12 Temmuz 2007 00:00

HAYATIN İÇİNDEN

Günlerden pazar. Gecenin serinliği, sohbetin sıcaklığına karışmış. Kolay değil, tam 30 yıldır birbirlerini görmeyenler, göremeyenler bir arada.
Sol başta Hanefi. Elinde sazı. Yanık sesi;

Paylaş

Günlerden pazar. Gecenin serinliği, sohbetin sıcaklığına karışmış. Kolay değil, tam 30 yıldır birbirlerini görmeyenler, göremeyenler bir arada.
Sol başta Hanefi. Elinde sazı. Yanık sesi;
"Hasan Dağı".
Hanefi bir vuruyor, teller beş çalıyor, on söylüyor.
Saz saz değil, mavzer olmuş Hanefi'nin elinde.
Hatip bu. Hiç yalnız bırakır mı Hanefi'yi bir başına?
Bir Hanefi söylüyor, bir Hatip, bin Hatip.

Haco gelin olmuş da hele bugün şu boran çiçeği,
Sol bağrından yemiş de yaylı bıçağı.

Seyfettin usulca katılıyor onlara; Hanefi'nin hemen sağında.
Günlerden pazar, saatlerden gecenin koyu vakti.
Hasan, Mustafa, Cemal.
Cemal, kopup savrulduğu taa uzaklardan gelmiş Hanefi'yi ağlatmaya.

Hasan Dağı Hasan Dağı
Eğil eğil, eğil bir bak.
Sıkıyor zincir bileği
Jandarmada din iman yok.

Şiirler karanlığı geçip bir Antep'i, Adana'yı, Çukurova'yı dolaşıyor ev ev, oda oda. Bebeler huzurla uykuya dalıyor umutla.

Gidiyor kalktı göçümüz
Gülmez, ağlamaz içimiz
İnsan olmaktı suçumuz
Hasan Dağı, insan olmak.

Yusuf destekliyor yumuşak sesli hüzünlü türküleri. İlker, Mehmet dinliyorlar öylece.
Sazlar, sözler şöyle bir dolaşarak Düztepe'yi, Hoşgör'ü, İlhan'ı, Ünaldı'yı, Mehmet Ali'yi, Cengiz Topel'i, gittikleri gibi geliyorlar doğdukları yere.

Koçhisar üstünden bora
Gülek bir karanlık dere
Sıradağlar sıra sıra
Çukurova ana toprak.

Ve Recep. Öylece bakıyor olup bitenlere. Ne dese az, ne dese çok.
En iyisi susmak ve dinlemek diye.
Arif Nacaroğlu

ÖNCEKİ HABER

Kamu emekçisinden AKPye kırmızı kart

SONRAKİ HABER

Yaylanın havası bambaşka