01 Temmuz 2007 00:00

yaz gelir, yatak döşek dama çıkar

Küresel ısınmanın etkisi mi bilinmez ama, yaz gecelerinin daha bir sıcak olduğu Adana’da, ahali rahat bir uyku için her sene olduğu gibi bu yaz da damlara çıktı

Paylaş

Küresel ısınmanın etkisi mi bilinmez ama, yaz gecelerinin daha bir sıcak olduğu Adana’da, ahali rahat bir uyku için her sene olduğu gibi bu yaz da damlara çıktı. Gecenin sıcağını az da olsa katlanır kılmak için Adanalılar, damlarda yerlerini almaya başladı. Zira yazın Adana’da damdan düşmeden kaynaklı yaralanmaların artması da bu durumla ilgilidir. Bu duruma karşı son yıllarda önlemlerini artıran Adanalılar, dam kenarlarını tuğlalarla çevirerek yaralanmaların önünü almaya çalışıyor. Ama bu ‘önlemler’ de geceleri uykulu gözlerle pek kâr etmiyor. Bu tehlikelerine karşın damda yatan Adanalılar sıcaktan mı kaçar, yoksa yıldızı yorgan yapmak için mi damlara çıkar, bu da yatanına göre değişir.
Adana’da 20 yılı aşkındır belediye başkanlığı yapan Aytaç Durak’ın icraatlarıyla güney-kuzey diye ikiye bölünen Adana’da damda yatanlar da genelde Güney Adana’da ikamet eden yoksul emekçilerdir.
Emekçiler, Güney Adana’nın, imar yapısı nedeniyle gerek tek ya da iki katlı müstakil evlerle benzenmiş olması; gerek de Kuzey Adana’daki hemşehrileri gibi lüks sayılan klimaları olmaması nedeniyle sıcak gecelerde ailecek dama taşınırlar.

Karton çardak
Adana’nın emekçi mahallesi Şakirpaşa’da oturan işçi emeklisi Hasan Efe de müstakil evinin damına torunun deyimiyle “karton çardak” yapıp yaz gecelerini torunu Sıla ve eşi ile birlikte damda geçiriyor. Eşinin, eski pantolon ve kumaş parçalarından diktiği büyük bez parçasını bir baştan bir başa çekip, üst kısmını da kartonla kaplayan Hasan Efe, iki döşeği yan yana serip sıcak geceleri az da olsa katlanır kılmaya çalışıyor.
Mahalledeki birçok ev gibi evin damında neden asma yerine çardak olduğunu sorduğumuzda ise Hasan Efe, “Adana’da hemen hemen bütün evlerin damında asma vardır. Çünkü Adana’da çatı yok. Güneş alan çatısız damlarda da evin içi fırın gibi oluyor. Bizim evde asma olmamasının nedeni ise kira olması ve ev sahibinin zamanında dikmemiş olması” diyor.
Aslen Adıyaman Besnili olduğunu belirten Efe, “Biz memlekette de sıcaklardan damlarda yatardık. Adana’ya geldik, burası da sıcak. İçerilerde yatılmıyor. Biz de damlarda yatıyoruz” diyor.

Tüm aile damda yatıyor
Mahmut Kızılöz ise iki katlı evinin damına çardak kuranlardan. Yaz gelince soluğu damda aldıklarını anlatan Kızılöz, “Sıcaktan evin içinde yatılmıyor” diyor. Kızılöz ailesi, çardağın altına 3 büyük tahta divan üzerine serdikleri döşeklerde yatıyorlar. Kızılöz, “Öyle sıcak oluyor ki bazen 7 kişilik ailenin hepsi damda yatıyor. Torunun beşiğini bile yaz gelince dama çıkardık” diyor.
Kızılöz’ün eşi Selver Kızılöz de damdaki serinliğin ‘bedel’ini ödeyenlerden. Selver Kızılöz, “Eskiden damdan düşen çoktu, ancak şimdi damların etrafı çevrildiği için eskisi kadar olmuyor. Fakat uykulu uykulu merdivenlerden inerken düşebiliyorsun. Merdivenlerden uykulu gözlerle inerken düşmüşlüğüm çoktur” diyor.

adanalıların sevdiği serinlik
Bici bicinin, çocuklara banyoyu sevimli kılmak için kullanılan bir kelime olmadığını Adanalılar ya da Adana hakında bilgi sahibi olanlar çok iyi bilirler.
“Adanalıyık Allah’ın adamıyık, bici bici yerik şalgam içerik….” diyen Adanalıların başa çıkmakta zorlandıkları kavurucu sıcaklarda serinlemelerine yardımcı olan lezzetler iklimlere göre değişiyor. Kışın şalgamdan, yazın da bici biciden vazgeçmeyen bölge insanının, su ihtiyacını gidermek ve serinlemek için ürettiği çözümlerden bici bici.
Bici bicinin, ilk kez 1980’lerde Abuzer Usta adındaki bir Adanalı tarafından yapılığı söyleniyor. Abuzer Usta’nın bulduğu bu tadı, Adanalılar çok sevdi. Yazları Adana’ya gelen herkes, bu içeceğin tadına bakmadan Adana’dan ayrılmadı. Bici tezgahları havalar ısınmaya başlar başlamaz okulların hemen hemen her yerde yerlerini almaya başlar.

‘Dondurma değil bici bici yenir’
Akşamüzeri, bici bici satıcılarının en yoğun olduğu Seyhan Baraj Gölü kenarında yer alan Adnan Menderes Bulvarı’na gidiyoruz. Her 100-150 metrede bir, hepsi birbirinin aynı olan bici tezgahları sabah saat 09.00’dan sabaha karşı 03.00’e kadar hizmet veriyorlar. Sıcak hava etkisini kaybetmediğinden, saatler 17.00’yi gösterdiği halde Adana Menderes Bulvarı’nda henüz kimseler yok. Bulvar, 19.00-20.00 gibi ancak kalabalıklaşıyor. Ancak bici bici tezgahları çoktan yan yana dizilmiş, müşterileri bekliyor. Baraj Gölü kenarlarına koydukları küçük taburelerle müşterilerini serinletmekle kalmıyor, baraj manzarası da izlettiriyorlar. Bulvarın hemen girişine kurdukları tezgahlarının önünde gitar çalan üç genç ortak çalışıyorlarmış. İkisi üniversite öğrencisi olan gençler, okul masrafları için yazları bici bici sattıklarını anlatıyorlar. Baraj Gölü boyunca 30’u aşkın bici bicici olduğunu ifade eden gençler, “Adnan Menderes’te dondurma değil bici bici yenir” diyorlar.
Oğlu ile birlikte çalışan Yunus Yücel Adıyamanlı. 1998’den beri Adnan Menderes Bulvarı’nda kışları sahlep ve çay, yazları ise bici bici satıyor. Biz Yücel ile konuşurken, oğlu da müşterilere bici bici servisi yapıyor. Tepsiden aldığı su ve nişastadan yapılmış muhallebiyi, avucunun ortasına alarak küp kesiyor ve cam kaselere koyuyor. Daha sonra rendelediği buzu kaseye koyuyor, arkasından gül suyu ve birkaç dilim muz ekliyor. O kadar pratik ve seri yapıyor ki 1-2 dakikada bir seferde 6-7 kase servise hazırlıyor.
Bu sırada Yunus Yücel ise bici biciyi övmeye devam ediyor. Bici bicinin sıcaklara çok iyi geldiğini ve yendiğinde insanı serinlettiğini aktaran Yücel, şehir dışından da müşterilerinin olduğunu gururla dile getirirken ilk kez bici bici yiyenlerin önce beğenmediğini, ancak daha sonra vazgeçemediklerini sözlerine ekliyor.
Bici bicilerini kaşıklayan gençlerden Seyhan Karadoğan da Adnan Menderes Bulvarı’nda abisi ile birlikte kahve işletiyormuş. Sıcaklardan bunaldıkça bici bici yediğini söyleyen Karadoğan’a göre bici bici dondurmadan daha faydalı.

bici bici nasıl yapılır?
Su ve nişasta kaynatılarak kalın bir muhallebi karışımı elde edilir. Karışım bir tepsiye aktarılıp soğutulur. Normal boy bir kase içine küp küp doğranır. Özel hazneli bir kürekle kazınan buz, bici bicinin üzerine kaseden bir tepe oluşturacak şekilde eklenir. Buzun üzerine de kırmızı şerbet dökülür. En sonunda pudra şekeri serpilir. Adana’daki bazı kafelerde taze meyvelerle hazırlanan bici biciye de rastlanabilir.
Gülsüm Mansur
ÖNCEKİ HABER

istanbul’dansıcak manzaraları

SONRAKİ HABER

70 yaşında 43 derece sıcak altında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa