05 Temmuz 2007 00:00

Kıdem tazminatı AKP’nin hedefinde

İktidarı döneminde birçok saldırı yasasına imza atan AKP Hükümeti, kıdem tazminatını kaldırmak ya da tırpanlamak için birçok kez girişimde bulundu. Yasa, sendikaların tepkileri ve grev uyarıları ile hayata geçirilmezken,...

Paylaş

İktidarı döneminde birçok saldırı yasasına imza atan AKP Hükümeti, kıdem tazminatını kaldırmak ya da tırpanlamak için birçok kez girişimde bulundu. Yasa, sendikaların tepkileri ve grev uyarıları ile hayata geçirilmezken, hükümet eninde sonunda bunun gerçekleştirileceğine ilişkin patronlara söz verdi.
Her yasa değişikliğinde ve sözleşme döneminde patronlar ve hükümet tarafından gündeme gelen kıdem tazminatının kaldırılması halinde işçilerin en önemli kazanımlarından biri daha ellerinden alınmış olacak.
Hep hedefte oldu
Hükümet kıdem tazminatlarını fona devretmek için de birçok kez nabız yokladı. Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu, fona çok sıcak baktığını ve uygun bir zamanda gündeme getireceklerini sürekli dile getirdi.
Tazminat fona devredilirse, patronlar bu fona ödeme yapacak. İşçilerin fondan yararlanabilmesi için en az 10 yıl çalışması gerekiyor. Patronun ödeme yapmaması halinde ise işçiye para verilip verilmeyeceği ise muğlak. Ayrıca paranın diğer fonlarda olduğu gibi kuşa çevrilip işçiye ödenmesi tehlikesi de bulunuyor.
Fon ciddi olarak en son 15-16 Eylül 2004 tarihlerinde toplanan 9. Çalışma Meclisi’nde gündeme getirildi, ancak işçi ve patron örgütlerinin tepkisi üzerine “Fonun kapsamlı bir şekilde tartışılıp değerlendirildikten sonra gündeme getirilmesi” kararı alındı.
Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu da “üzerinde mutabakat sağlanana kadar fonu rafa kaldırdıklarını” belirtti. Ancak Başesgioğlu, buna karşın kıdem tazminatı fonunu gündeminden hiç düşürmedi.
Aksine patronların baskısı hükümeti değişik formüller geliştirmeye itti.
Kıdem tazminatlarının her tam yıl için 30 günlük ücretten 15 güne indirilmesi ya da fonun patronların istediği biçimde yeniden düzenlenmesi dile getirilmeye başlandı.
Her seferinde yük dediler
Kıdem tazminatının işletmeler üzerinde yük olduğu fikrine katıldığını her seferinde ifade eden Başesgioğlu, “Yasası hazır. En kısa zamanda kıdem tazminatı fonu kuracağız” dedi.
Bakan Başesgioğlu, Uluslararası Tekstil Sanayicileri Federasyonu (ITMF) İstanbul 2005 Konferansı’nın açılışında, önümüzdeki süreçte “işgücü piyasasını önemli noktalarda reforma tabi tutacaklarını” belirterek: “Bunlardan birincisi kıdem tazminatı konusudur. Kıdem tazminatı, işletmelerimiz ve çalışanlarımız açısından önemli bir sorundur. Bunu epeycedir tartışıyoruz. Fon’un aktüel yapısındaki dengeyi gördüğümüz an, bunu yasalaştırmak konusunda gerekli iradeyi göstereceğiz” dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun da başka bir toplantıda şöyle diyordu: “İşsizlik Sigortası Kanunu da çıktıktan sonra hâlâ kıdem tazminatının varlığını sürdürmesi doğru değildir.”
Aynı Bilim Kurulu
İşçilere kölece çalışma koşullarını getiren Yeni İş Kanu’nu hazırlayan “Bilim Kurulu” tarafından hazırlanan Kıdem Tazminatı Fonu Taslağı’nda amaç şöyle ifade ediliyor: “Bu kanunun amacı kapsamına giren işçilere ve hak sahiplerine belirtilen esaslara göre kurulacak Kıdem Tazminatı Fonu’ndan hak edecekleri kıdem tazminatının ödenmesi ve bu tazminatın güvence altına alınmasıdır.” Burada sorun gözükmezken asıl ve gizlenen amaç diğer kısımlara gizlenmişti. Taslağa göre “İşçilere veya hak sahiplerine fona prim ödenmiş olan her tam yıl için prim hesabına esas olan ücretinin otuz günü tutarında kıdem tazminatı ödenir.”
Yani patron primi ödememişse işçi kıdem tazminatı alamayacaktı.
Kıdem tazminatına hak kazanmak içinse işçinin en az 10 yıl prim ödemiş olması gerekecektir. Çalıştığı halde primi ödenmeyen veya çalışma süresi 10 yıldan az olan işçinin kıdem tazminatı hakkı yok ediliyordu. (İstanbul/EVRENSEL)

1936’da yasalaştı

Kıdem tazminatı, bir işyerinde belirli bir süre çalışıp hizmet (iş) sözleşmesi sona eren işçiye veya ölümü halinde kanuni mirasçılarına, hizmet süresi ile ücretine göre değişen miktarda işverence ödenmesi gereken parayı ifade eder. Kıdem tazminatı ilk olarak 1936 yılında yasada yer aldı.
O yıldan beri, özellikle 12 Eylül askeri darbesiyle kırpılan, enflasyon karşısında ücretlerle birlikte eriyen bu hak, hâlâ işçiler açısından çok önemli.
İlk çıktığında hak etmek için 5 yıl çalışma şartı getirilen ve 15 gün üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı, işçilerin mücadeleleri ile bir yıl çalışma zorunluluğu ve 30 gün üzerinden hesaplandığı bugünkü halini aldı.
Ercan Karakaya
ÖNCEKİ HABER

Memura 1.17 YTL zam

SONRAKİ HABER

Notre Dame’ın Kamburu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...