30 Haziran 2007 00:00

ROJEV

Günlerce önceden hazırlıkları yapılan ve basının büyük ilgi gösterdiği, Eğridir Dağ Komando Eğitim Birliği’ndeki törende Orgeneral Büyükanıt ve KKK Org. Başbuğ ilginç açıklamalarda bulundular

Paylaş

Günlerce önceden hazırlıkları yapılan ve basının büyük ilgi gösterdiği, Eğridir Dağ Komando Eğitim Birliği’ndeki törende Orgeneral Büyükanıt ve KKK Org. Başbuğ ilginç açıklamalarda bulundular.
‘Terörle Mücadele Eylem Planı’nı açıklayan generaller, içinde bulunduğumuz seçim sürecinde tüm inisiyatifi ele geçirerek, siyasi kararlar üzerindeki etkilerini artıracaklarına ilişkin işaretler verdiler.
Türkiye’nin dört bir yanında ortaya çıkan çetelere, Ankara ve Diyarbakır’daki bombalama eylemleri, provokasyonlar ve evleri birer cephane olan emekli askerlerin başını çektikleri tehlikeli gidişata ilişkin hiçbir açıklamada bulunulmazken, Kürt sorunu karşısında süren savaş ve şiddeti haklı göstererek, sınır içi ve sınır ötesi operasyonları bir mecburiyet olarak göstermeye özen gösterdiler.
Genel seçimlere gidilen, 27 Nisan muhtırasının açıklandığı, cumhurbaşkanının seçtirilmediği, ‘kitlesel refleks’ çağrılarının çıkartıldığı, bölgeye ve sınır boylarına büyük bir askeri yığınağın yapıldığı bir dönemde, birçok konuyu kapsayan açıklamaların bir askeri karargahta yapılması, akıllara doğal olarak askeri iktidarlarla yönetilen ülkeleri getirdi.
Askeri karargahta ve en üst düzey komutanlar tarafından yapılan açıklamada savaş ve şiddet kutsanırken, terörün yalnızca silahlı mücadeleye indirgenemeyeceği, sosyolojik, ekonomik ve psikolojik boyutları olduğu da belirtildi. Basın, partiler, hükümet ve herkes uyarıldı! Org. Büyükanıt,“Terörü besleyen hususlar silahlı mücadelenin dışındaki boyutlarıdır” diyerek Kürt halkını ve Türkiye’nin Kürt sorununa demokratik barışçı çözüm isteyen demokrasi güçlerini suçlarken, ‘muhtar ve imam’ vurgusu ile ‘irtica ve terör’ ilişkisine de ince bir göndermede bulunmuş oldu.
Ne yazık ki, Org Büyükanıt’a, gazetecilerce ”İmamından, muhtarına kadar bir halk, bir soruna müdahil olmuşsa, şapkanızı önünüze koyup düşünmeniz gerekmez mi?” sorusu da sorulmadı.
Toplantıda, Tampon Bölge ve Geçici Güvenlik Bölgesi ile bölgenin tamamen bir savaş alanına dönüştürüleceği açıklanarak, Kürt sorunu bir kez daha terör ve bölücülük sorunu olarak mahkum edildi. Önümüzdeki süreçte hükümetin devre dışı bırakılacağı, 22 Temmuz’da yapılacak seçimde ortaya çıkan tablo ne olursa olsun, askerin tüm inisiyatifi ele alarak, hiçbir engel kabul etmeden bildiği yoldan yürüyeceği de deklare edilmiş oldu.
Org. Büyükanıt tarafından hiçbir kanıt yokken ve daha sonra Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu’nun bir televizyon kanalında (İmam için) doğru olmadığını açıkladığı “İmamlar ve muhtarlar mayın döşüyor” açıklamasının yapıldığı gün, nedense emekli subayların evlerinin birer cephaneye dönüştürüldüğü görmezden gelindi.
İstanbul Ümraniye’de bir eve düzenlenen ve 27 bombanın ele geçirildiği operasyon sonrasında emekli Astsubay Oktay Yıldırım ile Danıştay saldırısının azmettiricisi olduğu belirtilen ve Oktay Yıldırım ile aynı organizasyon içinde olduğu açığa çıkan Muzaffer Tekin tutuklandı. Tekin’in, evinde ele geçirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni (MGSB) kendisine Binbaşı Fikret Emek’in verdiğini söylemesi üzerine, Emek’in Ankara ve Eskişehir’deki evlerine operasyon düzenlendi. Eskişehir’deki evde, Ümraniye’deki evden daha büyük bir cephane çıktı.
Bu operasyon ile bir kez daha görüldü ki emekli astsubay, binbaşı, albay ve generallerin evleri, akraba evleri ve mahiyetindeki iş yerleri birer cephanelik gibi.
Ne yazık ki, generaller bunlardan hiç söz etmediler. Gazeteci ordusu, tüyler ürpertici bu gelişmelere ilişkin ağızların açıp tek bir soru bile sormadılar.
Oysa durum korkunç. Tekin’in ve diğer cephanelik sahipleri olan Fikret Emek ve Oktay Yıldırım’ın Türk İntikam Tugayı (TİT) isimli kontra örgütün kurucusu olduğu söylenen ve Akın Birdal suikastının azmettiricisi olduğu açığa çıkan Semih Tufan Gülaltay ile Danıştay saldırısı tetikçisi Alpaslan Arslan’ın, yine bir emekli bir subay olan ve silaha el bastırarak, ‘ölme’ ve ‘öldürme’ üzerine yemin ettiren Emekli Albay Fikret Karabağ’ın ilişkileri de ortaya çıktı.
Yine, Danıştay tetikçisi Alpaslan Arslan ile ilişkisi açığa çıkan ve gençlere silah eğitimi veren Kuvayi Milliye Derneği Teşkilat Başkanı Hüseyin Görüm ile emekli Albay Zekeriya Öztürk’ün Semih Tufan Gülatay’ın başkanlığını yaptığı UBP’nin kurucu üyelerinden Savaşhan Tosunoğlu ile ilişkileri de açığa çıktı. Muzaffer Tekin’in JİTEM kurucusu, Çatlı ve diğer kontracıların abisi ve Susurlukçu olmasıyla ünlü, emekli Tümgeneral Veli Küçük ile ilişkileri de açığa çıktı.
Danıştay tetikçisi Aslan ile beraberken çekilmiş fotoğrafları da yayınlanan, Hrant Dink cinayetinde ismi geçen Veli Küçük hakkında henüz bir işlem yapılmış değil.
Şimdi, bütün bu ilişkilerin ne denli derin ve ne kadar yükseklere dayandığı soruları yanıt beklemektedir. Kürt sorunu ‘terör’ sorunu olarak gösterilerek, tüm pislikler ve tehlikeler atlanmaktadır. Başbakan Erdoğan’a suikast hazırlığı yaptıklarına yönelik haberler de çıkmış olmasına rağmen nedense bu organizasyonların gerçek boyutları ve ilişkileri açığa çıkarılamıyor. ‘İmam ve muhtar’ üzerinden gerçekler tersyüz edilmeye çalışılıyor.
Hükümet çekinerek hareket etmeye devam ediyor. AKP Hükümeti açığa çıkan birçok kanıta rağmen çetelerin üzerine gitmeye cesaret edemiyor. Psikolojik savaşa teslim oluyor.
Şemdinli, Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti ve daha birçok olaydan sonra yüksek perdeden açıklamalar yapan Başbakan Erdoğan ise söylediklerinin arkasında duramıyor.
Paşalar kuşanıp, alana çıktılar. Hükümet devre dışı. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek?
Ender İmrek
ÖNCEKİ HABER

İkinci acı haber: Kubilay ağır yaralandı

SONRAKİ HABER

Halkına adanmış büyük bir ömür...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...