16 Temmuz 2007 00:00

Bit Pazarı’nda seçim ve geçim...


İzmir’in Çankaya semtinde elektrik, elektronik ve hırdavatçıların bulunduğu ‘Bit Pazarı’ kalabalık. Esnaf, “Seçim havasına girmedik” dese de birkaç soru, derin tartışmalar için yeterli oluyor. Her partinin destekçisi var. 2002 seçimlerinin İzmir birincisi CHP’ye kızanlar, hâl⠓kötünün iyisi” ısrarında. AKP’liler asla eleştiri kabul etmiyor. Esnafın eğlence konusu Genç Parti de, “Biraz daha sallamaya devam ederse belki İzmir başbakan çıkartır” esprileri arasında konuşuluyor.
İlginç olan ise Bin Umut Bağımsız Milletvekili Adaylarını destekleyenlerin kendileri gizlemesi. Bağımsızları tanımadıklarını söyleyenler, kayıt bittiğinde “Bağımsızdan başkasına oy yok” diyerek fısıldıyorlar.
‘İzmir sürpriz yapabilir’
Ali Malak 39 yıllık ayakkabı tamircisi. “Bana göre AKP iyi kardeşim. Başkasının düşüncesini bilmem” diyor. 5 yıllık iktidarda işlerin nasıl gittiğini ise “Valla ben ekmeğimi çıkartıyorum. Verdiği zaman Allah iyi de vermediği zaman kötü mü” diye anlatıyor. Ona göre piyasa kötü ama nedeni AKP değil; seçim...
Abdülrezzak Sultani Özüm bütün partilere çok kızgın: “Politikacı Yunancadan geliyor, iki yüzlü demek. Kim gelirse gelsin başa, hepsi kendi menfaatleri için…” 60 yaşında ama hiç oy kullanmamış. Çünkü “onların seviyesine inemez”miş! Dinci partilere tepkisi ise gülümsetiyor herkesi, “Hem din hem politika bir arada yürümez. Hem hacca hem meyhaneye gidilmez!” Ona da AKP dönemini soruyoruz, “Bak emekliyim ama çalışıyorum, borçla geçiniyorum” diyecek oluyor; Ali Malak itiraz ediyor: “Hiç yoktan iyidir, ne kazanıyorsan o kadar yiyeceksin...” Yine de Özüm ısrarlı: “29 sene prim ödedim, ancak 500 milyon maaş alıyorum. Esnaf kan ağlıyor, tezgahlar kapalı. Fotoğraf makinesi anlatamaz, kamerayla gelmen lazım!”
‘İçimiz rahat olmasa da CHP’ye mecburuz’
Bir başka ayakkabıcı Feridun Asma eski CHP’li. CHP’nin Yaşar Okuyan gibi sağcıları aday göstermesine karşı değil. Esnafın durumunu ise “Bundan beş sene önce boş dükkan yoktu, şimdi çok var. Ben de son demleri yaşıyorum, her an bırakacağım işi. Hükümet her şey iyi diyor ama asgari ücretle çalışanın yemeği, yol parası bile yok” diye anlatıyor.
İbrahim Aslan 5 yıldır pazarda. O da eski CHP’lilerden. CHP’nin değişen tercihleri üzerine ısrarlı sorularımıza yanıtı hep aynı: “İçimiz rahat etse de etmese de fark etmez, mecburuz ne yapalım, seviyoruz CHP’yi.” Ancak söze giren bir başka esnaf, “Oğuz Oyan akrabası onun, o yüzden eleştiremez o” diye bağırıyor uzaktan.
Özelleştirme kavgası
Sami Usta 41 yıllık terzi. AKP ile ilgili her eleştiriye kapalı. Ona göre “sağlık bedava, üretici çok memnun, insanlar çocuklarını evlendirebiliyor; her şey bedava çünkü, Erdemir, PETKİM, TÜPRAŞ’ta zaten işçiler 4-5 milyar maaş alıyordu, devletin sırtında kamburdu”...Ancak özelleştirmelerle ilgili cümlesini bitiremiyor. Bir başkası tepki gösteriyor çünkü. Kısa süreli bir kavga çıkıyor çarşıda. Kuryelik yapan, ancak adını vermeyen özelleştirme karşıtı, bağırarak “Böyle düşüncesizce konuşan insanlara çok kızıyorum. Niye satsın kardeşim? Büyük medya iktidarın yanında olduğu sürece hiçbir şey değişmez” diyerek uzaklaşıyor. Tartışmaları uzaktan izleyen Hulusi Olgaç da emekli olup çalışmak zorunda kalanlardan. “Çok büyük bir geçim sıkıntısı içindeyiz. Ülkenin iyiye gittiğini söyleyenler tuzu kurular” diyor. Oyu CHP’ye. CHP’ye giren eski ülkücülere ve MHP koalisyona ise “Eski ülkücü olması önemli değil. Değişmiş demek ki. O ayrışmalar kalktı ortadan. Ülke menfaatleri için koalisyon olabilir” yorumunu yapıyor.
‘Umduğumu bulamadım’
Çarşıda gençler de var. Ataması yapılmadığı için bir türlü öğretmen olamayan Fatih Kayar, AKP’nin eğitim politikalarına tepkili: “Bu hükümetten umduğumu bulamadım. İlk başta umudum vardı. Sonra IMF ile ilişkilerinde öteki hükümetlerden farkı olmayınca anladık. Eğitim politikaları yok. Milli Eğitim Bakanı edebiyatçı. Türkçe öğretmenlerini, edebiyatçıları, pedagojik formasyon olmadan hemen kadroya aldı. Bir de branş sınavı çıkarttılar, Allah’tan seçim oldu da onu unuttular! İzmir’de ise CHP yine birinci parti olur, AKP ve Genç Parti ikincilik için yarışırlar gibi geliyor.”
Yine kötünün iyisi!
Üniversite öğrencisi İrfan Timtaş, konuşmayacağını söylediği halde kendini tutamıyor. İlk defa oy kullanacak ama heyecanlı değil: “Ben CHP’ye atacağım. Aslında hepsi aynı ama AKP’dense mecbur kalacağız, kötünün iyisine vereceğiz.” AKP’yi dış borçları artırdığı için eleştirirken Genç Parti ile dalga geçiyo: “İzmir başbakan çıkartacakmış abi! Biraz daha sallarsa Uzan belki barajı geçebilir tabii!”
“Bende soyadı olmaz” diyerek sadece adını veren Bilal, Mardinli. Telefon satıyor. AKP’ye oy verecek. Esnafın işi çok kötüymüş ama bunun AKP ile ilgisi yokmuş. AKP mitiginde sesi kısılan esnaf Abdülbaki Yıldız da onunla aynı fikirde. İkisine göre memlekette yoksulluk da yok, “vatandaş parasını gizliyor!” Bağımsızlarla hiç ilgilenmediğini söyleyen Bilal, Bin Umut Adaylarını da tanımadığını ileri sürdü.
CHP bu vebali nasıl taşıyacak?
Lokantacı Mesut Yeşilbaş, Diyarbakır’dan geleli 25 sene olmuş. Dededen CHP’lilermiş ancak bırakmış. “Sanki Baykal’dan başka memlekette insan kalmadı, o kadar insan küstürüldü. CHP’de ne insanlar vardı. Bunlar kötü adamlar mıydı da Yaşar Okuyan’ı aldılar! Yani geçmişte o kadar ölen insanın vebali ne olacak” diyor.
Yeşilbaş kendi oyunun daha belli olmadığını söylese de “AKP’ye verebilirim” diye de ekliyor. (İzmir/EVRENSEL)
Bağımsızlar neden gizleniyor?
Türkiye’nin dört bir yanından esnafın bulunduğu Bit Pazarı’nda önce Bin Umut Adaylarının hiç tanınmaması şaşırtıyor. İsimleri bizde saklı, ancak başka partileri övenlerin kayıt bitince fısıltıyla “Bağımsızdan başkasına oy yok” demesi şaşırtıyor. Halkın tercihini açıklamaya bu kadar korkması, ülkede “demokrasi”nin halini gözler önüne seriyor.
Elif Görgü / Ozan Sürücü

Evrensel'i Takip Et