29 Şubat 2008 00:00

GÜNCEL


Tuzla tersanelerindeki iş cinayetleri karşısında AKP’nin tutumu tam da işçi düşmanı ve patronların partisi olduğunu kanıtladı.
Tuzla Tersanelerinde on senedir iş cinayetleri yaşanıyordu. Evrensel gazetesi arşivlerini şöyle bir karıştırdığımızda, neredeyse iki günde bir Tuzla Tersanelerinde çalışan işçilerin sorunları ile ilgili bir haber görülür.
Hükümet, on sene sonra Tuzla’yı görmek zorunda kaldı. Tuzla’daki cinayetler halkın önemli bir bölümüne yansıtalamasaydı, AKP Hükümeti Tuzla cinayetlerini görmezden gelmeye devam edecekti.
Evrensel ve bir iki başka gazetenin ısrarlı haberleri, Tuzla işçisinin ve örgütlerinin usanmak bilmez çabası ile Tuzla gerçeği hakkında halkın önemli bir kesimi bilgi sahibi oldu.
Elbette, 22 Temmuz seçimlerinden sonra İstanbul 1. Bölge’den seçilen Milletvekili Ufuk Uras’ın Meclis’e verdiği soru önergeleri ve çabaları da unutulmamalı.
AKP Hükümeti kerhen Tuzla ile ilgilenince de cinayetlerin sorumlusunun neredeyse işçiler olduğunu söyleyecekti. Patronlara şöyle bir değindi. Sendikayı suçladı. Ve işçilerin eğitimsizliğinden dem vurdu. Göstermelik birkaç müfettiş gönderildi ve bunca cinayetin karşısında dört iş yerine cüzi cezalar vermekle yetinildi.
AKP’ nin tutumundan cesaret alan patronlar ise basın toplantısı yaparak işçileri suçladı. Patronlara göre, kötü kaderin bir oyunu olarak birkaç işçi ölmüştü ama işçiler eğitimsiz olduğu için bu kazalar oluyordu. Devlet işçileri eğitirse, kazalar biterdi. Patronlar “tahammüden cinayet işlemişiz gibi üzerimize geliniyor” diye yakındı.
Evet. Aslında Tuzla’da ve Türkiye’nin hemen hemen her yerinde iş kazaları ve iş cinayetleri tahammüden işlenen cinayetler ve tahammüden sebep olunan kazalardır.
İşçilerin eğitimsiz olduğu doğru değildir. Patron eğitimli işçi gereken işte zaten eğitimli işçi çalıştırmaktadır. Eğitimli işçi arayan her patron binlercesini bulabilir. Türkiye’de meslek okullarından her sene binlerce genç işçi işsizler ordusuna katılmaktadır.
Patronlar tam tersine eğitimsiz, köyden kente yeni göçmüş, hatta mevsimlik gelmiş işçileri tercih etmektedir. Çünkü, bu işçileri asgari ücretin çok altında ücretlerle, günde on, on iki saat, sendikasız, sigortasız ve en tehlikeli işlerde çalıştırabilmektedir.
İş cinayetlerinin ve kazalarının sebebi patronların daha fazla kar elde etme isteğidir.
AKP’ li Çalışma Bakanı en insani ve yasal hakları için eylem yaptığında, onlara hakaret edeceğine ve üzerlerine polislerini salacağına Tuzla Tersanelerinde kayıt dışı çalışan işyeri bırakmasa, işçilerin sendika ve sigorta haklarını koruyan yasaların uygulanması sağlaya iş cinayetleri nasıl azalacak görülecektir.
Fakat, AKP’li bir bakanın işçilerin haklarını koruyan yasaları uygulatmasını beklemek ham hayal olur. Onlar, tuzla Cinayetleri için göstermelik olarak buralarda dolaşırken, Meclis’te işçi sınıfının ve diğer çalışanların haklarını nasıl gasp ederiz diye gece gündüz çalışmaktadırlar. İşçilerin ve kamu emekçilerinin emeklilik yaşını uzatıp, kıdem tazminatını ortadan kaldırmak, emekli maaşını düşürmek, sağlık hizmetlerini paralı hale getirmek için uğraşırlarken, kendi maaşlarını arttırmak için de Komisyon Başkanı’ndan habersiz yasa taslağına korsan maddeler sokmaya çalışmaktadır.
“Korsanlık” kelimesinin ilk defa AKP iktidarı sırasında Meclis’te bazı milletvekillerinin faaliyetleri için kullanılır olması da ilginç bir tesadüf olmuştur.
Kamil Tekin Sürek

Evrensel'i Takip Et