30 Haziran 2007 00:00
Gelecek güzel günlere inanıyoruz
Merhaba,
Saat gecenin 12sini çoktan geçti ve müthiş bir yorgunluk var üzerimde. Ayak tabanlarım sızlıyor. Uyuyacağım ama bu satırları yazmayı kendime bir...
Merhaba,
Saat gecenin 12sini çoktan geçti ve müthiş bir yorgunluk var üzerimde. Ayak tabanlarım sızlıyor. Uyuyacağım ama bu satırları yazmayı kendime bir borç ve görev saydığımdan uyumayı erteliyorum. Herkesin malumu işte seçim var. Ben yoldaşlarımla, birbirinden değerli kardeşlerimle birlikte İzmirde emek ve demokrasi güçlerinin ortak adayı olarak seçime giren Abdullah Levent Tüzel için koşturuyorum. Aslında eksik bir cümle oldu. Uğrunda koşturduğumuz ve geç saatlere kadar çalıştığımız Abdullah Levent Tüzel değil, bu ülkenin ezilen bütün emekçi insanları. Çarşıda, pazarda, sokakta parkta ve en çok da ev ev dolaşarak mücadelemizi anlatıyor, destek istiyor ve insanları mücadelemize katmaya çalışıyoruz. Çok üst seviyelerde de başarılı değiliz belki ama asla başarısız da değiliz. İnsanlar bizi dinliyor ve çoğu da hak veriyor söylediklerimize. Aklın yolu bir. Çünkü ortak özlemleri ve talepleri dile getiriyoruz. Bütün iş samimiyette bitiyor aslında. En çok aldığımız ya da aldığım diyeyim tepki, herkesin aynı şeyleri söylediği, seçim zamanı güzel vaatlerde bulunduğu ama Meclise girince halkı unuttuğu oluyor. Haklılar da. Ama bizim Meclise göndereceğimiz insanlar öyle olmayacak biliyoruz. İşte bütün mesele bunu anlatabilmekte. Biz iyi çocuklarız, ama gerçekten iyi çocuklarız. Neden mi? Sabah en geç 6.30da bütün yoldaşlarım yataktan çıkmış ve yola koyulmuş oluyorlar. En geç 8.00de ise İzmirin en işlek caddelerinde mücadelemizi anlatan ve aynı zamanda en doğru haberleri vermeye çalışan Evrensel gazetesini dağıtıyoruz. Yaklaşık 20-25 kişiyle ve bu koşuşturma gece 24.00lere kadar sürüyor. Bazen soruyorum kendi kendime neden neden bunca koşuşturma? Bunca harcanan emek neden? İnsanlar (henüz mücadelemizi tanımamış olanlar) bazen bunun altında maddi çıkarlar arıyorlar. Ama yok işte! Öyle değil. Cebimizden gittiği çok oluyor ama girdiğine şahit değilim. Evet neden bunca insanın bunca koşuşturması? Çünkü gelecek güzel günlere inanıyoruz. Çünkü biz bu halkı gerçekten seviyoruz.
Adnan Narin (İZMİR)