7 Şubat 2008 00:00

EMEK GÜNLÜĞÜ


Gök gürültüsünü andıran bir patlamadan sonra her yer savaş alanına döndü. Patlayan maytap ve havai fişekler, cehenneme çevirdiler iş hanını. Ama burada ne savaş var ne de cehennem, işçiler sadece ekmekleri ve biraz katık için gitmişlerdi işlerine. Patlamadan sonra iş hanının görüntüsü, Filistin evlerini andırıyor. İsrail füzesiyle vurulmuş sanki. Belki hiç akıllarından geçmedi, akşam görememek... Evini, çocuklarını öpememek, yakınlarına, dostlarına selam verememek geçmedi akıllarından. Patlayan maytaplar birilerinin mutluluğuna eşlik ederken, onlar için ölüm kusmuştu.
Hani zengin düğünlerinde renkli yanan ve yıldızlar saçan maytaplar, yeni yılların saçılan yıldızları, bu kez ölüm getirmişti. Patladığında önce sesi gelen, arkasından gök yüzünde ahenkle dans eden havai fişekler, yıldız topları, bu kez ölüm saçmıştı işçilere. Hayret ediyor burjuva medyası, işçiler sigortasız. İşçiler kaçak çalışıyor, işyerinin ruhsatı yok, her yer Çin mahallelerine dönmüş. Belediye başkanı “Haberimiz yok” diyor, kaçak işyerinden. Şimdi haberiniz oldu, patlamadan sonra, ölümlerden sonra haberiniz oldu. Hele bir sorun kaçak olmayan işyeri nerede var? Sigortasız ve kayıt dışı çalışmayan kimler bir sorun ve öğrenin. Sonra haberimiz olmadı demeyin.
Duyarsınız, üzülürsünüz ölümlerin arkasından, timsah göz yaşları dökersiniz. Rolünüz gereği birkaç yeri denetlersiniz, birkaç ceza, göstermelik de olsa artık yaparsınız, buralar sizden sorulur ne de olsa. Peki Topkapı’yı bilmiyorsunuz, duymadınız, ya Tuzla işçilerini hiç duymadınız mı? Güverteden düşüp ölen, patlayan kazanlarda yanan, baret verilmediği için kafasına sac düşen, emniyet kemerinin çok görüldüğü işçileri duymadınız demek. Sizin kulaklarınız emekçileri duymaz, gözleriniz işçilerin sorunlarını görmez, çünkü kapitalist bir duyu ve bakış var. Başbakan diyor ya, medeniyetler seviyesine yükselteceğiz ülkeyi, demek ki böyle çıkıyoruz medeniyetler seviyesine, patlayan maytaplar arasında 22 ölümle.
İstanbul kültür başkenti olmaya aday, tüm dünyanın gözleri üzerinde diyor, İstanbul başkanı. Ama Topkapı’dan haberi yok, orada ne oluyor, ne bitiyor. Patronlar işçileri nasıl eziyor, asgari ücretle iş bulan kendisini şanslı sayıyor bunları bilmiyor, biliyor da işine gelmiyor.
On beş yıldır yönetirler kenti. Daha gözleri doymamıştır, daha geride zengin edecekleri çok şirket vardır, bunun için bilmezler işçilerin hallerini. Ölümleri kayıt dışı diye anıldı, ölürken kayda aldılar işçileri. 22 insan, 22 işçi bir günde öldürüldü, katilleri kim? Yukarıdan aşağıya sayarsak, tüm devlet yetkilileri işin içine girer.
Aşağıdan saysak durum değişmez, hepsi bu suçun ortakları, beraberce planladılar, beraberce işlediler cinayetleri. Katil kim, onları bu koşullarda çalışmaya iten nedenler, kaçak çalıştırmaya teşvik edenler, onları denetlemeyenler hepsi ortak bu cinayetlere. O nedenle bir katil yok, onlarca katil var, her gün sokaklarda ellerini kollarını sallayarak gezen kapitalistler, onların sistemi cinayetlerin sorumlusu.
22 işçi ölmüş kimin neyine, herkes görevinin başında, suçlu kim, neredeyse ölen işçiler suçlu ilan edilecek, kendilerini ihbar etmedikleri için. Ölen işçilere dava açılırsa şaşmayın, neden kaçak bir işyerinde çalışıp haber vermediler diye...
İşyeri kaçak, işçiler kayıt dışı, sigorta yok, İstanbul’un göbeğinde patlayıcı maddeler imal ediliyor. Belediye başkanı duymamış, polis bilmemiş, sigorta müfettişleri görmemiş, bakanlık yok saymış. Hükümet yetkilileri çıkıp ne diyorlardı: “Rekabet etmeliyiz, kendi Çin’imiz olsun.” Maytap fabrikasında oldu istedikleri. Bu unutulur sanılmasın, gün gelir devran döner, emekçiler bunun hesabını sorar.
Seyit Aslan

Evrensel'i Takip Et