12 Ocak 2008 00:00
GÜNCEL
Gelen gidene rahmet okutur derler. Yeni YÖK Başkanı bu sözü doğruladı. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, medyaya verdiği ikinci demeçte eteğindeki taşları döktü. Oysa liberal çevreler, Özcanın üniversitelerin özgürlüğü konusunda ettiği bir iki söz üzerine ne hayallere kapılmışlardı.
YÖK Başkanı Özcanın laf olsun diye söylediği anlaşılan özgürlükçü sözlerini bir kenara bırakırsak, türban ve paralı üniversite üzerine söyledikleri bu zatın YÖKün başına getirilişinin nedenini ortaya koyuyor.
Türbanı bir tarafa bırakalım. Bu yazının konusu değil. Paralı üniversiteye gelince, YÖK Başkanının bu konuda söyledikleri çok vahim.
YÖK Başkanı üniversiteye tam bir tüccar gibi bakıyor. Dünyanın her tarafında üniversitelerin paralı olduğu üzerine söylediklerini ciddiye almaya gerek yok. Bunun böyle olmadığını herkes biliyor. YÖK Başkanı ya herkesin bildiği bir şeyi bilmeyecek kadar bilgisiz ya da üniversiteyi paralı hale getirmek için bilinen gerçekleri bile farklı gösterecek kadar militan neoliberal.
Parası olan üniversiteye gider, parası olmayan ileride çalışarak ödemek üzere burs alır (yani bir nevi kredi) ve isteyen istediği bölüme girer diyor.
Yusuf Ziya Özcanın önerdiği sistem uygulanırsa, üniversite diye bir şey kalmaz. Üniversite ismiyle anılan dershane tipi (ya da sürücü kursu tipi) ticarethaneler ortaya çıkar. Parası olan bu ticarethanelere giderek diploma alır. Parayı veren istediği fakülteye gideceği için bütün ticarethanelerde tıp, mühendislik, işletme vb. bölümler açılır. Sanat tarihi, felsefe, güzel sanatlar vb. kimi branşlardaki diplomalar fazla para kazandırmadığı için, bu bölümler üniversitelerden (ticarethanelerden) çıkarılır. Para kazandıracak diplomalara yönelik talep artacağı için, bu bölümleri bitirenler de iş bulamaz hale gelir ve iş bulmak için yüksek lisans, iki dil vb. özellikler gerekir. Bu kez ticarethanelerde daha çok para verilerek gidilebilecek yüksek lisans eğitimi ve yabancı dil eğitimi verilir. Bu ticarethanelerin istediği paraları verebilecek olan zengin çocukları işe yarayacak diplomalarını satın alır. Geri kalanlar da ABDdeki gibi ülkesinin yerini haritada gösteremeyecek durumdaki ortaöğretim okulları mezunları olarak, işsizler ordusu mensubu olarak dolaşırlar.
Kâr getirmediği için kapattığımız bölümlerden mezun elemanlar gerekirse, henüz okulları paralı olmamış ülkelerde okumuş ve bu bölümleri bitirmiş elemanları ithal ederler. Tabii, bizim gençlerin bir kısmı da üniversite öğrenimi alabilmek için üniversitelerin parasız olduğu ülkelere göç ederler.
Bu durumda artık YÖK Başkanını TÜSİAD üyeliğine almaları gerekir.
Yeni YÖK başkanı seçimi, AKPnin ( Cumhurbaşkanının tasarruflarının AKPnin tasarrufları olduğu herkesçe paylaşılan ortak kanı) kadro politikasını bir kez daha gözler önüne serdi. Asla ehliyet gözetilmiyor. AKP politikalarını benimsesin de ne olursa olsun!
YÖK Başkanı üniversiteler konusunda bilgisi olmadığını itiraf ediyor. Öğreneceğini söylüyor. Şimdiye kadar sadece kendi işi ile uğraşmış ve kendine temel felsefe olarak Bırakın yapsınlar ve Piyasa her şeyi düzenler prensiplerini edinmiş. Her konuşmasında da bu prensipleri tekrar ediyor.
Ne diyelim? Yeni YÖK Başkanı AKPye hayırlı olsun. Memlekete hayırlı olacağa benzemiyor.
Not: Dün yayımlamamız gereken yazarımızın yazısını bugün yayınlıyoruz.
Kamil Tekin Sürek
Evrensel'i Takip Et