18 Temmuz 2007 00:00
Memurlar AKPden çok çekti çook
Kamu emekçileri ile AKP ilk kez 15 Ağustos 2003te toplu görüşmelerde karşı karşıya geldi.
Kamu emekçileri ile AKP ilk kez 15 Ağustos 2003te toplu görüşmelerde karşı karşıya geldi. Toplu görüşmelerde emekçiler, hükümetten temmuz ayından geçerli olmak üzere taban aylıklara 25 YTL zam yapılmasını, 135 YTL ise ikramiye olarak verilmesini istedi. 2004 yılı için ise her iki ayda yüzde 20şer zam yapılması istendi. Hükümet bu talepleri kabul etmedi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin 2003 Eylül ayında, memurları da ülke sorunlarına duyarsızlıkla suçladı. Verilecek zammın yüzde 12yi geçmesi halinde bütçe dengelerinin sarsılacağını ileri sürdü. Ve nihayet ilk altı ay için yüzde 6, ikinci altı ay için yüzde 6 zam yapıldı. Bir defa olmak üzere 160 milyon lira ödendi.
Öneri karşısında KESK Ankarada eylem yapmaya karar verince, Başbakan Erdoğan, KESKi antidemokratik olmakla ve halkın huzurunu bozmakla suçladı.
Hep bütçeye yük oldular!
2004 görüşmelerinde memurlar, ortak taleplerle hükümetin karşısına çıktılar. Kamu emekçileri, 481 milyon lira olan en düşük devlet memuru maaşının net 840 milyona çıkarılmasını istediler. 25 Eylülde açıklama yapan Bakan Şahin, sendikaların taleplerinin bütçeye getireceği yükü 72 katrilyon lira olarak açıklarken, sendikalar bu rakamın 20 katrilyonun da altında olduğunu bildirdi.
Hükümet, Başbakanın araya girmesiyle kamu emekçilerine yüzde 10luk bir artış yaptı. Bu, günlük 1 milyon 200 bin liraya karşılık gelen bir miktar oldu.
Tehdit edildiler
2005 yılında ise en düşük memur maaşının 950 milyon lira olması istendi. Hükümet ise her ki altı ay için yüzde 2.5er zam dayattı. Talepleri kabul edilmeyen emekçiler alana çıkma kararı aldı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, verdikleri zammı kabul etmeyerek alanlara çıkacakları tehdit etti. Bakan açıklamasında; Devlet hiçbir tehdide boyun eğmez. Bu bir suçtur. Yeniden bir yerlere çarparsınız, bir yerlere toslarsınız sözlerini kullandı.
2006 yılının birinci ve ikinci 6 aylarında yüzde 2.5er zam, 40ar YTL seyyanen ödeme yapılması kararlaştırıldı. Hükümet, bu zamla en düşük maaşın 750 YTL olduğunu söyledi. Memurlar, bunun aslında 649 YTL olduğunu açıkladılar.
2006da ise hiçbir maddede yer almamasına karşın Şahin, yetkili konfederasyon olarak Kamu-Seni ilan etti. Amaç, konfederasyonları bölmekti. 2006 yılında yüzde 2.5 zam yapılması ve enflasyonun yüzde 4.88e çıkması nedeniyle aradaki farkın ödenmesi tartışması yaşandı. Maaş zamları için yüzde 4 zam dayattı. Bunun üzerine memurlar eylem kararı aldı. Bakan Şahin bildik üslubunu kullandı: Memurların yüzde 46sının evi var, demek ki memurların araçları var, otopark sorunu yaşıyorlar ki bu talep karşımıza geliyor, daha fazla vermemiz mümkün değil. Bir önceki yıl TİS ve grev sözü veren Şahin, grev yapacağını bildiren KESKi, Bir konfederasyonumuz grev, boykot yapacakmış. Talihsiz bir beyan. Memurların grev hakkı yok. Çoluk çocukları var. Yarın mağdur olurlar sözleriyle tehdit etmeyi ihmal etmedi.
Kamu emekçileri, AKPiktidarı döneminde toplu görüşmelerin hiçbirinden istediklerini alamadılar. Yeri geldi tehdit edildiler, yeri geldi birbirlerine düşürülmeye çalışıldılar...
Güvencesiz çalıştırmak istiyor
AKP Hükümeti, Kamu Personel Rejimi Yasası ile de memurlara güvencesiz çalışma ve performans kriterleri dayatmak istedi. Sözleşmeli çalışma ile emeklilik, memur için de hayal olurken, grev ve siyaset yapmak da yine yasaklar arasında yer alıyordu.
Taslağın bütününde egemen olan sözleşmeli çalışma, bir yıllık süre ile geçerli olacak. Sözleşmenin uzatılıp uzatılmayacağı, personel hakkında verilen rapora, notlara, amirlerin tutumuna göre belirlenecek. Esnek çalışmanın egemen olacağı taslakla fazla çalışma ücreti kaldırılıyordu. Yeni düzenlemede personel, işin yoğunluğuna göre kimi zaman fazla, kimi zaman az çalıştırılacağı için fazla mesai ücretine yer verilmiyordu. AKP döneminde özellikle sözleşmeli çalıştırma yaygınlaştı. Öğretmen alımlarında binlerce yeni öğretmen atanacağı açıklamaları da yapan hükümet, bu atamaların büyük bir bölümünü sözleşmeli olarak yaptı.
En büyük kadrolaşma
Başbakan Erdoğan, 2003 yılı Mayıs ayında Ulusa Sesleniş Konuşmasında şunu diyordu: Bizden önceki 57. hükümetin işbaşında kaldığı 3.5 yılda yaptığı üst düzey atamaların toplamı 1698dir. Eşsiz kadrolaşma işte budur. AKnin işbaşına geldiği günden 2006 Aralık ayına kadar geçen 4 yıllık sürede 4 bin 316 kişi atandı. Cumhurbaşkanından dönenler de atanmış olsaydı bu rakam 4 bin 761e çıkacaktı. Danıştaya giden dosyalardan 32 bininin kamu görevlileriyle ilgili uyuşmazlıklar olduğu kayıtlarda belirtiliyor. Bu rakamın, bir yıl içinde görev yerleri değiştirilen kamu görevlilerinin açtığı dosya sayısı olduğu ifade ediliyor. AKPnin, kendine yakın sendikaya üye olmayanları ve bu sendikalara üye olanları sürgüne yolladığı ise bir başka gerçek. AKPnin tüm kamu kuruluşlarında yaptığı atamalar ve tayinler kamuoyunda en çok tartışılan konular arasında yer aldı. Kendi yandaşlarının atamalarının yapılmasını isteyen kişiler, bakanlardan ya da Başbakandan istekte bulunurken televizyon kameralarına yakalandılar.
Maaşlar eridi
AKP döneminde memur maaşları şöyle bir seyir izledi:
AKPnin programından
Temel Haklar ve Özgürlükler
Açıklamalar
Ak değiller
Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız:
İktidar olmadan önce işçilerin, kamu emekçilerinin, yoksullarının sorunlarını çözeceklerini söyleyerek başa geldiler. İktidar olduktan sonra icraatlarıyla bizler için Ak olmadıklarını gördük. Toplu görüşmelerde gerçek yüzlerini gördük.
Grev ve toplusözleşme talebimizde ısrarlıyız. Üyelerimiz kendilerine bunları yapanlardan hesap soracaklar.
Sevdiğim işi yapmayacağım
Sözleşmeli öğretmen Sinan Akpınar: AKP iktidarı döneminde kamu emekçileri içinde en fazla zorluğu sözleşmeli öğretmenler çekti. Girdikleri ders saati kadar ücret alan, sosyal haklardan yararlanamayan ve iş güvenceleri yöneticilerin iki dudağı arasında olan sözleşmeli öğretmenler, yoksullukla boğuşuyorlar. Gaziosmanpaşada 3 yıldır sözleşmeli öğretmen olarak çalışan Sinan Akpınar, yaz tatilinin başlamasıyla birlikte tatilde çalışacağı yeni bir iş aramaya başladı. Bilgisayar öğretmenliği yapan Akpınar, ayda 450 YTL ücret alıyor, fakat bu ücret 250 YTLye kadar inebiliyor, çünkü okul tatil edilirse, hastalanıp derslere girmezse alacağı ücret düşüyor. İlk sözleşmesi yapıldığı zaman kendisine kadro vaat edildiğini anlatan Akpınar, geçen süre içinde yeni atamalar yapılmasına rağmen durumlarında hiçbir değişiklik olmadığını dile getirdi. Ders anlatırken bir gözüm sürekli kapıda, sanki müdür gelecek, Kadrolu öğretmen atandı, artık git diyecek diye diken üstündeyim diyen Akpınar, AKP tarafından kendilerine verilen sözlerin tutulmasını istediğini söyledi. Öğretmenliği severek yaptığını ifade eden Akpınar, bazen pes etme noktasına geldiğini ifade etti.