17 Temmuz 2007 00:00
Dayak atana değil yiyene ceza
Yarattığı tecrit ortamı nedeniyle tartışma konusu olan F tipi cezaevlerinde, son dönemde hükümlülerin aktardığı hak ihlalleri ve kötü muameleler, F tiplerinde neler oluyor sorusunu gündeme getiriyor.
Yarattığı tecrit ortamı nedeniyle tartışma konusu olan F tipi cezaevlerinde, son dönemde hükümlülerin aktardığı hak ihlalleri ve kötü muameleler, F tiplerinde neler oluyor sorusunu gündeme getiriyor. Cezaevlerinde, sadece aktarılan hak ihlali ve kötü muamele sayısı azımsanmayacak kadar çok. Asıl tablo, öğrenilemeyenlerle ortaya çıkacak olsa da en azından avukatların ve mektupların dilinden dışarıya ulaşan birkaç örnek daha verelim
Doktor, gardiyanlarla birlikte dövdü
7 aydır Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevinde kalan Kemal Avcının karşılaştıkları, cezaevi yönetimlerinin tutuklulara yapabileceklerinin önemli göstergelerinden. Parmağında iki haftadır devam eden ağrılar nedeniyle 13 Haziranda revire çıkan Avcı, hastaneye sevk edilmek istiyor. Bunun üzerine gardiyan Yeter ulan çık dışarıya! diyerek Avcıyı çekiştirmeye ve yumruklamaya başlıyor. Gardiyanın saldırısına doktor da katılıyor ve Avcıyı yumruklamaya birlikte devam ediyorlar. Doktorun attığı bir yumruk nedeniyle Avcının dudağı patlıyor. Olay yerine gelen 5-6 gardiyan da Avcıyı koridora çıkarıp dövmeye devam ediyor. Koridorda kamera olduğunu fark eden gardiyanlar, Avcıyı bir odaya sokuyorlar. Avcının saçından tutarak kafasını duvara vurup Biz katiliz, işkenceciyiz, sana gününü göstereceğiz! diyerek, hücreye kadar kameraların önünde dövmeye devam ediyorlar.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Güray Dağ, yaşananları Avcının ağzından böyle anlatıyor. Konuyla ilgili görüşmek istediği cezaevi yönetiminin olaya ilgisiz kaldığını aktaran Dağ, daha sonra Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
Dayak yiyene hücre cezası
Yediği dayak nedeniyle vücudunda çok sayıda morluk ve ağrı oluşan Kemal Avcı, akşam saatlerinde kendinden geçmiş. Aynı hücrede bulunan tıp fakültesi öğrencisi Remzi Uçucunun, kendisine suni teneffüs yapması sayesinde nefes almaya başlamış. Hücre arkadaşlarının çabalarıyla saatler sonra hastaneye kaldırılmış. Avcı, 2 gün sonra tekrar revire çıkmak için dilekçe vermiş. Daha önce gardiyanların refakat etmemesine karşın bu defa kendisini döven 6 gardiyan revire çıkarmış Avcıyı. Gardiyanların tekrar dövdüğü Avcıya doktor da küfür ve hakarette bulunmuş. Avcının 15 Haziranda yaşadıklarını da, olayı öğrendikten sonra Avcıyı ziyaret eden ÇHD Cezaevi Komisyonu üyeleri Avukat Barkın Timtik ve Şükriye Erden anlatıyor. Timtik ve Erden, Avcının feci şekilde dövüldüğü için mide bulantısı, baş dönmesi yaşadığını; bakış donukluğu, vücudunun çeşitli yerlerinde kızarıklık ve morluklar bulunduğunu ve ayağında aksama olduğunu dile getirdiler. Avukatlar, Avcının şikayette bulunduğunu ancak bir sonuç alamadığını, fakat Avcıya doktora ve görevli memura mukavemet nedeniyle 20 gün hücre cezası verildiğini anlatıyorlar. Avukatlar ayrıca, Avcının hücre arkadaşları Remzi Uçucu ve Ercan Kutluya, Avcının bayıldığını haber vermek için kapıya vurarak gardiyanları çağırdıkları için gereksiz yere gürültü yaptıkları gerekçesiyle 15er gün hücre cezası verildiğini ifade ediyorlar. Gardiyanların kötü muamelelerine alıştıklarını belirten avukatlar, bu muameleye bir doktorun katılmasının kaygı verici ve düşündürücü olduğunu, Türk Tabipler Birliğine başvurup doktor hakkında soruşturma başlatılmasını isteyeceklerini söylüyorlar.
Başka bir örnek
2 aydır tutuklu bulunan Hakan Özek, Bayrampaşa Cezaevinden Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevine bacağından ağır yaralı olmasına karşın sevk ediliyor. Desteksiz yürüyemeyen Özek sandalye istiyor, verilmeyince ayakta duramadığı için arkadaşından yardım almaya çalışıyor fakat gardiyanlar tarafından izin verilmiyor. İşlemler için bir odaya alınan Özekten soyunması isteniyor. Üzerinde sadece şort bulunan Özek, bunun gerekli olmadığını ve onur kırıcı olduğunu düşündüğü için kabul etmiyor. Bunun üzerine gardiyanlar başgardiyanın işaretiyle Özeki dövmeye ve sakat ayağına vurmaya başlıyorlar. Özek, gördüğü şiddetten sonra yardım almadan eşyaları ile sekerek hücresine gönderiliyor. Özekin ardından benzer uygulamalara 29 Aralık 2006 tarihinde maruz kalan Muammer Şimşek, Turan Özen, İlhan İşeri, Zeynel Ertürk, Mesut Ömür ve Bülent Pelit, yaşadıklarından sonra suç duyurusunda bulunmuşlar. Hükümlüler hakkında, suç duyurusunda bulundukları için bir ay aile ziyaretinden ve 45 gün haberleşme ve iletişim araçlarından men cezası istenmiş. Mahkumların yaşadıklarını yine avukatlar Timtik ve Erden anlatıyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Azımsanmayacak sayıda vaka
F tipi cezaevlerinde son aylarda bu örneklerin dışında çok sayıda insan hakları ihlali yapıldı. Bunlardan bazıları şöyle:
4Tekirdağ 2 Nolu F Tipinde kalan Abdi Cangı, Nedim Öztürk, Bülent Erkol, Muammer Şimşek, Turan Özen ve İlhan İşeriye, yaşadıkları fiziki saldırıları anlattıkları mektuplarını Meclis İnsan Hakları Komisyonu ve İstanbul Barosuna gönderdikleri gün, haklarında soruşturma açılarak kapıları dövdükleri, görevlilere karşı koydukları gerekçeleriyle bir ay ziyaret ve 2 ay haberleşme yasağı verilmiş.
4Tekirdağ 2 Nolu F Tipinde kalan Giyasettin Gür, gardiyanların kendisine saldırması sonucu dişi kırıldığı için rapor almak üzere başvurduğu doktorun Ben senin dişinin bu saldırıda kırıldığını nereden bileyim dediğini anlatıyor ÇHDye gönderdiği mektupta.
4Tekirdağ 2 Nolu F Tipinde uyuşturucu ticaretinden yatan Mahvuz Fırtına, yaşadıklarını Haftada bir 10-15 dakika su veriyorlar. 10 gün hücre, 6 ay da görüş cezası verdiler diyerek aktarıyor.
4Tekirdağ 1 Nolu F Tipinde kalan Cem ve Ali Koyupınara verilen, ölüm oruçlarında hayatını kaybeden 2 adet Fatma Koyupınar resmine, örgüt propagandası yapıldığı gerekçesiyle cezaevi yönetimi tarafından el konulmuş ve geri verilmemiş.
Rapor hazırlandı
F tipi cezaevlerinde incelemelerde bulunan ÇHD, hazırladığı raporla yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti. ÇHD raporda, yaşanan ihlallere son verilmesini ve tutukluların koşullarının iyileştirilmesini talep etti. İstanbul Şubesi Cezaevlerini İzleme Komisyonu, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu, Kandıra 1 Nolu, Edirne, Kırıklar ve Kandıra F Tipi hapishanelerinde yaptığı incelemelerin sonucunda hazırladığı Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhlalleri Raporunda, yaşananlara dikkat çekti. Cezaevlerinde yapılan incelemelerden, mahkumlardan aldıkları faks ve mektuplardan, aile ve avukat görüşlerinde elde ettikleri bilgilerle oluşturulan raporda, yaşanan hak ihlallerine ve özellikle ölüm oruçlarına ara verilmesini sağlayan 45/1 sayılı genelgenin uygulanmadığına dikkat çekiliyor.
En çok başvuru cezaevlerinden
TBMM İnsan Hakları Komisyonuna 22. dönem boyunca yapılan başvuruların büyük çoğunluğu cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerden geldi. 22. dönemde Şemdinli olaylarından Malatya Çocuk Yuvasında yaşananlara, terörle mücadeleden zehirli atıklar konusuna kadar pek çok önemli sorunu mercek altına alan komisyona, 5 yıl boyunca toplam 5 bin 465 başvuru yapıldı. Bunların 5 bin 131i sonuçlandırılırken yapılan başvurular içinde tutuklu ve hükümlülerin gerek nakil, gerekse diğer taleplerini içeren başvurular önemli yer tuttu.
Cezaevlerindeki sorunlar, yapılan başvurularla komisyonun gündemine getirilirken, tutuklu ve hükümlülerin başvuru nedenlerini ise keyfi tutum ve işlemler, koşulların iyileştirilmesi, kötü muamele, nakil isteği, tedavi isteği oluşturdu.
Ceren Saran/Şahin Doğan