5 Mart 2008 00:00

GERÇEK


Ticaret, tüccarlık, alıp satma söz konusu olduğunda Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan’ın eline su dökecek çok az adam vardır. Bunların çoğu da Unakıtan’ın yakın çevresindendir. Ticaret ve iş bilirlik konusunda deha olmasa, Başbakan Erdoğan’ın değişmez ve hakkındaki onca iddiaya karşın tartışılmaz Maliye Bakanı olamazdı zaten. Böyle bir deha olmasa, çocukları bu kadar genç yaşta, herhangi bir iş adamının 50-60 yılda kat edemeyeceği yolu birkaç yılda kat edebilir miydi?
İşte bu ticaret dehası bakanımız Unakıtan, aylardır kamuoyunu meşgul eden 13 bin TEKEL işçisinin ve ailesinin, “TEKEL özelleştirilirse işsiz kalacağız, aç kalacağız” korkusuna çözüm bulmuş!
Unakıtan’ın büyük buluşu şöyle: Hani TEKEL işçileri işten atıldıklarında devlet, işçilere çalıştıkları yıla karşılık “kıdem tazminatları”nı da ödemek zorunda ya; işte bu tazminatları çar çur etmeyip iş kurarlarsa, TEKEL işçileri kendi geçimlerini sürdürecekleri bir işe sahip olabilirlermiş!
Dahası, içlerinden bazıları, daha becerikli çıkıp büyük patron bile olabilir. Hatta bu eski TEKEL işçisi yeni patronlar, ticareti beceremeyip iflas eden eski TEKEL işçisi arkadaşlarına “iş” bile verebilirler. Bakan böyle bir aşamaya kadar götürmüyor söylediklerini ama aslında önerinin mantığında bu da var. Öyle ya, her küçük patronun en büyük amacı büyük patron olmak değil midir?
Bir de şom ağızlılar; “AKP Hükümeti’nin ekonomi politikaları istihdam yaratmıyor” diye şikayet ediyorlar. Siz Maliye Bakanı’nın söylediklerini yapmayın, girişimci yeteneğinizi kullanmayın, elinizdeki parayı çar çur edin, sonra da “istihdam yaratılmıyor”, “işsizlik var” diye yakının!
TEKEL işçilerinin bakana yanıtı ise bakanı onaylar mahiyette değil ama çok “gerçek”çi.
Şöyle bir yanıt veriyor TEKEL işçileri bakana: “TEKEL’de çalışanların ortalama çalışmışlıkları 10 yıl dolayındadır. Ve çalışılan yıl başına alınabilecek en yüksek tazminat miktarı ise 20 bin YTL’dir; ki, bunu hak eden işçi sayısı çok azdır. Bu en yüksek ücretten bile tazminat alsak; elimize geçecek miktar, 16-20 bin YTL’dir. Bugünün ekonomik koşullarında 16-20 bin YTL (8 yıl çalışan 16 bin, 10 yıl çalışmış olan en fazla 20 bin YTL alabilir) ile nasıl bir iş kurabiliriz?”
Bu yanıta Sayın Unakıtan çok öfkelenecektir. En hafifinden, bu iş bilmezliğe kızacak; “Bu girişimci ruhundan yoksunluk ülkeyi bu hale getirmiştir. Bu yüzden biz kendine işçi diyenlerin sayısını azaltıp, işverenlerin sayısını artırarak kalkınabiliriz. Tütün sigara üreteceğimize, sigara alıp satalım; getirelim dışarıdan satalım. Bakın o zaman paraya... 20 bin YTL’ye kaç paket sigara alırsın; her pakette 10 kuruş kazansan ayda en az 5 bin YTL kazanırsın. Elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan hem de. Düşün ayda ne kadar kazanırsın?Be kardeşim! Diyelim ki, aklın ermiyor ticarete, ayıp da değil. Ama o zaman git paranı bir aklı erene ver, ona ortak ol, sonra gelsin paralar. Mesela getirin bana verin, oğluma, yeğenlerime verin, size gemicikler alayım; arsalar alayım!...” diyecektir. Yani en azından böyle konuşacaktır. Çünkü, Unakıtan’ın temsil ettiği AKP’nin zihniyeti budur.
Bu zihniyet karşısında TEKEL işçisinin tek seçeneği vardır: Birliklerini sıklaştırarak mücadeleyi sürdürmek! Sınıf kardeşleriyle, tüm emeği ile geçinenlerle birleşerek mücadele etmektir. İşleri için, aileleri için, çocukları için mücadeleye daha sıkı sarılmaktır.
İ. Sabri Durmaz

Evrensel'i Takip Et