03 Temmuz 2007 00:00
Taşıma borçla yoksullaştıran büyüme...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın birinci üç aylık dönemine ilişkin büyüme hızını yüzde 6.7 olarak açıkladı. Böylece Türkiye, 21 çeyrektir büyümesini sürdürmüş oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın birinci üç aylık dönemine ilişkin büyüme hızını yüzde 6.7 olarak açıkladı. Böylece Türkiye, 21 çeyrektir büyümesini sürdürmüş oldu.
Büyümenin 2007nin ilk çeyreğinde de sürüyor görünmesi, uzun zamandır olduğu gibi, yine yabancı kaynak girişiyle bire bir ilişkili.
Türkiye ekonomisine yüksek boyutlu dış kaynak girişi, temposu biraz düşse de sürüyor. Büyümenin temposu, 2005e göre düşse de 2006nın düzeyinde. 2005in ilk çeyreğinde yüzde 7.5 olan büyüme oranı, 2006 ilk çeyreğinde yüzde 6.4e düşmüştü, bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 6.7. Sonraki çeyreklerde bu büyüme temposunun sürüp sürmeyeceği ise taşıma sua yani dış kaynak girişine bağlı.
Büyüme temposunda yabancı kaynak girişinin sürmesi etkili yabancı kökenli sermaye girişi bu yılın ilk dört ayında, önceki yıla göre yüzde 9 artmış; buna karşılık net kaynak aktarımı aşağı yukarı aynı oranda gerilemiş görünüyor. Tüm sermaye hareketlerini içeren net bilançoda da yüzde 11.6lık bir düşme var. Kısacası, dış kaynak girmeye devam ediyor; ama tempo kaybederek... Tempo kaybı, sonraki çeyreklerde büyümenin kaderini de belirleyecek.
Taşıma su dış kaynakla gerçekleşen büyümeyi sürdürebilmek için dış kaynak girişinin tempo artırarak sürmesi gerek.
Doğrudan yabancı sermaye
Yabancı kaynak girişinde, sıcak paranın giriş yerine çıkışa geçtiği, bu boşluğu da doğrudan yabancı sermayenin doldurduğu dikkat çekiyor.
2007nin ilk dört ayında 10 milyar dolara ulaşan doğrudan yabancı yatırımlar, büyüme değirmenine taşınan suyun ana kaynağı oldu ama, çoğu banka, KİT satışlarından gelen bu paranın akışının daha ne kadar süreceği belli değil.
Sıcak para trafiği çıkış yönünde gelişirken mevcut stokun 70 milyar doları aştığı ve ani dalgalanmalarla bu stoktaki çıkışın artmasının nasıl bir kabus oluşturduğunu ve kalmak için hükümeti ve tabii sıcak para morfinmanlarını yüksek faize mecbur tuttuğunu unutmayalım.
Doğrudan yabancı yatırımlardaki artmaya rağmen, dış borçlanma da sürüyor. Bunu da kamu değil özel sektör (özellikle reel sektör) gerçekleştiriyor. Dış borç stokunun Mart 2007 sonunda ulaştığı boyut 213.4 milyar dolar
Bunun için de özel sektörün payı yüzde 60a yaklaştı. Çok değil, 2006nın ilk çeyreğinde özel sektör borçlanması 100 milyar dolara çıkmamıştı, 1 yılda yüzde 26 arttı!.. Bu borç altına girenlerin yüksek faiz-düşük kur müptelası oldukları ve bu tezgahın değişmemesi için militanca savaşacakları açık
Yoksullaştıran büyüme
Sıcak paraya dayalı, yüksek faiz maliyetli büyümenin sürmesinde düşük reel ücretin kemikleşmesi ve yedek işsiz ordusunun durmaksızın büyümesi etkili. Dolayısıyla, büyüme, bölüşüme gelince yoksullaşmayla at başı gidiyor.
Reel ücretlerin hâlâ 2001 krizi sırasındaki düzeyine gelemediği, büyümenin ücretlilere yansımadığı unutulmasın. 2001in ilk çeyreğinde özel sektör imalat sanayiinde 100e yaklaşan reel ücret endeksi 2006 son çeyreğinde 88 idi, ama bu arada ekonomi 20 çeyrektir büyümüş de büyümüştü.
Büyüme, sürse de işsizliğe çözüm üretmiyor. Resmi kent işsizliği yüzde 13 bandının üstüne çıktı yine. Bunun gayriresmi boyutunun yüzde 20nin üstü olduğunu da akılda tutmalı.
İnşaat sektörü coştu
2007 yılının birici dönemine ilişkin hesaplanan GSYH değeri ise geçen yıla göre sabit fiyatlarla yüzde 6,8 artış gösterdi. Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde, birinci 3 aylık dönemde cari fiyatlarla GSYH, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 20,5lik artışla 129 milyar 905 milyon 831 bin 643 YTL, dolar cinsinden yüzde 13,8lik artışla 91 milyar 989 milyon dolar oldu. Bu yılın birinci 3 aylık döneminde sabit fiyatlarla GSYH ise yüzde 6,8lik artışla 34,2 milyon YTL olarak saptandı.
Sektörel bazda bu yılın ilk üç ayında en yüksek büyüme, yüzde 16,2 ile inşaat sektöründe yaşandı. Bu dönemde sanayi yüzde 7,5 , ticaret sektörü yüzde 6,3 büyürken, tarımdaki büyüme yüzde 1,1 oldu.
Mustafa Sönmez