Kalibre Boru işçisinden patronlara oy yok!

Verdikleri zorlu mücadelenin ardından Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenen Kalibre Boru işçileri, tüm zorlukları birlikte hareket ederek aştıklarını söylediler. Başarılarının ardından yaşamlarının değiştiğini anlatan işçiler, seçimlerde de birliklerini koruyacaklarını ve patronların aday olduğu partilere oy vermeyeceklerini ifade ettiler.
Fabrikadaki ücret ve sosyal haklarda yaşanan adaletsizlikler üzerine sendikalaşmaya karar verdiklerini dile getiren İşyeri Baş Temsilcisi Murat Uğurlu, bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için yola çıktıklarını ifade etti. Sendikalaşma sürecinde ilk önce patronun daha sonra da yasaların kendilerine zorluk çıkardığını anlatan Uğurlu, sendikalı olmanın birçok engeli de aşmayı gerektirdiğini dile getirdi. Özellikle noter şartının kendilerine zorluk çıkardığını ifade eden Uğurlu, sendikaya üye olmak için sadece imzanın yeterli olması gerektiğini dile getirdi.
Yasalar patronu koruyor
Yasaların patronları koruduğunu gördüklerini belirten Uğurlu, “Yetki almanız aylar sürüyor, yetki geliyor sonra patronun itiraz hakkı karşınıza çıkıyor” diye konuştu. Patronun baskılarına karşı kendilerini fabrikaya kapattıklarını anlatan Uğurlu, hem işten atılan arkadaşlarını geri aldırdıklarını, hem de patronun yaptığı itirazı geri aldırmayı başardıklarını ifade etti.
Bunları başarmalarının ardında işçinin sendikasına sahip çıkmasının yattığını vurgulayan Uğurlu, temel sloganlarının “Sendika biziz” olduğunu kaydetti. “İşyerinde sorunları çözecek güç biziz. Sendika yöneticileri hata yapabilirler. Temsilciler hata yapabilirler ama işçi birliğini koruduğu sürece, yapılan hatalar düzeltilmek zorunda kalır” diyen Uğurlu, hiçbir zaman sorunları sadece sendika çözecek diye bakmadıklarını, asıl gücün işçiler olduğunu bildiklerini ifade etti.
Hayatın kendisi siyaset
Ne AKP’nin ne de CHP’nin işçilerin sıkıntılarını çözmediğini, bu partilerin işçilerin sorununu çözmek için hiçbir adımı olmadığını belirten Uğurlu, “Sendikaların seçimlere dair söyleyecek sözü olması gerek. Sendikalar siyasete bulaşmamalı diye bir şey yok. Çünkü hayatın kendisi siyaset. Sendikalar bu dönem taleplerini belirlemeli. İşçiler de bu talepleri yerine getirecek partilere oy vermeli” diye konuştu. AKP’nin, patronların her dediğini yaptığını ifade eden Uğurlu, sendikalaşma sürecinde yaşadıkları sıkıntıların nedeninin AKP ve CHP gibi partilerin çıkardığı işçi düşmanı yasalar olduğunu dile getirdi.
Taleplerini belirlediler
Tek yürek olmayı başardıkları için sendikalaşma mücadelesini kazandıklarını belirten Fatih Eroğlu da kimsenin kendilerini bölemediğini ifade etti.
Seçimlerde ilk taleplerinin sendikalaşma önündeki engellerin kaldırılması ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret olduğunu belirten Eroğlu, “Sendikaya üye olmak bizlere verilen anayasal bir hak. İşçilerin sendikaya üye olmaları için noter şartı olmaması gerekiyor. Bir imza atmamız yeterli olmalı” dedi.
Recep Turgut adlı işçi ise “İşçinin sırtında çok ağır bir vergi yükü var. Vergileri düzenlemeleri lazım. İşçi olarak iki kez vergi veriyoruz. Hem kazanırken hem harcarken. Bu büyük bir adaletsizlik. Sanayiciden değil işçiden vergi alınmasını anlamıyorum” diyerek patrondan yana olan partilere oy vermeyeceğini dile getirdi. İşçilerin rahat yaşamak istediğini söyleyen Uğur Karagöz, “Bu ülkede asgari ücret 419 YTL. Geçen bir program izledim. Milletvekilleri dağılımını veriyorlar. Hepsi işveren, onlar bizi nasıl temsil edecekler” diye konuştu.
Hayatımız değişti
Sendikalı olduktan sonra yaşamlarında değişimler olduğunu belirten İşyeri Temsilcisi Sertan Şanlı, “Kendimize güvenimiz geldi. Birlikte hareket edersek başarabileceğimizi gördük. Sendikadan önce evlilik izninin, doğum izninin kaç gün olduğunu bilmeyen arkadaşlarımız vardı. Haklarımızı öğrendik. Hayata bakışımız değişti” dedi. (Kocaeli/EVRENSEL)
Arzu Sarpkaya