17 Temmuz 2007 00:00

MERCEK

AKP Hükümetinin doğrudan ve bağlı belediyeler aracılığıyla son bir yıllık süreçte, yoksulluk içindeki iki milyon aileye gıda maddeleri, kömür, giyecek, okul gereçleri, mobilya gibi ihtiyaç maddeleri “yardımı yaparak” oy desteğini artırma çalışması yürüttüğüne dair haberleri...

Paylaş

AKP Hükümetinin doğrudan ve bağlı belediyeler aracılığıyla son bir yıllık süreçte, yoksulluk içindeki iki milyon aileye gıda maddeleri, kömür, giyecek, okul gereçleri, mobilya gibi ihtiyaç maddeleri “yardımı yaparak” oy desteğini artırma çalışması yürüttüğüne dair haberleri, sermaye gazeteleri, sadece “haber” olarak görüp-geçtiler. Oysa bu “iane paketleri dağıtımı”, başka benzer bin türlü düşürülmüşlük örneğiyle birlikte halk kitlelerine sermaye güçleri ve burjuva partilerinin yaklaşımını gözler önünü seriyor. Bir yandan “milli iradenin engelsiz belirlenmesi” üzerine ikiyüzlü burjuva nutukları, öte yanda “muhtaç durumdaki vatandaş”a ‘yardım paketleri’! Bunlar kuşkusuz karşılıksız da değil: “Vatandaşlar”dan bu partiye güç vermeleri ve seçimde de oylarıyla desteklemeleri istenmektedir.
AKP ve bu partiye bağlı belediye yönetimlerinin üç-beş kiloluk gıda vs. paketleriyle yedeklemeye çalıştıkları ve bir ölçüde de yedekledikleri insanlar bu duruma nasıl ve niçin düşmüşlerdir, bunun sorumlusu kimdir? Büyük sermaye ve tekel grupları kârlarını yüz milyonlarca artırdıkları halde, otuz milyona yakın insanın yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahkum edilerek bu türden düşkünlükler için uygun sosyal-iktisadi zemini yaratanlar, “ahlaklı, adil ve yardımsever” mi olmaktadırlar?
Sermaye basın-yayın organlarıyla holding gazeteci-yazarlarından bu neden ve kaynakları üzerinde gerçekçi bir analiz ve yorum elbette beklenemez. Bu; başlıcaları tekelci sermaye gruplarının organı ya da doğrudan kendileri tekel durumunda olan bu “organlar”la beslemelerinden beklenemez. Ara sıra karşılaşılan “Değirmenin suyu nereden?” sorusu ise, hemen her sorulduğunda, sorunu sisteme ilişkin ana özelliklerden uzak tutmaya özen gösterilerek, parti ve öteki kurumlarla yakınlık/uzaklık ilişkilerine göre tekil hedef gösterme çerçevesinde gündeme gelmekte/getirilmektedir.
Bunlar elbette, “değirmen”in, işçi ve emekçinin elleri, kolları, gözleri, beyinleriyle dönmekte olduğunu; bu dönüşün tüm kapitalist asalakların ve onların politik/askeri temsilcilerinin yaşam olanaklarını yarattığını; işçi-emekçinin ‘el emeği, alın teri, göz nuru’ ile yaratılan değerlerin bu azınlık asalak sınıf ve tabakalar tarafından “har vurup harman savururcasına” harcandığını; AKP gibi partilerin dağıttıkları “yardım”ların da bu kaynaktan kotarıldığını söylemeyecekler! Böyle olması, “eşyanın tabiatına” aykırı değildir; ve önemli olan işçi-emekçi kitlelerinin, kent ve kır yoksullarıyla tüm ezilenlerin bunu anlamaları, kendi durumlarıyla gerçek çıkarlarının bilinciyle politikaya müdahalede bulunmaları ya da kendi adlarına politika yapmalarıdır. Sistemin işleyişini de, “çarkın dönüşü”nü de, burjuva partilerinin bol keseden harcamalarının kaynağını da sağlayan emekçilerin kendileridir. Bu kaynağı kendi sınıflarının kurtuluşu yönünde kullanmaya, çarkın dönüşünü kendilerinin doğrudan yönetimlerini gerçekleştirmek üzere yönetip yönlendirmeye kararlıca koyulmadıkları sürece, mekanizmanın böyle işlemesi hep olanaklı olacaktır.
Çünkü, egemen sınıf ve aralarındaki çeşitli nüans farklarıyla onun partileri için temel sorun kapitalist sistemin sürdürülmesi, sistem mekanizmalarının buna uygun olanaklı en iyi biçimde işleyişinin “teminat altına alınması”dır! Aralarındaki “it dalaşı” ve birbirlerine “çamur atma”lar, “dümen”in neresinde olacaklarına ve emekçinin sömürülmesinden sağlanan “ürün”ün, kaynağın, paranın, sermaye ve servetin paylaşılmasında “lokmanın büyüğünü kapma”ya dairdir. Şatafatlı politik kampanyalarla ve AKP gibilerinin dağıttıkları ‘satın alma paketleri’, aldatma, yedekleme gibi amaçlarının yanı sıra bu temel gerçeğin üzerini örtme işlevine de sahiptir. Onlar örneğin, işçinin ücret-sendika-sigorta alanına ilişkin ekonomik-acil taleplerini görmezden geliyor, işsiz, aç ve yoksul milyonların iş, insanca yaşayacak gelir, söz, basın-yayın ve örgütlenme isteklerine karşı devlet ve parti güçleriyle ve kapitalist sınıf yararına bir karşı cephe oluşturup şiddet dahil her yöntemle bastırmaya/püskürtmeye çalışıyor ve fakat “yardımsever kampanyalar düzenleme”, “yardım paketleri dağıtma” gibi riyakar/ikiyüzlü taktikler izlemekten de geri durmuyorlar.
Sermaye partilerinin politikasında somutlaşan burjuva riyakarlığı seçim kampanyası çerçevesinde daha hoyratça açığa vuruldu. Halk kitlelerinin bağımsızlık, demokrasi, insanca yaşayacak gelir, “iş, aş, barış”; herkes için sosyal güvence, baskı ve terörün son bulması, çetelerin ve halk düşmanlarının sorgulanması gibi en acil taleplerine karşı, bu partilerin yöneticileri, iş başına gelirlerse baskı ve şiddeti ne kadar artıracaklarına dair, idam ilmiği ellerinde dolaşarak ve yerli/’yabancı’ tekellerin desteğinde militarist politikaları yoğunlaştıracaklarına dair vaatlerle meydan meydan/ kent kent dolaşıyorlar.
Bu, burjuvazinin egemen sınıf politikasının somut tezahürüdür. İster hakları ve talepleriyle sınıf çıkarları için mücadele bilincine ulaşmış, isterse içinde bulunduğu/tutulduğu durumu kaderci bir bakışla kabullenmiş olanı olsun, işçiler ve tüm öteki emekçi kesimler bu burjuva politikasına karşı bir tutum ile kendilerinin en acil iktisadi/sosyal ve politik talepleri dahil yaşamlarının iyileşmesine ve ülkenin demokratik-bağımsız bir ülke haline getirilmesi için sermaye partilerine, onların politikalarına ve düzenin öteki kurumlarının baskı ve saldırılarına karşı politika içine girmediklerinde, “çark”ın kapitalist sömürücü ve emperyalist sömürgeci için dönmesi devam edecek. Sistem partilerinin bunun aleti oldukları, her günkü politikaları ve tutumlarıyla kanıtlanmaya devam etmektedir.
A. Cihan Soylu
ÖNCEKİ HABER

Çarşamba seçimini daha yapamamış

SONRAKİ HABER

On binler Bin Umut mitinglerinde buluştu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...