11 Mart 2008 00:00
Öldüren baskıya Başbakandan ödül
GÜNÜN YAZILARI
Uşakta kuralsız çalışmanın, zorbalığın, kayıt dışılığın kural haline getirildiği tekstil sektöründe görülmemiş baskı ve zorbalıklar devam ediyor. En küçük bir hak alma ve hak talep etme mücadelesine karşı birleşen tekstil patronları 2004 yılında örgütlenme çalışması yürüten işçilere karşı kara liste uygulamasını sürdürüyor. İşçilere karşı fiziki saldırılar bile gerçekleştiriliyor.
Vahşi uygulamaların son kurbanı Çam Halı işyerinde çalışan Yüksel Yalabık oldu. Yüksel Yalabık da kara listeye alınmış, bunun sonucunda da iş bulamadığı için 16 Kasım 2007 tarihinde intihar etmişti. Yüksel Yalabık, intihar etmeden önce arkadaşlarına bıraktığı son mektubunda hakkının aranmasını ve patronlardan hiçbir alacağının bırakılmamasını vasiyet etmişti.
2003 yılı Ağustos ayında Balta Orientten atılan Adnan Bulut ise, işini ve sosyal güvencesini yitirmiş olduğu için yakalandığı amansız hastalığın tedavisini sürdürememiş ve 1 Mart 2005 tarihinde yaşamının yitirmişti. Yine Eylül 2003 yılında Aran Mensucattan atılan Ali Demir sektördeki kara liste uygulaması nedeniyle vasfına uygun iş bulamamış ve evine ekmek götürebilmek için inşaatlarda çalışmaya başlamıştı. 20 Mayıs 2004 tarihinde çalışmakta olduğu inşaatın 3. katından düşerek yaşamını yitirmişti. Ali Demirin açtığı işe iade davası ise ölümünden sonra işçinin lehine sonuçlanmıştı.
Bu baskıların en son örneği ise Dülgeroğlu İplikte çalışan TEKSİF Uşak Şubesi yönetim kurulu üyesi, aynı zamanda işyeri baştemsilcisi Ekrem Canın işten atılması oldu. Canın patronlar tarafından mafya aracılığıyla feci şekilde dövüldüğü de iddialar arasında.
Sendikaya tahammül yok
Patronlar, işçilerin sendikal örgütlülüklerine tahammül edemiyorlar. 2003 yılında toplam 11 işyerinde toplusözleşme yetkisi alan TEKSİF Uşak Şubesinin bugün yetkili olduğu işyeri sayısı 3-4 işyeriyle sınırlı. İşyerlerinde yetkinin düşürülmesi için akla hayale gelmeyecek yöntemler uygulanıyor. Öyle ki bu baskılardan dolayı yüzlerce işçi işe iade davası açmayı bile göze alamıyor. Bugüne kadar işçiler 372 işe iade davası açmış ve bu davaların 360ını kazanmış olmalarına rağmen hukuk bile uygulanmıyor. Bu baskı ve zorbalıklar hukuki süreçle birlikte TBMM insan hakları komisyonuna taşınmış durumda.
İsimlerinin açıklanmasını istemeyen işçiler, Bize her gün ya sendikadan istifa etmemiz ya da fabrikayı terk etmemiz söyleniyor. Çok sayıda arkadaşımız tedirgin. Dövülüp şikayette bulunmayan çok sayıda arkadaşımız var. Borçlu olan işçi arkadaşlarımız bile tazminat istemden başka şehirlere iş aramaya gidiyorlar. Bindiğimiz servislerin yolu kesiliyor, ölümle bile tehdit ediliyoruz dediler.
Başbakandan ödül
Bu uygulamaların yapıldığı yerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Balta Grup Genel Müdürü Christopher Vanderbywhedeye 7 Mart 2008de düzenlenen bir törenle başarı ödülü verdi. Erdoğan Vanderbywhedeyi sahnede kucaklayarak İşte kıymetli enişteniz, kıymetini biliniz. Ben takdir ediyorum. Çünkü size fabrikalar kurup işletmeler açıyor. Uşakın medar-ı iftiharıdır diyerek, işçi karşıtı olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
Başbakanın bu tavrına karşı gazetemize açıklamada bulunan TEKSİF Şube Başkanı Hasan Hazar şunları söyledi: Kölece çalışma koşullarının hüküm sürdüğü tekstil sektöründe örgütlü işçilerin bile 493 YTL ücretle geçindiği koşullarda bir işçi düşmanının ödüllendirilmesi bizim ağırımıza gidiyor. Eğer yılda 3 ikramiye ve fazla mesailer olmasa işçiler doğru dürüst evlerine ekmek götüremeyecek. Ödül verilen müdür bizim yönetim kurulu üyelerimize şiddet uygulayıp işten attı. Bunun insani bir tarafı var mıdır? Biz bu zulüm ve vahşete karşı TBMM İnsan Hakları Komisyonuna başvuruda bulunduk. Balta Grup devletin sırtından trilyonlarca lira para kazanıyor. Ülke ekonomisine kattığı bir şey yok. Sendikal örgütlülüğe karşı zalimce davranıyor dedi.
Hak gaspları artıyor
Örgütlenme Dairesi Müdürü Asalettin Arslanoğlu ise Uşakta tekstil sektöründe 10 binin üzerinde işçinin çalışmasına karşın bin civarında işçinin sendika üyesi olduğunu, bu işçilerin de istifa ettirilmesi için 1800lerin vahşetinin uygulandığını belirterek şunları söyledi: Toplam 11 işyerinde sendikal yetkimiz olmasına rağmen yüzlerce işçi arkadaşımız zoraki istifa ettirildi. Yetkili olduğumuz işyerlerinde ise TİS imzalamak için mahkemelerimiz devam ediyor. 2007 yılından bu yana 3. mahkemede de bir sonuç çıkmadı. Üyelerimiz sürekli hak kayıplarına ve hak gasplarına uğruyorlar. Mevcut hükümet bu da yetmezmiş gibi şimdi de kıdem tazminatlarımızı yok etmeye çalışıyor. Üyelerimizi dövdüren baskı uygulayan tehdit eden, fabrika kuracağım adı altında devletin kasasından trilyonlarca lira teşvik alan Balta Grup müdürü hangi ödülü hak etmiştir. Bunu şiddetle kınıyoruz dedi. (Uşak/EVRENSEL)
Yüksel Yalabık kampanyası
Sendikal örgütlülüğe karşı başlatılan saldırıları püskürtmek, TİS yetkisinin kaybedildiği işyerinden yeniden yetkiyi almak için TEKSİF Uşak Şubesi bir intihar sonucu yaşamını yitiren Yüksel Yalabık adına bir kampanya başlattı. Örgütlenmenin hızlandırılması için işçiler bir yandan eğitilirken, bir yandan da bugüne kadar sendikanın giremediği işyerlerine dönük kapsamlı bir çalışma başlatıldı. Şehrin değişik noktalarındaki üst geçitlere sendikana sahip çık, sendikana üye ol yazılı pankartlar asılıyor. Tekstil patronlarının ve fabrika özel güvenlik elemanlarının engelleme ve saldırılarına rağmen kampanyanın başarılı olacağını söyleyen işçiler, kaybedecekleri fazla bir şeylerinin olmadığını, asgari ücretin üzerinde bir ücretle geçinmeye zorlandıklarını belirterek, Yüksel Yalabıkın söylediği vasiyete uygun davranmak için ve bu vahşi düzene son vermek için bu kampanya çok anlamlı dediler.
Haşim Demir
Evrensel'i Takip Et