23 Mart 2008 00:00

yeni istihdam paketi ve
sahipsiz küçük işçiler

İş Kanunu’nda 18 yaşından küçük işçiler, çocuk ve genç işçi ayrımına tabi tutulmuşlardır.

Paylaş

Türk hukukunda; çalışan çocuk ve genç kavramına, işçi çocuk ve gençler yanında memur olarak çalışanlar, aile yardımlaşması kapsamında ücretsiz çalışanlar, çırak olarak çalışanlar, kendi işyerinde kendi ad ve hesabına çalışanlar, sokakta veya kamusal alanlarda çalışanlar, kölelik benzeri veya zorla çalıştırma olarak nitelendirilebilecek, tarımda kiralanarak çalışanlar veya yatılı ve ücretsiz (‘besleme’) olarak başkalarının ev hizmetlerinde çalışanlar girer.
Çocuk ve genç işçiler bağlı oldukları mevzuata göre iki gruba ayrılırlar. İş Kanunu kapsamındaki ve İş Kanunu kapsamı dışındaki çocuk ve genç işçiler.
İş Kanunu kapsamı dışındaki çocuk ve genç işçiler, çocuk ve gençlerin yoğun olarak çalıştıkları işlerde çalışmaktadırlar. Dolayısıyla çok sayıda çocuk ve genç işçi, İş Kanunu’nun koruyucu düzenlemelerinin kapsamı dışında kalmaktadır. Mevzuatımız İş Kanunu kapsamındaki çocuk ve genç işçilerle kapsam dışındakiler arasında çok ciddi bir ayrımcılık yapmakta, adeta aralarında bir tabakalaşmaya yol açmaktadır. Hükümetlerin uluslararası sözleşmelere yaklaşımı, bu ayrımcılığı ortadan kaldırma konusunda bir politik isteksizliğin olduğu görünümünü vermektedir. Sanayide çocuk çalıştırılmasına ilişkin Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmeleri onaylanırken, çocuk ve gençlerin yoğun olarak çalıştığı tarıma, sanayi dışı işlere ilişkin sözleşmeler onaylanmamaktadır. 138 sayılı Çalışma veya Çalıştırılmada Asgari Yaşa İlişkin Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi ve 182 sayılı En Kötü Küçük Çalıştırılması Biçimlerinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılması için Acil Eylem Hakkında Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi, “çalışanlara” ilişkin olmasına rağmen resmi Türkçe çevirilerde “işçiler”den söz edilmektedir. Türkiye, İş Kanunu kapsamı dışında bıraktığı çocuk ve gençlere ilişkin olarak 138 sayılı Sözleşme çerçevesinde Uluslararası Çalışma Örgütü’ne sunması gereken raporları sunmuş değildir.

Çocuk işçi tanımı değiştiriliyor
İş Kanunu’nda 18 yaşından küçük işçiler, çocuk ve genç işçi ayrımına tabi tutulmuşlardır. İş Kanunu, 15 yaşını tamamlamamış işçileri çocuk, 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını tamamlamamış işçileri genç işçi olarak tanımlamaktadır. İş Kanunu kapsamı dışında olan ve özel düzenlemelere de tabi olmayan işlerde uygulama alanı bulan Umumi Hıfzısıhha Kanunu ise 16 yaşından küçükleri çocuk işçi, 16 yaşından büyük olanları yetişkin kabul etmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere aykırı olan bu düzenleme, 1930’dan beri yürürlüktedir.
Uluslararası belgeler incelendiğinde, 18 yaşından küçüklerin çalıştığı her durumun zararlı, dolayısıyla işgücü sömürüsü olarak değerlendirilmediği görülmektedir. Küçüklerin çalışması, kabul edilebilir ve kabul edilemez (zararlı) olarak ikiye ayrılmaktadır. Küçüklere zararlı olan bütün çalışma biçimlerinin ortadan kaldırılması, uzun dönemli bir hedef olduğundan, Uluslararası Çalışma Örgütü, küçüklerin çalıştırılmasıyla mücadelede öncelikleri belirleme yoluna gitmiş ve 182 sayılı Sözleşme’yle en kötü küçük çalışması biçimlerini saptayarak, belirli çalışma biçimlerinin acil olarak ortadan kaldırılmasını öngörmüştür. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kısa erimde kökünü kazımayı hedeflediği en kötü çalışma biçimleri, genellikle 18 yaşından küçükleri köleleştirmeyi, aileden ayırmayı, ciddi tehlike ve hastalıklara uğramalarına yol açmayı ve/veya büyük şehirlerin sokaklarında kendi başlarına bırakılmayı içermektedir.
Ağır ve tehlikeli işler de bu grup içinde yer almaktadır.

Kölelik koşullarına dönüş
İş Kanunu uyarınca 15 yaşını doldurmuş ve ilköğrenimini tamamlamış gençler normal ağırlıkta işlerde, 14 yaşını doldurmuş ve ilköğrenimini tamamlamış olan çocuklar, hafif işlerde çalıştırılabilirler. Küçüklerin günlük ve haftalık çalışma süreleri kanunla sınırlandırılmıştır. 16 yaşını doldurmuş genç işçiler ise Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’nin izin verdiği işlerde o konuda mesleki eğitim görmüş olmak koşuluyla çalıştırılabilirler. İş Kanunu uyarınca öngörülen yaş sınırları ve koşullara aykırı davranan işveren, 500 YTL idari para cezası ödemekle yükümlüdür.
Türkiye’nin, onaylamış olduğu 182 ve 138 sayılı sözleşmeler çerçevesinde, ağır ve tehlikeli işler dahil en kötü çocuk çalışması biçimlerini acilen ortadan kaldırması, bu tür işlerde 18 yaşından küçüklerin çalıştırılmasını yasaklaması, bu işlerde çalışmış olanları yeniden sağlıklarına kavuşturulmaları (rehabilitasyon) ve toplumla bütünleşmelerini sağlama amacıyla uygun önlemleri alması; kabul edilebilir işlerde çalışan küçüklerin de çalışma koşullarını iyileştirmesi, bu çerçevede bağımlı ve bağımsız çalışan küçükleri kapsayan özel bir kanun yapması ve küçüklere yönelik ayrımcılık, ekonomik, fiziksel, duygusal ve cinsel şiddeti yasaklaması gerekirken; hükümet, 19. yüzyıl çalışma koşullarına dönüşü çağrıştıran istihdam paketiyle, özellikle ağır ve tehlikeli işlerde küçüklerin çalıştırılmasını teşvik edici düzenlemelere yer vermekte, ucuz emek deposu olarak görülen küçüklerin yaşamları, sağlık ve güvenlikleri ve gelecekleri hiçe sayılmaktadır. İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı, mevcut İş Kanunu’nda ağır ve tehlikeli işlerde 16 yaşından küçükleri çalıştıran işverenler için öngörülen para cezasını 500 YTL’den 100 YTL’ye indirmektedir. Bu durum, genç kuşakların genç yaşlarda yok olmasına veya tükenmesine ve yetişkin işsizliğinin artmasına yol açacaktır.
Acı olan, yaşlarının küçüklüğü nedeniyle boyun eğmeye daha yatkın olan, hukuksal ve fiili engeller nedeniyle örgütlenemeyen, işçi sendikalarının öncelikli konularından birini oluşturmayan küçüklerin, bu denli sahipsiz bırakılmış olmalarıdır.
(*)İstanbul Teknik Üniversitesiİşletme Fakültesiİş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Kadriye Bakırcı*
ÖNCEKİ HABER

ankara mektubu

SONRAKİ HABER

çalışırken açtık, emeklilikte de açız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...