6 Temmuz 2007 00:00

GERÇEK


ZHükümetin enflasyonu düşük göstermek için neden olağanüstü çaba harcadığı bir kez daha anlaşıldı. Çünkü; “işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmek istemiyor” halkını seven hükümet!
Onun için de enflasyonu az gösteriyor. Sonra halka dönüp “Enflasyonun üstünde zam verirsek enflasyon canavarı azar; bundan da en fazla işçiler, memurlar, emekliler gibi emeği ile geçinenler zarar görür” diyor.
Önceki gün hükümetin; memur ve emeklilere yapılan yüzde 3.87’lik zam açıklamasıyla enflasyonun -’ye (eksi) düştüğünün ilanı aynı güne denk geldi. Böylece gördük ki AKP Hükümeti, memura günde 1.17 YTL (ayda 35 YTL), emekliye ise günlük 0.67 YTL (ayda 20.22 YTL) “zam” yapmış bulunuyor.
Evet, sendikacılar ve ekonomistler bu zam miktarlarıyla kaç simit, kaç gram peynir, kaç gram et alınacağını hesaplayacaktır. Ama asıl hesabı, bu zammın acısını çekecek olan memurlar, emekliler yapacaktır.
Peki bir ülkede enflasyon düşük olabilir mi?
Olabilir!
Bir ülkede yüzde 3.87 gibi komik zam oranlarından söz edilebilir mi?
Edilebilir!
Ama, eğer bir ülkeyi yönetenler, “Türkiye 21 çeyrekten (5 yıl 3 aydan beri demek) kesintisiz olarak büyüyor, uyguladığımız ekonomik programın zaferidir bu”, “Türkiye bizim iktidarımızda ortalama yüzde 7 büyümüştür” diye övünüyorsa; son yılda bile büyüme yüzde 7’ye yaklaşmışsa; “enflasyon kadar zam” (enflasyon hesabı doğru yapılsa bile) emekçinin gelirinin yüzde 7 düşmesi demektir. Çünkü bunun anlamı; büyümeden ortaya çıkan tüm fazlanın, sermaye sahiplerinin; kâr, faiz ve rantla geçinenlerin cebine konması demektir. Başka bir söyleyişle bu, ülkenin büyümesinden emekçilerin hiç yararlanamamış olmasıdır. Onun içindir ki Başbakan’ın “büyüyoruz” nutuklarına karşı emekçiler; “Büyüyoruz da biz neden bunu hiç hissetmiyoruz; memleket büyürken bizim gelirlerimiz neden azalıyor” diye soruyorlar.
Bırakalım zenginler ve yoksullar arasındaki uçurumun azalmasını, bu uçurumun bugünkü gibi kalması için bile hükümetin memurlara, işçilere ve emeklilere; bugünküne ek olarak yüzde 7 daha (önceki kayıpları saymıyoruz) zam yapması gerekirdi!
Aslında ülkeyi dün yüksek enflasyonla soyanlar, bugün de düşük enflasyonu bahane göstererek soyuyorlar. Ve bugünkü iddiaları, “Emekçilere enflasyondan yüksek zam verilirse enflasyon canavarı azar”dır.
Kısacası ülke ekonomisi her yıl yüzde 7-8 büyürken emekçiye bu büyümeden pay vermeyenler halkı ezmiştir. Ve böylece bir kez daha görülmüştür ki halkı ezen asıl canavar, “enflasyon canavarı” değil enflasyon canavarını korkuluk yapmış olan patronlar ve onların hükümetidir.
Öte yandan kardeşlikten, İslamdaki acıma ve insaf duygusundan söz edip bu duygulara sahip bir hükümet olduğunu öne süren AKP Hükümeti; hükümet olalı beri hep sermayenin en üst kesimlerine hizmet sunmuştur. Ama bu sefer en az zammı; toplumun en alt gelir grubunu oluşturan emeklilere ve düşük gelirli memurlara yaparak AKP Hükümeti, sadece toplumsal eşitsizliği derinleştirmekle kalmayıp her tür insaf ve vicdan ölçüsünü de zorlayan; en vicdansız, en insafsız davranan hükümet olduğunu göstermiştir.
Onun hak ve yoksul düşmanlığı seçimde bir tokat olarak kendisine döner mi, bunu da iki hafta kadar sonra göreceğiz.
İ. Sabri Durmaz

Evrensel'i Takip Et