‘Takdiriilahi’ mi?

Esenler’de geçtiğimiz kasım ayında bir sel baskını yaşandı. Birçok ev ve işyeri sel baskınına maruz kaldı. Evlerdeki eşyalar kullanılamaz hale geldi. İşyerleri harabeye döndü. Bir tekstil işçisi de çalıştığı atölyeyi su bastığı için suyu boşaltırken, başka bir dükkandan giren ve oradaki duvarı patlatan sel sularının altında kalarak can verdi. Patronu ise olayı ‘takdiriilahi’ olarak yorumladı. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Öcalan da yaşananlara ‘takdiriilahi’ diyor. Ama iş yaraları sarmaya gelince tam bir komediye dönüşüyor her şey. Evini sel basan ve eşyaları kullanılamaz hale gelen vatandaşın, ilk bakışta birkaç bin YTL’yle ifade edilen zararının bedeli 500 YTL. Tabii ki bu yardım da hemen alınamıyor; bazı bürokratik işlemlerden sonra... İşyeri sahipleri yardıma tabi değil; onlara yapılan açıklama “Sizin dükkanlarınız sigortalıdır, bu nedenle size yardım yapamayız” oluyor. Sorumlular üzerlerine düşeni yapsaydı doğal afet dediklerinin; yani ‘takdiriilahinin’ boyutları acaba bu kadar ağır ve üzücü olur muydu?
Oruç Reis Mahallesi ve Havaalanı Mahallesi arasındaki dere yatağı sözüm ona rahatlatmak amacıyla taşeron firmalar üzerinden elden geçirildi ve suyun akış yönü değiştirildi. Logarların bakımı yapılmayınca, altyapı desteğinin sağlam olmaması da buna eklenince, yağan yağmur insanların felaketi haline geldi.
Oruç Reis, Turgut Reis, Havaalanı, Çinçin Deresi mahalleleri alyapı sorunundan şikayetçi. Esenler’deki belediyecilik anlayışı ağaç ekip, çiçek diken bir de son dönemlerde öncülüğünü AKP’nin yaptığı belediyenin olanakları kullanılarak yapılan İstanbul turları. Bunun yerine belediyelerin, halkla yakınlaşan ve onların taleplerini ve fikirlerini önemseyen adımlar atması gerekir. Öncelikle mahalle sorunlarını iyi bilen, çözüm noktasında belediyeyi yönlendiren mahalle komiteleri oluşturulması, belediyelerin bu komitelerle düzenli bilgi alışverişinde bulunması, seçimden seçime değil halkla sürekli bağ kurmalarıyla belki o zaman felaketler takdiriilahi olmaz.
Murat Kılınç (Esenler/İSTANBUL)