6 Mart 2008 00:00

İhracattan ithalata


İzmir Limanı, körfezin bitiminde her geçen gün gittikçe büyüyen bir alanı kaplıyor. Alsancak’ta bulunan liman, depolama arazisi olarak Yenişehir’e kadar ulaştı. Her yer konteynır depoları ile kaplanmış durumda. Tarım arazisi olan yerler bile depo olarak kullanılıyor. Bu durum şehrin görüntüsünü de etkiliyor.
1990’lardan önce İzmir limanı bir ihracat limanı olarak işliyor ve Aydın’dan, Manisa’dan, Denizli’den trenlerle gelen, tütün, pamuk, üzüm, incir dış ülkelere yollanıyordu. Türkiye ekonomisine gerçek anlamada katkısı olan liman bugün ithalatın artması sonucu, dışarıdan gelenleri karşılayamaz hale geldi.
Liman-İş İzmir Şube Başkanı Niyazi Tuncer limanın son durumunu ve özelleştirme çabaları ile ilgili tartışmaları gazetemize değerlendirdi. Limanda 550’si işçi, 200 dolayında memur olmak üzere toplam 750 kadrolu, 500 de taşeron işçinin bulunduğunu söyleyen Tuncer, acenta şeklinde çalışıldığını belirtti.
Tuncer, “Bunlar da kendi işlerinde konteynır kilitleme işi, gemiyi bağlama, dolum işi yapıyorlar” diye konuştu.
Limanın özelleştirilmesinin söz konusu olduğunu ancak Danıştay kararı ile özelleştirmenin durdurulduğunu söyleyen Tuncer, “İşçiler olarak bu karardan memnunuz. Şimdilik yerimizden yurdumuzdan olmayacağız. İşletmenin değerinin çok altında gittiğini düşünüyoruz. Alan firma iki/üç yılda parasını çıkarır. Aynı zamanda sendikasızlaştıracak. Satış durumunda olduğu halde liman çalışanları hiçbir şekilde işlerini aksatmadı. Aynı özveri ile çalıştılar. Burada en büyük sorun makinelerin yetersiz olması ve eleman yetersizliği. Bu limanı atıl duruma getiriyor. Bunları devletin düşünmesi gerekiyor. Bu ortamda kapasite yüzde 20 artmıştır. Bu rakamdan daha yüksek bir kapasite mümkün değil” dedi.
İthalat limanına döndü
Limanının ithalat limanına döndüğünü ifade eden Tuncer, şöyle konuştu; “Bunun nedenini ülkeyi yönetenlere sormak lazım. Eskiden tütün, üzüm, pamuk, ihraç ediliyordu. Bunların hiçbiri ihraç edilmiyor. Neden onu düşünmek lazım. Köylü mağdur. Kota konulduğu için ihracat engelleniyor.
Biz aradaki açığı neyle karşılayacağız? Hükümetler bu açığı gelir getiren fabrikaları limanları, madenleri, satarak gidermek istiyor. Bu nereye kadar gider. Şu anda TEKEL işçileri fabrikalarında sahip çıkıyor. İşyerlerinde bekliyor. Bizler de liman işçileri olarak yüreğimiz onlarla birlikte. Ama bu devran dönmeyecektir. Son günlerde limanın satışından bugüne kadar yerel gazeteler limanla ilgili haberlerde tek taraflı şirketleri koruyan, ülkenin çıkarlarına aykırı yayın yaptılar. Biz sendika olarak bu anlayışı kınıyoruz. Limanın özelleştirilmesi yabancı ülkenin eline geçmesi demek. Her türlü kontrol ve denetimin elden çıkması demek. Başka ürünlerin piyasaya girmesi demek. Biz bunların olmasını istemiyoruz. Özelleştirmeler ülkemizin yarına değildir. Kâr eden kurumlar neden elden çıkarılıyor bunları düşünmek gerekiyor. Bu işletmenin daha iyi çalışması için Hükümetin adımlar atması lazım.” (İzmir/EVRENSEL)
Kadir Çetrez

Evrensel'i Takip Et