26 Mart 2008 00:00
Erkekler de fes taksın
Geçenlerde yine kadim dostum Ş. Avni Ölezdeydim. Onun ünlü bir beresi vardır. Beresiz bir Ş. Avni Ölez düşünülemez. İşte o bereye takmak için bir Kızıl Yıldız almış. O yıldızlı bereye bakarken bir an fes geldi aklıma
Geçenlerde yine kadim dostum Ş. Avni Ölezdeydim. Onun ünlü bir beresi vardır. Beresiz bir Ş. Avni Ölez düşünülemez. İşte o bereye takmak için bir Kızıl Yıldız almış. O yıldızlı bereye bakarken bir an fes geldi aklıma. Bugün, Kuranda yazılı olmadığını bile bilmeyen AKPnin dincileri türbanı, bir Kuran emriymiş gibi yutturdular gariban kızlarımıza. Ne bilsin kızlarımız türbanın rahibe başlığı olduğunu. (Laf aramızda, bundan sonra her gördüğüm türbanlının karşısında istavroz çıkaracağım, öteki dünyaya yatırım olsun diye )
Evet, fesi düşündüm. Bugün sünnet, yarın deniz düsturuyla yola çıkanlar eminim Bugün türban, yarın fesi kafalarına koymuşlardır. Bütün erkeklerin fes takması üzerine bir yasa çıkartırsa AKPlilerin Başbakanı ve takım arkadaşları, ben de fesimin üzerine Ş. Avni Ölezin Kızıl Yıldızı gibi bir Orak-Çekiç takacağım. Ona kızarsa dinciler, bu kez de Sahte bilet/Sahte fatura sembolleri takarım. Aslını hazmedenler, sembolüne karşı çıkmazlar, eminim.
Şu bizim dinci erkekleri birçok bakımdan anlayamıyorum. Kızların, kadınların saçından tahrik olup, onları örtmek istiyorlar. Yahu tatlı çocuklar, tahrik olduğunuz tek şey kadın saçı mı? Yok mu hayal dünyanızda ya da gözlerinizin önünde başka bir şey? Kadının dudakları var, gözleri var, kaşları-kirpikleri var. Sahi kaşları-kirpikleri de kıl, niçin onlara da türban taktırmıyorsunuz? Neyse
Çoğunuzda olduğu gibi, benim de yaşamım boyunca açıkta olan hiçbir şey ilgimi çekmemiştir. Yıllarca önce, gençlikten orta yaşa doğruyken, kızımla birlikte Kuşadasına gitmiştik. Kızım, daha çocuk o zaman, plajdaki üstsüz turistleri gösterdi bana, Baba bak, memeleri açıkta kadınların dediydi. Benim için her zaman gizlisi makbul olduğu için bakmadım bile. Amaaa 21 yaşındayım ve üniversitede öğrenci. Taksime çıkıyorum, T-4le, Taksim-Hürriyet Meydanı otobüsüyle. Bir kız oturuyordu, mini etekli. Dizleri görünmesin diye kazağını örtmüştü, üzerine de dönemin ulusal dergisi Varlıkı koymuştu. Gizli olan, kapalı olan değerlidir ya, tüm dikkatim bir şeyler görebilmek üzerineydi. Şimdi artık Rahibe türbanlıların saçlarını mı düşünüyorum ne, bilemiyorum. Dikkatimi önce türbanları çekiyor, sonra gözleri, dudakları, kaşları ve kirpikleri. Tabii salına salına yürüyüşleri de. Türban bana biraz promosyon gibi geliyor. Türbanlılar da bunu biliyor olmalı ki gözlerini de, dudaklarını da az ya da çok boyuyorlar.
Yıllarca önce Florya Plajında, çarşaflı bir hoş hatun, çarşafını çıkarıp, gecelik tipi bir giysiyle denize girmişti. Sudan çıktığı zaman herkesin gözü, tüm hatları belli olan kadının üzerindeydi Ve yine çok yıllar öncesi, Altınolukta, Necmettin Erbakanın villasındaki havuzun başındaki gecelikleriyle suya giren kızlar Neyse belki ayrı bir yazı konusu olabilir bu. Galiba Necmettin Bey, benim gibi araştırmacı gözlerden korumak için kızını, gelinini, bir branda çektirmiş, yalısının demir parmaklıklarına, sonraları
İslamiyette olmayan, İncilde yer aldığı tanıtlanan, ayrıca Musevilerin de kullandığı (ki o da tanıtlandı) türbanı kullanan kızlarımızın, kadınlarımızın türbanı ve buna önayak olan erkeklerimiz için hayırlı olsun. ABD Başkanı Bushun özenle üzerinde durduğu Cargille af çıkartmanın yollarını arayan, bizim Hristiyan/Musevi sempatizanı ya da kuyrukçusu olan AKP-MHP tipi dincilere hayırlı olsun, türban
Avret yerlerinin saçları olduğunu, büyük bir zeka örneği göstererek gündeme getiren, tabii bu türban masalıyla, türban şovuyla Türkiyenin çöküşünü, altını çizerek söylüyorum yok oluşunu, eğitimin-sağlığın bitişini, topraklarımızın-madenlerimizin peşkeş çekilişini, halkımızın İktidar sadakası kömür/pirinç/fasulye/şekere umut bağlayışını, medyanın çürüyüşünü, aydınların/yazarların/çizerlerin büyük bir bölümünün kokuşunu, bu ülkeyi var eden emekçilerin (işçilerin, köylülerin, memurların) kan kusuşunu, gençlerin büyük bir çoğunluğunun yaşamdan bir şey beklemeyişini ve binlerce sorunu gözden saklamak isteyen Meclisteki asil/necip/mümtaz/müstesna/mutena Türk erkeklerinin şimdi önlerinde Türban işinden sonra yapacakları tek bir şey var: Fes şova başlamak
Kadınlar nasıl saçlarıyla erkekleri tahrik ediyorlarsa, erkekler de saçlarıyla kadınları tahrik ediyorlardır, sanırım. Örneğin George Clooney o kıvrımlı, o havalı saçlarıyla kadınları fena halde tahrik ediyordur. Düz saçlarıyla da tahrik edenler var. Geçenlerde otobüste duymuştum, üç genç kız, bir önceki gece Matrix filmini izlemişler ve oradaki üç haşin ve gaddar erkeğin saçlarına bayılmışlar Şimdi gözlerimin önünde, kendini George Clooneye benzettikleri için övünen AKP cumhurunun Başkanı Abdullah Gül ile konuşmalarıyla, davranışlarıyla haşin ve gaddar olan ve üstüne üstlük Matrixteki o üç kahramana benzeyen (Yandaki fotoğrafta görüyorsunuz) AKPlilerin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan. Yalnız bir falso var, o da bıyık. Sürekli kestirirse tam bir Matrix kahramanı Saç ve bakış cuk oturuyor, haksız mıyım?
Neyse, fazla uzatmayayım, en kısa zamanda fes öyküsü gündeme gelmeli. Büyük Reis/Oturan İnek Bush da karşı çıkmaz. Evet, başta Recep Beyle Abdullah Bey fes takmalı, kızlarımızı-kadınlarımızı tahrik etmemek için.
Bakın herkes fes takmayabilir. Örneğin AKPlilerin Bakanı Kemal Unakıtanın fes denilen şeye gereksinimi yok. Pırıl pırıl çünkü Ama Recep Beyinden Abdullah Beyine, Ali Babacandan Ertuğrul Günaya dek hepsi takmalı. Yakışır da