25 Şubat 2008 00:00

EMEK DÜNYASI


TSK’nın Kuzey Irak’ta başlattığı kara harekatı sonrasında gazeteler ve çok seyredilen TV kanallarının haber bültenleri abartı ve hamasetin sınırlarını zorlayan bir propaganda yürütüyorlar. “Ezdik,”, “kuşattık”, “bitirdik” sözcükleri arasına yerleştirilen Haftanin, Hakurk, Avaşin, Amediye, Çemço, Kandil gibi PKK üssü olarak bilinen yer adlarının yerleştirildiği “haberler” ve asker ölüleri adeta bir bayram havası içinde sunuluyor. Öyle ki, “Neden yetmiş değil de yedi şehit verdik” diye üzülüyorlar adeta.
Askeri yetkililer ve hükümetten yapılan açıklamalar, “harekatın sonuna kadar sürdürüleceği” doğrultulusunda. “Son”dan kasıtlarının da; “Bu bölgeyi, artık PKK’nin üslenip faaliyet gösteremeyeceği duruma getirmek” olduğunu söylüyorlar. Bu da ister istemez, bu “sonun”, uzunca bir zaman burada kalmak ve bir “tampon bölge oluşturmak olduğu”nu akla getiriyor. Ve gerek resmi yetkililer gerekse basın, bu harekatta ABD’nin tam desteğinin olduğuna sıkça yer veriyorlar. ABD’nin yetkilileri de sıkça ve açıkça; bu desteklerini yineliyorlar. Destek açıklamalarının sonuna da; “En kısa zamanda geri dönülsün” temennisini ekliyorlar. Bundan ne anlamak gerekiyorsa!..
Bölgede sürdürülen askeri harekatla ilgili yapılan açıklamalarda neyin gerçek neyin savaş propagandası olduğunu anlamak çok güç. Belki uzun bir zaman daha bu gerçekleri bilemeyeceğiz.
İşin siyasi boyutu daha farklı. Bu askeri harekat, hükümetin söylediği gibi “PKK ile mi sınırlı” yoksa aslında başka bir stratejik amaç için mi Kuzey Irak’a askeri harekat kullanılmaktadır sorusunu bugün tartışabiliriz.
Yetkililerin açıklamasına göre; hedefi Türkiye koymuş, Türkiye’nin hükümeti karar vermiş ve harekat da bu amaçlarla sınırlı yürütülmektedir!
Buna inanılabilir mi?
Teknik olarak evet; ama siyasi olarak bu olanaksızdır.
Çünkü; eğer böyleyse, ABD neden bu harekata hem istihbarat desteği sağlamakta hem de uluslararası tepkileri göze alarak Irak Kürtleri ve Araplarla ilişkilerini tehlikeye atarak açıkça destek vermektedir?
Soruyu biraz derinleştirelim: “ABD, bugüne kadar bölgede izlediği stratejisini mi değiştirmiştir ve biz yanlış yapmışız; biz aslında bölgede Türkiye’nin stratejisine hizmet edersek ABD’nin de çıkarlarına hizmet etmiş oluruz çizgisine mi gelmiştir?”
Dünyanın gidişatından ve ABD’nin bu dünyadaki hegemonya amaçlarından az buçuk haberdar olan aklı başında bir kişi bu soruya evet yanıtı verebilir mi?
Veremez elbette! Çünkü burada gerçek; Türkiye’nin ABD stratejisine itirazlarını kaldırdığı, bu stratejiyle tam uyum sağlandığı konusunda 5 Kasım’daki Bush-Erdoğan görüşmesinde bunu ilan ettiğidir. Sonraki görüşmelere ve bugünlerde Bush’un yardımcısı Dick Cheney’nin de içinde bulunduğu önemli ABD yetkilileri ve heyetlerinin Ankara’ya geleceği de göstermektedir ki; ortada olan ABD çıkarlarıdır ve bu harekat da ABD’ye borç faturasını artıran bir rol oynamaktadır. Onun içindir ki ABD, harekata tam desteğini açıklamaktadır.
Daha düne kadar ABD stratejisinin Türkiye’yi bölmek olduğunu, PKK’yi desteklediğini öne sürerek anti-Amerikancılık yapan MHP, CHP gibi milliyetçi odaklar AKP’nin gayriresmi sözcüleri şimdi birden; ABD’nin önünü açtığı, kışkırttığı ve yönlendirdiği bu harekata destek vermektedir. Böylece izledikleri politikaların nemenem anti-Amerikancılık olduğu görülürken, vatan millet edebiyatlarının da ABD stratejisine bağlanmaya kadar olduğu görülmüştür. Bu partilere, “bunlar Amerika’ya karşı çıkıyor, vatan millet diyor” diye oy veren, destek veren, onların çağrısıyla bayrak sallayan yığınlar, bir de bunu düşünmelidir.
Burada bir diğer soru da; “bu harekatın sonu”nun olup olmayacağıdır. Eğer Kürt sorununun demokratik çözümüne yanaşılmazsa; son PKK’liye kadar herkes öldürülmüş bile olsa, yine yenileri çıkacak, kısa bir süre sonra bu harekat yapılmamış gibi olacaktır. Çünkü, sorunun kökleri Kuzey Irak’ta değil Türkiye’dedir ve 15-20 milyon Kürdün hak ve isteklerinin görmezden geliniyor olmasındadır. Dolayısıyla bu talepler dikkate alınmadan, Kürt sorununun varlığı kabul edilmeden yapılacak her harekat sadece bölgedeki büyük emperyalist güçlerin politikalarına ve onların bölgede varlıklarını güçlendirmesine hizmet edecektir.
İhsan Çaralan

Evrensel'i Takip Et