24 Mart 2008 00:00
BASYAZI
Diyarbakırda yüz binlerin katıldığı görkemli Newroz gösterisine güvenlik güçleri tarafından bir müdahale olmayınca, herkeste, herhalde hükümet ve onun güvenlik güçleri, Newrozun sakin geçmesini istiyor duygusu uyanmıştı.
Diyarbakırda yüz binlerin katıldığı görkemli Newroz gösterisine güvenlik güçleri tarafından bir müdahale olmayınca, herkeste, herhalde hükümet ve onun güvenlik güçleri, Newrozun sakin geçmesini istiyor duygusu uyanmıştı. Meğer ki, güvenlik güçlerimiz kendilerini bir gün zor tutmuşlar! Ve ertesi gün; Van, Hakkari, Siirt, Bitlis ve Urfada tek istekleri, Diyarbakırda olduğu gibi Newrozu kutlamak olan halka müdahale ettiler.
Olay çıkan kentlerde güvenlik güçleri; Newroz alanlarında kadın, yaşlı, çocuk demeden kalabalığın üstüne panzer sürmekten koca kenti biber gazına boğmaya; cop, taş ve silah kullanmaktan tazyikli su sıkmaya, ellerindeki her aracı son sınırına kadar kullandılar. Bu saldırılar sonucu Vanda 1 kişi, dünkü gösterilerde de Yüksekovada 1 kişi öldürüldü, yüzlerce insan yaralandı, yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Vahşi saldırı; milletvekillerinin tartaklanmasına, devletin memuru olan Siirt Emniyet Müdürünün, Başbakanın izinden yürüyerek Siz PKKye terör örgütü demiyorsunuz gerekçesiyle DTP Milletvekili Akın Birdalın elini sıkmamasına kadar vardırıldı. Bayram alanları olması gereken Newroz alanları savaş alanına dönüştürüldü.
Ve medya; güvenlik güçlerinin estirdiği terörün üstünü örtüp, caddelerdeki taşları, yanmış lastik kalıntılarını göstererek; Yollara barikat kurdular, polisi taşa tutup olay çıkardılar, terör estirdiler; bölücü sloganlar attılar, Newrozu şiddete dönüştürdüler diye, yüz binlerce Kürdü, terörist, bölücü ilan ettiler. Yetmedi; kadınların ayrı kortej oluşturmasını, DTPde haremlik selamlık diye karalama propagandası yaptılar.
Elbette güvenlik güçlerinin nasıl hareket ettiği, halkı hangi gözle gördüğü bir kez daha görüldü 2008 Newrozunda. Ama burada asıl görülen, AKP Hükümetinin Kürt halkına ve onun değerlerine nasıl bir gözle baktığıdır. Çünkü AKPnin gözünde hak isteyen; Türk kökenli halkla aynı kültürel, siyasal haklara sahip olmak isteyen Kürt, teröristtir; bölücüdür. Dolayısıyla Newrozu bir özgürlük bayramı olarak kutlamak, orada taleplerini ifade eden sloganlar atmak, AKP Hükümeti ve onun emrindeki yetkililer tarafından, suç ve her türlü saldırıyı hak eden bir davranış olarak görülmektedir.
Cumartesi günü Vanın, Hakkarinin, Siirtin, Urfanın, dün ise Yüksekovanın sokaklarında yaşanan, hükümetin Kürt halkına bu bakışının yansımasıdır. Ve herhalde 6 Nisanda bölgede geziye çıkacağı belirtilen Başbakana da Newroza kan bulaştırmakla ne amaçladığı, bunların Kürt sorununa çözüm paketinin neresinde olduğu da sorulacaktır.
Evet! Batı illerinde, Ergenekon Operasyonuyla, devleti çetelerden temizliyoruz, demokrasinin sınırları genişleyecek edebiyatı yapan AKP Hükümeti, bölge illerinde Ergenekon yasalarını (Ergenekoncuların ideolojileriyle uyumlu uygulamalar) uygulamakta; Kürtler üstünde baskıyı artırmayı Newroz alanlarına kadar genişletmiş bulunmaktadır. Bu bile kendi başına bir ayrımcılık, Kürtler üstündeki şiddeti artırarak onları sindirmeyi amaçlamak değilse nedir?
EVRENSEL