13 Temmuz 2007 00:00

MSB esneklik dayatıyor

Harb-İş Sendikası ile TÜHİS arasında yürütülen 21. dönem toplusözleşmesi ile ANT işyerleri 4. dönem toplu sözleşmesi müzakerelerinde idari maddelerde anlaşma sağlanamadı.

Paylaş

Harb-İş Sendikası ile TÜHİS arasında yürütülen 21. dönem toplusözleşmesi ile ANT işyerleri 4. dönem toplu sözleşmesi müzakerelerinde idari maddelerde anlaşma sağlanamadı. Milli Savunma Bakanlığı ile yürütülen görüşmelerde 41 idari madde üzerinde anlaşma sağlanamazken arabulucu ile görüşmeler sürdürülecek. ANT işyerlerinde ise 24 maddede anlaşma sağlanamadı.
1 Mart’ta başlayan toplusözleşmede işveren temsilcilerinin özellikle telafi çalışması, denkleştirme, haftalık 45 saat çalışma, fazla mesai ücreti konularındaki dayatmaları nedeniyle 22 Haziran’da uyuşmazlık raporu tutuldu.
Harb-İş Anadolu Yakası Şube Başkanı Hüseyin Över, “İşveren temsilcileri açık açık 9 maddenin kendileri için olmazsa olmaz olduğunu, bunlar için gerekirse Yüksek Hakem’e kadar gidebileceklerini söylediler. İşveren esnek çalışmanın toplusözleşmeye girmesi konusunda ısrar ediyor” diye konuştu.
‘Olmazsa olmaz’ maddeler
İşverenin olmazsa olmaz maddelerinin başında haftalık 45 saat çalışma sisteminin olduğunu anlatan Över, “Normal çalışma süresi günlük 8.5 saatti, bu da haftalık 43 saate denk geliyordu. Şimdi bunu haftalık 45 saat yapmak istiyorlar. Yani günlük çalışma süresini belirtmiyorlar. Bir gün 11 saat çalıştırıp ertesi gün 6 saat çalıştırabilmek istiyorlar. İşine geldiğine göre çalışma saati koymayı amaçlıyor. Biz de buna karşılık haftalık çalışma süresini 5 günde 40 saat olarak belirleyip, bunun üzerindeki fazla çalışmaya da yüzde 25 zamlı ücret ödenmesi gerektiği maddesini koyduk. İşveren, haftalık iznin iş bitiminin ardından 48 saat olmasını istiyor. Bunu daha önceki sözleşmelere de sokmak istemişlerdi ama mahkeme defalarca iptal etti. Biz ise iki gün olmasını istiyoruz. Arada 13-14 saat fark ediyor. İşverenin asıl amacı, istediği zaman izin kullandırmak” diye konuştu.
07.30’da girenlerin 16.30’da paydos ettiğini, 08.30’da girenlerin de 17.30’da paydos ettiğini; bu nedenle servis sorununun ortaya çıktığını belirten Över, işverenin ara dinlenme sürelerini uzatarak aynı saatlerde çıkartmak istediğini belirtti. Över, “Bu teklife sıcak bakıyoruz. Bunun kabul edilmesi için bizim teklifimizin kabul edilmesini istedik. 07.30’lara yüzde 10 pirim verilirken, 08.30’lara yüzde 15 veriliyor. Bunların eşitlenmesini istiyoruz. İş kazası ihtimalinin yüksek olduğu yerlerde de pirim verilmesini istiyoruz” diye konuştu.
‘Mücadele ile kazanılır’
“İşveren fazla çalışma, denkleştirme, telafi çalışmalarını sözleşmeye sokmak istiyor. Denkleştirme çalışmasına 4 ay süre tanıyorlar. Günlük 11 saati aşmamak koşuluyla 4 ayda 640 saat çalışmayı istediği gibi, iş yoğunluğuna göre çalıştırmak istiyor. ‘Fazla çalışma karşılığında işçi eğer isterse izin verilir’ maddesini koymak istiyor. Biz de buna karşılık ‘eğer işçi fazla çalışma karşılığı izin isterse, fazla mesai ücreti hesaplanır’ gibi, çalıştığı sürenin iki katı izin kullanmasını öngören maddeyi koyduk. Bu teklifle işverenin izin vermek yerine fazla mesai ücreti ödemesini amaçladık” diyen Över, servislerin kaldırılması ve yemekhanelerin özelleştirilmesini de kabul etmediklerini vurguladı.
İşverenin 10 kişinin altında işçinin çalıştığı yerleri kapsam dışına çıkartmak istediğini söyleyen Över, bunu kabul etmelerinin mümkün olmayacağını, ayrıca sendikanın harp okulları ve deniz lisesinde çalışanların kapsam içine alınmasını istediğini ifade etti.
Sözleşmeyi Yüksek Hakem Kurulu’na gitmeden bitirmek isteyen, bunun için işvereni olumlu adım atmaya çağıran Över, “Kamudaki sözleşmeler 20 yıldır en sönük dönemini yaşadı. Bu işin mücadele ile kazanılacağını biliyoruz. Biz hem İstanbul’da, hem de merkezi olarak eylemler yapmayı istedik ama olmadı. Biz yurt genelinde eylem yaptık, buna diğer sendikaları da çağırdık ama kimse katılmadı. Kamudaki bütün işçiler harekete geçseydi daha farklı olurdu. Türk-İş’in sadece ücret konusunu anlaşmaya bağlaması iyi olmadı. Ancak buna bile ses çıkartılmadı” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
Emek etrafında birleşeceğiz
Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Gürbüz Özdemir:
Suçu Türk-İş’e atıp kenara çekilmek kolay. Aslında Türk-İş’i harekete geçiren bir baskı yok. Başkanlar kurulunda hangi sendika başkanları Türk-İş’i sıkıştırıyor; bizim genel başkanımıza, başkanlar kurulunda ne yapıyorsunuz dedik? ‘Birkaç sendikanın haricinde kimse ağzını açmıyor’ diye yanıtladı. Ben Türk-İş’in yeteri kadar duyarlı olmadığı konusuna katılıyorum ama alttaki sendikaların da bu duyarlılığı artırmak adına bir şey yapmadığını düşünüyorum. Biz İstanbul şubesi olarak 1 aydır görevdeyiz. Emek ve ekmek ekseni etrafında sendikal mücadele yürütmeyi amaçlıyoruz. Biz sınıf dayanışmasından yana mücadele yürütülmesini istiyoruz. Ve ancak işçiler bütünleşirse güçlü olabilir. 1989’lardaki mücadele böylece tekrar başlar.
Sözleşme döneminde de idari maddeleri çözmek için çalışacağız, tabanımızı da buna hazırlayacağız. Sessiz olmak, kabullenmek demektir. Sessiz kalmayacağız, mücadele edeceğiz. Ülkemize karşı sadece askeri bir işgale değil, ekonomik işgale de karşı olacağız. Tekeller Türkiye’ye pervasızca saldırıyor. Ekonomik özgürlüğü olmayanın bağımsızlığı da olmaz.
Gökhan Durmuş
ÖNCEKİ HABER

THY işçileri grev kararı asacak

SONRAKİ HABER

DURUM

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...