İNSAN VE SPOR

Şu futbol ligimizde hır gür olmayınca yazacak konu bulmakta zorlanabiliyorsunuz bazen. Bu hafta durgun haftalardan biri. Soğuk, hem tribünleri olumsuz etkiliyor, hem de futbolcuları sadece işine odaklandırıyor. Kaytarmak da olanaksız. Koşmayınca üşüyorsunuz. Sibirya soğukları düşünce ülkenin üzerine, yöneticiler de pek ortaya çıkmıyor, futbolu yazanlara pek malzeme vermiyorlar.
Bir diğer malzeme konusu, futbolu yorumlayanların televizyon ekranlarında yaptığı horoz dövüşünü andıran tartışmaları. Basına baktığımızda bu alanda da hır gür çıkmamış. Futbolun üstüne sirayet eden ölüm toprağı, köşelerinden ahkam kesenleri, bol keseden atıp tutanları da olumsuz etkilemiş olmalı. Doğal olarak sadece futbol konuşulmuş, üç büyüklerin tercihleri laboratuar ortamında analiz edilmiştir. Belki bir olumluluk olarak futbolun sadece teknik boyutu irdelenmiştir…
Tabii sonuç değerleri çeşitli ölçeklerde alıntılanabilir. Futbolcular ve yöneticiler sadece kendi işlerine odaklanmış diyebiliriz. Ne kadar olumlu bir sıçrama. Gerçekten niteliğe yansıyan bir durumsa bu, kalıcı olma şansı bile var. Eyvah ki, galiba biz yazanlar, konu sıkıntısı çekmeyi sürdüreceğiz. Acaba provokatörler yeniden sahneye çıkar mı? Atıp tutan yöneticiler, Bursa yönetimini örnek alsanız ya…
Bursa dedik de, lig başından beri suyun donmadığı, hır gürün eksilmediği bir takım oldu timsahlar. Yöneticiler arasındaki rekabet, seyircilerin olaylar karşısındaki tutumu ve antrenör yiyen mekanizma neyse ki Bursa'da devam ediyor ve bir tek bu durum rahatlatıyor kalemimizi. Darısı diğer kulüplerin başına…
Tabii federasyon seçimlerini unutmamak gerek. Kavga iktidar ve federasyon arasında olunca yöneticilere susmak ya da iktidarın borazanlığı yönünde ötmek düşüyor. Yazar şaşırıyor tabii duruma. Mevcut federasyon neredeyse iktidar karşısında ilerici sayılacak. Nereye tükürüleceğinin belli olmadığı bir durum. Ülkenin tüm kaynaklarını iç etmeye çalışan iktidar karşısında mevcut federasyona sarılmak artık bir ilericilik göstergesi mi ne?!.
Hey gidi futbol, nelere kadirsin sen...
Hakan Keysan