Düzen partilerine oy yok

Genel ve eşit oy hakkı, bir zamanlar burjuvazinin en korktuğu haklardan biriydi. İşçi ve emekçi temsilcilerinin yasama/yürütme organını ele geçirmesi ya da etki etmesi durumunda burjuva iktidarı/düzeni ne olurdu? Bu belirsizdi.
Komünistler de oluşturdukları 1. Enternasyonal örgütlenmesi aracılığıyla, bu hakkın elde edilmesi için kampanyalar düzenliyor, sınıf savaşını her alanda sürdürebilmenin ve bundan güç kazanmanın koşullarını yaratmaya çalışıyordu.
Sonuçta bu hak, uzun ve badireli mücadeleler sonucunda elde edildiğinde, işçi ve emekçi sınıflara karşı burjuvazi de bundan kendi hesabına yararlanmanın yollarını hazırlamıştı.
Seçimler ve parlamento, sınıf mücadelesinin önemli bir aracı rolünde. Her kesim bu role, kendi stratejik anlayışı ve taktik duruşuyla farklı anlam yüklemektedir. Devrimci-sosyalist çevrelerde bu konu her zaman önemli tartışma konularından birisi olagelmiştir. 22 Temmuz genel seçimlerine ilişkin görüşlerini aldığımız devrimci-sosyalist yayın ve kurumların da bu farklılıkları taşıdıkları görülüyor.
Hemen bütün yapılardan görüşlerini istedik. Bazılarından yanıt alamadık; İstanbul Temel Haklar ve Özgürlükler Cephesi henüz (15 Haziran itibariyle) kararlarının oluşmadığını, önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını bildirdiler.
‘Düzen partilerine oy yok, taleplerimizi dile getirelim’
Yeni Dünya İçin Çağrı Dergisi, kitlelere “sömürünün, baskının olmadığı; insanın insanca yaşadığı, göstermelik değil gerçek demokrasinin hüküm sürdüğü yeni bir düzeni, sosyalizmi talep etme” çağrısında bulunuyor.
Devrimci Hareket Dergisi ise, egemenlerin oluşacak muhtemel Meclis’ten dertlerine çare çıkmayacağını hissettiği ve yeni saldırı hamlelerine hazırlandığı koşullarda devrimcilere düşen görevin, seçimlerden olumluluk damıtmak değil, sürecin gerektirdiği donanımı hızla oluşturmak olduğunu belirtiyor.
Alınteri Dergisi, işçi ve emekçileri, MGK, TÜSİAD, MÜSİAD, TİSK, TOBB partilerinden hiçbirine oy vermemeye, Kürtlerin düşman gibi görmeye itildiği gerici saflaşmaya karşı “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği’ bayrağı altında bağımsız sosyalist program ve güncel yaşamsal talepleri” etrafında birleşmeye çağırıyor.
Odak Dergisi, tavrını şöyle açıklıyor: “Farklılıklarımızı, amaçlarımızı farklı oy verme eğilimi içinde olan herkesle tartışmak, devrimci amaçlarımızı onlarla paylaşmak istiyoruz. Yani aday ve oy üzerinden bir çalışma yapmayacağız. Kitlelerle iletişimi artırmak için bir parti ya da adayı adres göstermek zorunda olmadığımızı düşünüyoruz.”
‘Seçimi boykot edeceğiz’
Partizan Dergisi, ezilen emekçiler ve Kürt ulusuna karşı yasalar üretmekten başka bir işe yaramayan Meclis’e yeniden itibar kazandırmak amacıyla oynanan seçim oyununda boykot tavrını yaşama geçirmenin bugün için gerekli olduğunu belirtiyor.
Proleter Devrimci Duruş Dergisi de, seçimlerde doğru olan tavrın kitleleri oy vermemeye çağırmak olduğunu ve bu doğrultuda seçim çalışmaları yapacaklarını ifade ediyor.
Seçimin sistemden umudunu kesmiş olan milyonlarca insanı yeniden parlamentoya bağlamak olduğunu belirten Mücadele Birliği Dergisi, “Devrimci durum koşullarında, tek doğru devrimci politika seçimlerin boykot edilmesidir. Bir devrimle burjuvazinin iktidarına son verip, demokratik bir halk iktidarı kurmak için, mücadeleyi yükseltelim” çağrısında bulunuyor.
Halk Kültür Merkezleri ise, seçim ortamını düzen partilerinin ve genel olarak emperyalizmin, işbirlikçilerinin teşhiri için bir kampanya olarak algıladıklarını belirterek, “Düzen partilerine oy yok-tek yol devrim’ şiarını bu süreçte doğru buluyor ve öne çıkarıyoruz” diyor. (İstanbul/EVRENSEL)

---

‘Bağımsız sosyalist ve işçi adayları destekliyoruz’

Demokratik Haklar Platformu, “Geniş kitlelerle birlikte yeni demokrasi ve bağımsızlık mücadelesinin örülmesi; mevcut gerici iktidarın ve parlamentonun teşhirini yaparak, ezilen halkların kendi alternatifine yönlendirme anlayışı üzerinden hareket edilmesi esasken, Kürt ulusunun demokratik hak ve özgürlüklerini merkezine alan bağımsız adayları destekleme kararı aldığını” açıklıyor.
Sorun Polemik Dergisi ve Kolektifi de; seçimlerde yürüteceği çalışmayı “İşçi sınıfı partisi, komünistlerin birliği, kitlelerin devrimcileştirilmesi, sosyalizmin onurlu sesinin yükseltilmesi, parlamentarizmin ve kapitalist anarşinin açığa vurulması, bağımsız adaylardan işçi, emekçi, Kürt ve Kızılbaş kökenlilerin desteklenmesi, ‘Burjuva Partilerine Oy Yok!’ şiarının yükseltilmesi” olarak özetliyor.
SODAP, “Kürt illerinde yurtsever, metropollerde ortak sosyalist adaylar” formülünü benimsediklerini belirterek “Gelinen aşamada kimliği ve hatta varlığı yok sayılan Kürtlerin temsilcilerinin Ankara’nın kalbinde yer almasını önemsiyoruz ve politik önermelerine ilişkin eleştirel bir duruşumuz olmasına karşın koşulsuz destekliyoruz. Çalışmalarımızı 23 Temmuz’u da hesaba katarak “emek cephesini” oluşturma perspektifiyle yürütüyoruz” diyor.
İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Adana, Mersin, Denizli ve Eskişehir’de kendi adaylarını çıkardığını açıklayan ESP, “DTP’nin bir grup oluşturacak tarzda Meclis’e girmesini destekliyoruz. Kürt illerinde DTP’nin adaylarını destekleyeceğimizi ilan ediyoruz” diyor.
İstanbul 78’liler Adalet ve Dayanışma Derneği ise, seçime ilişkin tavırlarını “Yaşanan siyasi krizi ve ‘Bin Umut’ kampanyası etrafında ortaya çıkan genel eğilimi dikkate alarak, ‘seçilme ihtimali olan bağımsız, demokrat, devrimci, sosyalist adayları destekleme ve derneğimizin olabilir, kotarılabilir çalışmalara katılması; seçilme ihtimali olmayan adaylara da oy verilmemesi” şeklinde açıklıyor.
“Emek ve demokrasiden yana bağımsız adayları destekleme ve adaylar için birlikte çalışma kararı” aldıklarını belirten Ankara 78’liler Derneği, “Adayların ciddi bir yapı oluşturacak şekilde Meclis’e girebileceğini ve mücadeleye katkı için çalışacaklarını düşündüklerini” belirtiyor.
Memik Horuz