07 Temmuz 2007 00:00

Sanovel hikayesi

Ben sendikaya üye olduğumdan dolayı işten atılan bir Sanovel çalışanıyım. Bizleri bu duruma getiren sebeplerin başında maddi sıkıntı ve maaşların dengesizliği geliyor. Ben 2000 yılında Sanovel’e girdim.

Paylaş

Ben sendikaya üye olduğumdan dolayı işten atılan bir Sanovel çalışanıyım. Bizleri bu duruma getiren sebeplerin başında maddi sıkıntı ve maaşların dengesizliği geliyor. Ben 2000 yılında Sanovel’e girdim. 2001’de kadrolu oldum. Şişli’de çalışırken, 2002’de patronlar fabrikanın arsasını aldık dediler, 2004’te ise temeli attık dediler, 2005’te fabrika yapılıyor dediler, 2006’da makineler alınıyor dediler yine maaşlarımıza zam yoktu.
Gelelim 2007 yılına. O yıl hepimizin büyük beklentisi vardı çünkü fabrika kuruldu, makine alımı tamamlandı, satışlar ayda 3 milyon kutu oldu. Buna rağmen beklenen ocak ayı zammında kimisine 10 YTL kimisine 60 YTL yaptılar ve ortalık karıştı. Çünkü buranın halkı asgari ücrete çalışmaz. Biz ise mesai yaparak ayakta duruyorduk. Mesailer de kaldırılınca kuru maaşa kaldık. Düzeltme yapacağız dediler ama her zamanki gibi zam olmadı. Durumumuzu fabrikanın genel müdürüne bildirdik. O da bir şey yapamayacağını, söyleyip işinize geliyorsa çalışırsınız dedi.
Biz de en doğal hakkımız olan sendikalaşma ve örgütlenme hakkımızı kullandık. Petrol-İş Sendikası’nın Sayın Başkanı Tekin Akın Bey ile tanıştık. Böyle bir fabrikanın sendikasız olamayacağını ve sonuna kadar bizim yanımızda olacağını bildirdi. Biz de 190 işçi arkadaşımızla birlikte sendikaya kayıt olduk. Hemen 5 arkadaşımızın işine son verildi. Biz de iş durdurma eylemi yaparak yemekhaneye çıktık. Fabrikaya Sanovel’in avukatı geldi ve sendika ile görüştü. Sendika isteğimiz kabul edildi ve taslak sunmamızı istediler. Taslağın da fabrikanın yeni kurulduğu gözetilerek Eczacıbaşı İlaç Fabrikası gibi yüksek olmamasını istediler. Sendikamız da bu konuyu dikkate alarak bir tekstil fabrikasının kaldırabileceği bir taslak sundu. Belli bir süre sonrasında taslağı da sendikayı da kabul etmiyoruz diye haber yolladılar. Bizde sakal bırakma eylemi başlattık ve bu arada “sakalınızı kesmezseniz işinize son veririz” dediler. Bir arkadaşımızın işine son verildiğini duyunca şalter indirerek iş durdurma eylemi yaptık. Patron ise 190 işçinin işine son verdi. Bir sonraki gün tekrar işe girmek istedik ama izin verilmedi.
Bizim Sanovel’den fazla bir isteğimiz yoktu. İnsanca yaşayabileceğimiz bir ücret ve sosyal hak istedik. Çalışan bütün personel hep kredi kartından para çekerek evimizi geçindiriyorduk. Gezmek, tatil yapmak, eve farklı bir yiyecek götürmek herkese hayaldi. İki arkadaş bir araya geldiğinde paradan ve borçtan başka bir şey konuşmuyordu. Sosyal hak olarak sabah çayı, öğlen yemeği, servis ve bayram şekerimiz vardı. Yani Sanovel hikayesi de böyle. Keşke her şey dıştan göründüğü gibi güzel olsa. Dışı seni içi beni yakıyor
Sefa GÜLER Sanovel işçisi (ÇORLU)
ÖNCEKİ HABER

Vestel’in acımasızlığı

SONRAKİ HABER

iki kere iki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...