26 Haziran 2007 00:00
GÜNCEL
Hürriyet gazetesinin internet sitesinde pazartesi günü bir haber yayınlandı. 22 Temmuz seçiminde Şırnaktan bağımsız milletvekili adayı olan, kapatılan DEP Milletvekili Orhan Doğan, Ağrının Doğubeyazıt ilçesinde rahatsızlandı.
Hürriyet gazetesinin internet sitesinde pazartesi günü bir haber yayınlandı. 22 Temmuz seçiminde Şırnaktan bağımsız milletvekili adayı olan, kapatılan DEP Milletvekili Orhan Doğan, Ağrının Doğubeyazıt ilçesinde rahatsızlandı. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Doğan, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesine götürüldü. Saat 01.00 sıralarında hastaneye getirilen Doğan, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı.
Orhan Doğana 2 anjiyo yapıldı. Kardiyoloji bölümü yetkilileri, tedavisi devam eden Doğanın bilincinin halen kapalı olduğunu ve hayati tehlikesinin sürdüğünü bildirdi. Haberin altında da yorum kısmı var. Burada okurlar haber hakkında yorum yapıyor. Yorumlardan biri şöyle: Bizim hastanemizde tedavi görüyor bu adam! İyeleşsin devam eder saçmalıklarına hey Allahım ya. Barzani abin sana bakardı bence ıraka gitseydin ya. Diğeri ise ne konuşuyordu acaba! neden bizim vergimizle ayakta duran hastanelerimizde tedavi oluyor? lideri barzaniniN, ülkesi ırakın sağlık hizmetlerinden yararlansın... (Yazım hataları onlara ait.) Hürriyet bu ırkçı yazıları yayınlamakta bir sakınca görmemiş.
Bizim hastanemiz diyorlar. Yani hastaneler vd. Orhan Doğan ve onun gibilerin değil bizim, sadece Türklerin demek istiyorlar. Orhan Doğanı Barzaninin vatandaşı olarak tanımlıyorlar. Barzaninin (yani kendinin asıl) hastanesinde tedavi olmasını söylüyorlar. Bu sözler dünyanın en demokratik ülkesinde bile suçtur.
Site yetkilileri, yorum bölümünün altına Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan Hürriyet veya hurriyet.com.tr sorumlu tutulamaz uyarısını koymuşlar ama uyarının ne hukuki, ne ahlaki, ne de mesleki bir geçerliliği söz konusu. Yani burada çıkan yorumlar için savcılık dava açabilir, yorumdan kişilik hakları zarar gören herhangi bir mağdur, hurriyet.com aleyhine tazminat davası açabilir ve gazeteci meslek kuruluşları burada yayınlanan yazılar için meslek ilkelerine aykırılığı kınayabilir ya da disiplin cezası verebilir. Besbelli ki Hürriyet burada yayınladığı ırkçı, gerici yazıları eleştirenler olduğunda kendini savunmak için böyle bir not düşmüş yorum sayfasının altına. Fakat Hürriyetin buraya gönderilen her yazıyı yayınladığı sanılmasın. İsteyen deneyebilir. Irkçılığı, gericiliği, sömürüyü, darbecileri, işkencecileri vb. eleştiren bir yorum yazıp gönderin bakalım Hürriyetin yorum sayfalarına, yayınlayacaklar mı? Yani Hürriyet böylesi ırkçı saçmalıkları bilerek ve severek koyuyor yorum sayfalarına. Üstelik bunu bir kere Orhan Doğan ile ilgili haberde yapmıyor. Her gün pek çok haberin yorum sayfasında yapıyor.
Yukarıda alıntıladığımız iki yorum da yürürlükteki ceza yasalarına göre suç. Birinci olarak mevcut kanunlara göre halkı ırk farklılığı gözeterek birbiri aleyhine kışkırtma suçu işlenmiş, ayrıca aynı yazılarda bölücülük suçu da işlenmiş. Ama bu iki suçu gerekçe göstererek demokratların, ilericilerin ensesinde boza pişiren savcılar, Hürriyet vb. her gün defalarca işlenen bu suçları görmüyor anlaşılan. Belki de Türkiyede Türk ırkçılığı suç değil. Irkçılık Türler dışındaki etnik gruplar lehine yapıldığı zaman suç. Ya da Türklük dışında etnik gruplardan söz etmek dahi suç.
Irkçılar, tabii her zaman olduğu gibi insani değerlerden de yoksunlar. Hasta bir adama, kalp krizi geçirmiş bir insana yaklaşımlarına bakın.
Aslında Hürriyette böylesi ırkçı yazıların her gün yayınlanmasına şaşırmak da doğru değil. Yıllardır ırkçılığı, gericiliği besleyen, teşvik eden, körükleyenler de sermayenin bu çok satan gazeteleri ve televizyonlarıdır.
Irkçı ve faşistlerin böylesine ortalıkta cirit atıp dolaşmasını engellemek için demokrasi güçlerinin bütün güçlerini birleştirip daha fazla çalışması ve bu çalışmalarının meyvesini diğer alanlarda olduğu gibi seçim sonuçlarında da alması zorunludur. Aksi takdirde, tarihte (başta nazi Almanyasında) gördüğümüz gibi bugün ırkçı söylemlerle saldıranların yarın işkence, suikast, katliam, kulak kesme, soykırım vb.ne başvurmayacaklarının garantisi yoktur!..
Kamil Tekin Sürek