarınızda nasıl bir yöntem izliyorsunuz?
İnsanların yaşadığı her alanı; mahalleleri, sokakları, işyerlerini geziyoruz. Halkın arasındayız. Ayrıca bileşenlerimizle, başta EMEP olmak üzere diğer kitle örgütleri ve sendikalarla komisyonlar, komiteler oluşturarak bunun ön hazırlığını yapıyoruz.
Tuncelilere mesajınız nedir?
Her şeyden önce bana temsil hakkı veren Dersim halkına teşekkürlerimi sunuyorum. Yolumuza döşenen tüm engellere rağmen Dersim halkının bize güvenmesini istiyoruz. Başta EMEP olmak üzere diğer demokratik bileşenlere teşekkürlerimi sunarak bana güvenmelerini ve demokrasi mücadelesinde daha kararlı adımlarla yürüyeceğimi bilmelerini istiyorum.
Ekolojik dengenin bozulmaması için çabamızı göstereceğiz
Tuncelinin yaşadığı en önemli sorunların başında Munzura barajların yapılması geliyor. Bu konuda nasıl bir tutum izleyeceksiniz?
Barajlar belki başka ülkelerde ekonomik amaçlı yapılır. Enerjiden yararlanma amaçlı yapılır. Ama bizim gibi ülkelerde barajların hiçbiri ekonomik amaçlı değil, stratejik amaçlıdır. Doğanın tahribatı, coğrafyanın parçalanması, bölgeler arasında iletişimin koparılması hedefleriyle barajları kuruyorlar. Elbette bu barajların, bizim insanların toplumsal dokusunun parçalanmasına da yol açacağını düşünüyorum. Bunun yanında doğanın tahribatı söz konusu. Kirlenmiş bir dünyada mutlu toplumları yaşatmanın bir olanağının olmadığını biliyoruz. Ekolojik dengenin bozulmaması noktasında çabamızı göstereceğiz.
YARIN: Manisa Bağımsız Milletvekili Adayı Şahismail Özocak
Şahin Bayar