18 Temmuz 2007 00:00
Yücel Sarpdere yanılıyor
Romanlarını, şiirlerini, yazılarını zevkle okuduğum sevgili Yücel Sarpderenin geçenlerde yayınlan Sattıkça gelişiyoruz! başlıklı yazısının (Evrensel, 7.7.2007) son bölümüne fena halde takıldım.
Romanlarını, şiirlerini, yazılarını zevkle okuduğum sevgili Yücel Sarpderenin geçenlerde yayınlan Sattıkça gelişiyoruz! başlıklı yazısının (Evrensel, 7.7.2007) son bölümüne fena halde takıldım. Yanılıyordu, ama çoook yanılıyordu Yücel Sarpdere, o bölümde. Aynen yazıyorum orayı:
Önceki gün memleketimiz PETKİM satıldığında bir kez daha gelişti.
Nasıl oluyorsa sermaye, aldıkça gelişiyor
Memleket ise satıldıkça!
Bu yüzden satıldıkça sevineceğiz
Ammaaa
Memlekette satılacak çok şey kalmadı
Öyleyse biz artık gelişmeyecek miyiz?
Yücel Sarpderenin o güzelim yazısı, işte böyle bir yanılgıyla bitiyor: Memlekette satılacak çok şey kalmadı Oysa öylesine çok satılacak şey var ki Bugüne kadar satılanlar, bu satılacak olanların yanında Devede kulak değil, Devenin kulağının tüyü gibi kalır. Boşuna mı AKPnin yeniden tek başına hükümet kurmasını istiyor, ABDliler, ABliler, Suudiler, Dubaililer ve benzeri talancılar?!.. Mübarekler, Sezen Cumhurdan şarkı isteyen Fındıkzadeden Hale, Lale, Jale ve 18 arkadaşı gibi habire istiyorlar.
Babaların babası, Büyük Türk Babası, tabii bu arada Civcivcinin de Babası Kemal Unakıtan, aşağıya yazacağım Türkiyenin En İyi Gelir Getirecek Malları listemi okuyunca, eminim bana A Sınıfı Devlet Madalyası verilmesi için elinden geleni yapar.
Örneğin bir TBMM binası var. Yıllardır yazıyorum, kimse üzerinde durmadı. Bu bina, medyamızın yeni kraliçesi, gözbebeği Paris Hiltonun babasına satılabilir. Odalar nefis. Meclis salonu, dans salonu olabilir. Sonra çok geniş bir bahçesi var, golf sahasına uygun. Ankaralılara verilecek su oraya harcanır. Nasıl olsa halkımız sesini çıkarmaz, gelişiyoruz ya
Hep yazıyorum, Çankaya Köşkü de özelleştirilir. AKPlilerin Başbakanının kadim dostu El Kadıya ya da Hikmetyara satılır, gelişiyoruz ya
Anıtkabir var. Onu da yazmıştım, çok önceleri. El Ezher mi ne, işte o ilim yuvasının kampusü olabilir, gelişiyoruz ya
Merkez Bankası da satılabilir. Bunu başka yazarlar da güdeme getirmişti. Evet, o da satılır, gelişiyoruz ya
Ankaradaki ruhsatsız kamu binaları da satılabilir. Adlarını yazmayacağım, o kadar çok ki Onları da elden çıkarmalıyız, gelişiyoruz ya
Sonra Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı var. Kemal Unakıtan bu satırları okuyorsa eğer, kafasına yumruk falan atıyordur, Ah ulan ah, bunu nasıl düşünemedim? diyerek. Bu iki saray paket halinde satılabilir. Zaten bundan 50-55 yıl önce Suudiler, Kutsal Emanetleri almak istemişlerdi de, dönemin hükümeti, o zamanki halkın direnişinden korktuğu için olacak, Hayır, demişti. Oysa adamların verecekleri bedel çok iyiydi: Türkiyenin 50 yıllık tüm petrol gereksinimini parasız karşılarız Neyse İhale yapılır bu Saray Paketi için. Ya Dubai Şeyhi, ya Kuveyt Emiri ya da Suudi Kral alır. Oğlunun pipi kesim töreninden gelen parayla zengin olan Recep Tayyip Erdoğan ya da annesinin yastık altındakilerle köşe olan Tansu Çiller alacak değiller ya Alan, kışın Topkapıda, yazın Dolmabahçede keyif sürer. Kıçtan motorlu Saltanat Kayığı da hediyemiz olur Sanırım Kuveyt Emiri alır, Fransada yaşayan Ünlü oğulları için Yalnız Kaşıkçı Elmasını vermeyelim. Onu da başka birine kakalarız, gelişiyoruz ya
Sırada Diyanet İşleri var. Bak işte Yücel Sarpdere kardeşim, bu işte çok para var. Almanyadaki Kiliseler Birliği gibi yaparsak, Türkiye sadece Diyanet İşlerine ayrılan bütçenin kasada kalması yüzünden köşe olur. Ayrıca elde bir sürü cami var. Selimiye, Süleymaniye, Sultanahmet, Kocatepe, Fatih ve benzeri camiler. Bunlar iyi para eder, gelişiyoruz ya
Aslında cami özelleştirmesi birkaç yıl önce başladı. Herkes unuttu, ama ben unutmadım. İstanbul, Büyükçekmecedeki Mimar Sinan Camisi Yaptırma Derneği, şantiye binası üzerine bir afiş asmış. Aynen şöyle yazılı: Cami inşaatının iki minaresini satıyoruz. Tapusu cennette verilecektir. Duyurulur Demek yukarıdakileri de kafakola almış bizimkiler, gelişiyoruz ya
Rıdvan Dilmenin bir yazısında okumuştum. Yıllarca önce, galiba Bodrumun bir köyünde bir müezzinle tanışmış. Adam, Ben koyu Fenerliyim, demiş. Rıdvan, unutmadıysam eğer, İspat et, demiş. Bir süre sonra, o köyün tek camisinden öğle namazı okunmuş. Müezzin, Allahu ekber, Allahu ekber, en büyük Fener, diyormuş. Hiçbir tepki olmadığına göre, ezanlara da reklam alınabilir. Örneğin Allahu ekber, Allahu ekber, en iyi bisküvi Külker, diye, gelişiyoruz ya
Reklam deyince Bir süre önce Çiğli Kipada, içki reyonunda, bir kutu içinde bir rakı görmüştüm. Kutuda bir de Türk bayrağı vardı. Kutulu rakıyı alana bayrak beleşti. Şimdi artık Türk bayrağını da özelleştirebiliriz, örneğin altına reklam alabiliriz. Türkiyede her yerde, elçiliklerde, konsolosluklarda, KKTCde dalgalanan bayrağımızın altında, Drink Cocacola gibi yazılar olursa kasalarımız dolar, gelişiyoruz ya
Banknotların, yani kağıt paraların arka yüzüne de otomobil fabrikalarından falan reklam alınabilir, gelişiyoruz ya
Pullar var Yücel Sarpdere, pullar. Ah çok pardon, Devletim o işten de yolunu buluyor. Bastırıyorsun parayı, üstüne istediğin resmi koyuyorsun. Gelişiyoruz ya
Satılacak çok şey var. Deniz fenerleri, nehirler, göletler satışa çıktı. Ama Galata köprüsü var, Ispartadaki bir dağ Fransızlara satıldı ama, Uludağ, Palandöken, Erciyes, Ilgaz, Kaz Dağı, Toroslar var, Istranca da. Adalar var, Büyükada, Heybeli, Kınalı, Burgaz, Sedef Adası, Yassıada. Göllerimiz var, Van, Beyşehir, Tuz Gölü gibi Bilmem yalan, bilmem doğru suyu biten Akşehir Gölü satışa sürülünce, bir alıcı, bizim Baba satıcıya sormuş: Bu gölün ahırı nerede? diye. Bizimki şaşırmış, Aman efendim, ahırı napacaksınız? diye sormuş. Adamın yanıtı kısa olmuş: Akşehir Gölünü satın alacak olan inek nerede yatıp, kalkacak, onu merak ediyorum
Evet sevgili Sarpdere, sattıkça gelişiyoruz, geliştikçe satıyoruz Ama bir sabah, birileri gelip, Molla, şeyini kolla, onu da pazarlıyoruz, derse, hiç şaşırmayalım. Biz 70 milyon, bu Devletin kuluyuz, malıyız ya Neyse, gelişmek uğruna vatana o da feda olsun! Bize de üç-beş kuruş verirler sanırım. O parayla Protez şey yaptırır ve Dünya Tarihine geçeriz, gelişiyoruz ya
Bülent Habora