02 Şubat 2008 00:00
Beyaz altından beyaz ölüme GAP
Osmanlı Bankası Müzesi Sinemasında her perşembe günü gerçekleştirilen film gösteriminde bu kez Mezopotamyanın Büyük Düşü adlı belgesel gösterildi.
Osmanlı Bankası Müzesi Sinemasında her perşembe günü gerçekleştirilen film gösteriminde bu kez Mezopotamyanın Büyük Düşü adlı belgesel gösterildi. Belgesel Sinemacılar Birliği danışmanlığında yapılan belgesel gösterimin Doğal-Kentsel Çevre / Mimari Doku içeriği ile Kemal Önerin GAPı anlattığı Mezopotamyanın Büyük Düşü adlı belgeseli gösterildi. Dünyanın sayılı projeleri arasında gösterilen Güneydoğu Anadolu Projesinin (GAP) başlangıcından bu yana katettiği yol ele alındı.
Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan Mezopotamyanın geçmişine de yolculuk yapan yönetmenin, bunu başarılı bir şekilde yaptığını söylemek mümkün. İnsanlığın binlerce yıl dolaştığı, toprakları ektiği, tarıma geçtiği zamanlara kadar uzanıyor bu geçmiş Mezopotamyanın kuzeyi yani ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi... İnsanlık tarihi boyunca suyun toprakla ilk kez buluşturulduğu, insanlığın ilk defa üretim yaptığı yer. İlk köylerin kurulduğu, ilk kentlerin görüldüğü verimli hilal...
Geçmişte suya kovuşturulan Harran Ovasının Moğolların istilası sonucu suyla evliliği bitmiş. Bu ayrılık günümüze kadar yani 90lı yılların ortasına kadar sürmüş.
Öncesi bir yana Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Harran Ovasının suya kavuşturulması hep gündemde olmuş. İnsanıyla, toprağıyla nice zamandır suya hasret kalmış Harran Ovasını suya kavuşturacak ve bünyesinde başka sosyal ekonomik pek çok sonuç doğuracak olan projelerde taşıyan ve çeyrek asır yıl önce başlatılan GAP hâlâ bitmedi! Harranın suyla buluşması şaşaalı bir açılışla yapılmıştı, düğün yapılmıştı. Mezopotamyanın düşü gerçekleşmişti. Asırlar sonra... Artık beyaz altın dönemi başlayacaktı! Herkes memnundu. Yönetmen Kemal Öner, GAPın hikayesini başarılı bir şekilde verirken, beyaz altından beyaz zehre: toprağın tuzlanmasına geçişi de çok iyi anlatmış. Toprağın bilinçsizce ve hoyratça sulanması beraberinde verimli toprakları verimsizleştirmeye doğru götürmesinin hikayesini de ele almış. GAPı oluşturan bütün tarafları ile görüşerek bunu yapmış. Tam olarak altyapısı oluşturulmadan suyun Harrana verilmesi beraberinde toprağın çoraklaşmasını getirmiş. Beyaz altın üretecek diye sevinirken, bu kez beyaz ölümle tanıştı Harran Ovası... Ve yine günümüze kadar gelen siyasi iktidarların uyguladığı yanlış politikalar bu acı durumun daha da pekişmesine vesile oldu.
Bütün bunları başarılı bir şekilde anlatan Önerin özellikle üreticiler ve tarım işinde çalışanlarla görüşmesinde ortaya çıkan tablo bize, yoksulluğu bir kez daha gösteriyor. Büyük nüfusun topraksız köylülerin oluşturduğu bölgede, GAPla en büyük trajediyi yine topraksız köylüler yaşıyor. Şaşaalı bir şekilde başlatılan GAPın, topraksız köylülere ne kadar uzak kaldıklarını vurgulamaya çalışmış.
Filmin gösteriminin ardından Tema Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Nihat Gökyiğitin katıldığı, Doğal Varlıkların Tahribi ve İklim Değişikliği konulu bir söyleşi yapıldı. Gökyiğit, insanların doğanın tahribatını nasıl yaptıklarını verdiği örneklerle açıkladı. Ardından doğanın tahribine karşı alınması gerekenleri de sıraladı. (İstanbulEVRENSEL)
Şerif Karataş