Hiçbirisi sorunlarımızı çözemez

Çiğli Organize’de çalışan işçiler seçim konusunun işyerlerinde çok fazla tartışılmadığını ifade ediyor. Tartışılan yerlerde ise en fazla, AKP, CHP ve GP’nin isminin geçtiğini belirten işçiler, bu partilerin de sorunları çözebileceğine inanmıyor.
Tekstilde çalışan Fırat Yıldız, “Önümüze 10 tane parti konuluyor. Bu on parti de bizim şu anki durumumuzu değiştirecek potansiyele sahip değil” diyor. Seçimin bir kurtuluş olduğunu düşünmediğini dile getiren Fırat, “Farklı şeyler yapmamız lazım. Ev geçindirmek artık kişiliğimizden ödün vermek anlamına geliyor” diyor. GP’nin vaatlerini de inandırıcı bulmadığını ifade eden Yıldız, “Mazotu indirsen bile bu arabası olan insanları etkileyecek. Fakir insanlar araba alamıyor zaten. Ekmek alamıyor insanlar” diyor. Gerçek çözüm için fabrikalar kurmak gerektiğini, işsizliğin önüne böyle geçileceğini söyleyen Yıldız, “Zengin işadamları tarafından yönetiliyor bu partiler. En büyük sorunumuz sağlık, 90 günü doldurmayınca hastaneye gidemiyorum” diyor. Şu anda seçimler dolayısıyla belediyelere adam alındığını ifade eden Yıldız, “Birkaç ay sonra her şey eskisi gibi olacak” diyor. Yıldız, çevresinden CHP’ye oy vereceklerin çok olduğunu ifade ediyor.
Baykal yüzünden...
Kot zımpara işinde çalışan Maşallah Koç, insanların sevdiğinden ya da güvendiğinden değil, tepki duyduğu için AKP’ye oy vermeyi düşündüğünü söylüyor. Kendisinin CHP’ye oy vermeyi düşünmediğini ama bu konuda henüz kararını vermediğini söylüyor. Koç, CHP’ye değil de Deniz Baykal’a tepkili daha çok. Çevresindekilerin de böyle olduğunu söylüyor. “Hiçbirinin bir şey yapacağı yok. Yine herkes cebine atacak. Şu an değişik değişik programlarla, televizyonla insanlar uyutuluyor. Genç kesim bitti” diyen Koç, ülkede ilk olarak değiştirilmesi gerekenin patronlardan yana olan yasaların olduğunu söylüyor. “İstediği kadar mesai yaptırıyor, kesinti yaptırıyor. Hiçbiri bunları değiştiremez. İşlerine gelmez” diyen Koç, yüksek tempoda çalıştıklarını kimsenin bu tür şeyleri konuşamadığını söylüyor. CHP’nin diğer partilerden farkını soruyoruz, “Bir farkı yok. Baykal gitse belki bir farkı olabilir” diyor.
“Seçim bildirgelerini incelediniz mi?” diye sorduğumuzda pazar günleri de dahil olmak üzere sürekli olarak çalıştığını ve inceleme fırsatı bulamadığını söylüyor. CHP-MHP yakınlaşmasını sorduğumuzda, bunun da Baykal’dan kaynaklandığını söylüyor. Ayten Dağ 13 yıldır elektrik malzemeleri üretilen bir fabrikada çalışıyor. İşçiler arasında seçim konusunun konuşulmadığını, işçilerin kime oy vereceklerini söylemediklerini belirtiyor. “İşçilerin sorunlarına yönelirlerse yönetemezler. Engellenir hiçbir parti yapamaz” diyen Dağ, işyerinde AKP’nin önde göründüğünü CHP’nin konuşulmadığını söylüyor.
Çözülemeyecekmiş gibi
Metal sektöründe kaynak işi yapan Ali Savak, seçimler konusunu işçi arkadaşlarıyla fırsat buldukça konuştuğunu söylüyor. Çevresindekilerin AKP ile ilgili iyi düşüncelere sahip olmadığını belirten Savak, “Terör olaylarından çok çekiniyorlar. İnsanların kafası çok dağınık. Kimi, ‘AKP terörü savunuyor’ diyor kimi ‘savunmuyor’ diyor. Irak olayları çok gündeme geldi. AKP’li olan arkadaşımız var bir tane yanımızda, O ‘girilmesin’ diyor. Ben de istemiyorum, daha kötüye gideriz. Ama bunun AKP yanlısı olmakla ilgisi yok” diyor.
AKP’ye karşı olanların alternatifinin GP olduğunu ifade eden Savak, “Televizyondaki vaatlerinden dolayı inanıyorlar. Benim öyle bir düşüncem yok. İnsan ister ki her şey güzel bir şekilde yürüsün ama kimse yürütemiyor” diyor.
Ülkede neyin değişmesini istersin diye sorduğumuz Savak, “Bu ülkede laikliği düzeltsinler” diyor. “Sence en önemli sorun bu mu” diye soruyoruz: “Daha çok sorunlarımız var da onların çözüleceğine inanamıyorum. İnsan çaresiz bir şekle düşüyor, korkuyor, çekiniyor her şeyden. Artık hiçbir şey çözülemeyecek duruma gelmiş gibi görünüyor” diyor. (İzmir/EVRENSEL)
Emine Uyar