29 Ocak 2008 00:00

GÜNCEL


Yeni Şafak gazetesinin haberine göre; geçen hafta toplanan Bakanlar Kurulu’na kıdem tazminatı ile ilgili bir değişiklik taslağı sunulmuş. Bu taslak 30 Ocak günü Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda (EKK) ele alınacakmış.
Taslakta üç alternatif bulunuyormuş. Birincisi, kıdem tazminatının tamamen kaldırılması ve işsizlik sigortasının artırılması; ikincisi, her ay kesilen primlerle bir fon oluşturulması ve emeklilik durumunda fondan ödeme yapılması; üçüncüsü ise konut edindirme fonu gibi bir fon oluşturularak her ay işçinin hesabına yatırılacak primleri işçinin emekli olduğunda neması ile birlikte alması şeklindeymiş.
Üç önerinin de patronlar lehine işçi sınıfı aleyhine olduğu çok açık.
İşçi sınıfının haklarını yüz yıl öncesine götüren yeni İş Kanunu çıkmadan önce de, kanun böyle süslü laflarla işçi sınıfına yutturulmaya çalışılıyordu. İşçiler şimdi yeni kanunun getirdiklerini yaşayarak öğreniyor.
AKP Hükümeti, kıdem tazminatını yıllardır kaldırmaya çalışıyor. İş Kanunu çıkarılırken kıdem tazminatının da kaldırılması önerileri vardı. AKP, işçi sınıfının tepkisinden çekinerek kıdem tazminatının kaldırılması işini uygun bir zamana erteledi. Demek ki, şimdi uygun zamanın geldiğini düşünüyorlar.
Kıdem tazminatının kaldırılıp işsizlik sigortasının yükseltilmesi tamamen bir aldatmacadır. İşsizlik sigortası ile kıdem tazminatı ayrı konulardır. İşsizlik sigortası işçi sınıfı açısından kazanılmış bir haktır. İşsizlik sigortası maaşı elbette artırılmalı ve işsiz birinin ailesi ile yaşayabileceği bir miktara yükseltilmelidir. Fakat, kıdem tazminatını kaldırarak işsizlik sigortasını yükseltmek, yaşamak için su ve ekmeğe ihtiyacı olan birine suyu vermeyi tamamen kesip verdiği ekmeği artırmaya benzer. Kıdem tazminatı emeklilikte işçinin birtakım ihtiyaçlarını karşılaması için toplu para elde etmesi demektir.
Üstelik biz artırılan ücretleri vs. çok iyi biliyoruz. Bugün yüzde yüz artırılan bir ücret, üç-beş sene içinde tırtıklana tırtıklana reel olarak önceki durumuna getirilir. İşsizlik sigortası artırıldığında da en fazla on sene sonra reel olarak eski hale gelecektir.
Kıdem tazminatı için bir fon kurulması ise sadece patronları rahatlatmaya yönelik bir düşüncedir. Patronlar bu fona prim ödemeyecektir. Ödenen pirimler geçmişte SSK’da olduğu gibi yine patronlara peşkeş çekilecek ve çarçur edilecektir. Üstelik dokuz bin gün prim ödeme ve emekli olma koşulları gibi koşullarla bu fondan işçilerin emeklilik tazminatı alması mümkün olmayacaktır. Bu fon hikayesi patronlar ve hükümetler tarafından otuz senedir düşünülmekte ama işçilerin ve sendikaların karşı çıkması nedeniyle yürürlüğe konamamaktadır. Şimdi, otuz senelik aş tekrar ısıtılıp işçilerin önüne konulmak istenmektedir.
Konut edindirme fonu gibi kıdem tazminatı fonu oluşturulması durumunda ise bu fonun sonu, konut edindirme fonunun sonu ne olduysa öyle olacaktır. İşverenden kesilen çok küçük primler, otuz kırk yıl sonra emekli olacak işçinin eline mevcut durumda alabileceği kıdem tazminatının onda biri bile olamayacak bir miktar olarak ödenecektir.
Anlaşıldığı kadarıyla AKP Hükümeti, birbiri peşi sıra yasalarla bir saldırıya hazırlanıyor. Genel Sağlık ve Sosyal Sigortalar Kanunu, Kıdem Tazminatının Kaldırılması Kanunu, Sendikalar Kanunu, Toplusözleşme ve Grev Kanunu vd... Bu durumda emekçilerin SSGSS için oluşturdukları birlik ve mücadele kararının, diğer saldırıları da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekiyor.
Kamil Tekin Sürek

Evrensel'i Takip Et