28 Mart 2008 00:00

KENTTEN GELEN

Kültürel ve tarihsel değeri olan nesnelerin toplandığı, saklandığı yer olarak tanımlanan müzelerin ilk kurulduğu yıllarda başlıca amaçları; geçmişe ait nesneleri toplamak, korumak, belgelemek ve sergilemekti.

Paylaş

Kültürel ve tarihsel değeri olan nesnelerin toplandığı, saklandığı yer olarak tanımlanan müzelerin ilk kurulduğu yıllarda başlıca amaçları; geçmişe ait nesneleri toplamak, korumak, belgelemek ve sergilemekti. Bu amaçlarla yapılanan bir müzenin eğitiminin biçimi de objelerin yalnızca görülmesine dayanmaktadır.
Bu amaçlara hizmet eden ve sergilenen eserlerin görülmesi ile ilgili yaklaşımda ise objelere ve objelerin sergilendiği yerlere dokunmadan, belli bir sıra izleyerek, müze görevlilerinin tanıdığı süre kadar müzeyi dolaşmak, objelerin özelliklerini okuyarak ya da duyarak öğrenmek, elde kalem kağıt not alarak eserleri tanımaktır. Bu biçimde verilen bir müze eğitiminin de kuşkusuz kazandırdıkları vardır. En önemlisi, bir biçimde de olsa çocuk müzelerle tanışmaktaydı.
Bugün ise müzelerin bu amaçları geliştirilerek toplumun eğitiminin gelişmesi, estetik olgunun yerleşmesi, yaşanan anın, geçmişin ve geleceğin açıklanması, yorumlanması, kişilerin eğlenirken gelişmesi, kültürel mirası devam ettirme, geçmişi, bugünü ve geleceği anlamlı bir biçimde ilişkilendirme, kültürel varlıkları ve eski eserleri anlama, koruma ve yaşatma, kendi kültürünü ve farklı kültürleri çok yönlü ve hoşgörülü bir yaklaşımla tanıma ve anlama, kültürler arası anlayış ve empati geliştirme gibi hedeflere hizmet edilmesi biçimine dönüşmüştür.
Bu amaçlar da aynı zamanda ülkemizde yeni bir müze eğitimi anlayışını ortaya çıkarmıştır. Müzelerin etkin öğrenme ortamları olarak görülmesi ve kullanılması anlayışı diyebileceğimiz bu anlayışın temelinde, müzelerin etkin öğrenme ortamlarına dönüştürülmesi yatmaktadır. Etkin öğrenme ortamlarının oluşturulması ise ortamda uygulanan etkinliklerdir. Müze içerisinde çocuğu sürecin içinde tutacak, onun objelerle bağını kuracak, bütünleşmesini sağlayacak, objelerin dün, bugün ve gelecekteki yerini tartıştıracak etkinlikler planlanmaktadır.
Objelerle ilgili resimler yapma, boyama çalışmaları, yaratıcı drama etkinlikleri, kilden heykel çalışmaları, objelerle ilgili şiir, masal, öykü, yazdırma etkinlikleri, yaşayan tarih ya da sözlü tarih çalışmaları, objelerle ilgili çeşitli duyu çalışmaları, objelerin koku ve seslerini düşünme, objeleri konuşturma, objeleri kendi bedenleri ile anlatma gibi birçok etkinlik planlanıp uygulanmaktadır.
Bu biçimde verilen bir müze eğitiminin çocuklar üzerinde ne gibi etkileri olabilir diye düşündüğümüzde; müzedeki eserlere ve müzeleri gezmeye karşı isteklilik, eserlere kendine göre bir anlam yükleme, resimler yaparak kendini ifade etme, sanata karşı ilgi geliştirme, objelerdeki ayrıntıları fark ederek kendine göre yorumlar yapma, bir olayı ayrıntılarıyla inceleme, onun üzerinde düşünme, müzelerdeki objelerle ilgili şiirler, masallar, öyküler oluşturarak kendine özgü edebi bir dil oluşturma, zaman kavramını öğrenme, farklı kültürleri tanıyarak kültürler arası etkileşimi fark etme gibi birçok etkiyi görmek mümkün olabilir. En önemli olan ise çocuk oynayarak öğreniyor ve eğleniyor.
Bu şekilde müze eğitimi veren kimi kurumlar ve müzeler vardır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin kendi eğitim programının benzer etkinliklerle yürütülmesi, Çocuk Müzeleri Derneği’nin yürüttüğü, çocuk müzeleri kurma ve çocuklarda müze kültürü oluşturmaya dair çalışmalar, Çağdaş Drama Derneği’nin yürüttüğü drama liderliği programlarında lider adaylarına yönelik müze eğitim çalışmaları, yine Çağdaş Drama Derneği’nin Müze Komisyonu tarafından yürütülen ve ayda 2 kez olmak üzere yaklaşık 5 müzede ve her grupta en az 25 ilköğretim öğrencisinin katıldığı yaratıcı drama yöntemiyle müze ziyaretleri çalışmaları gibi.
Müzeler, anne babaların hafta sonları çocukları ile en iyi paylaşım içinde oldukları, çocukları ile en çok ve en doğru zamanı buralarda geçirebilecekleri yerler olmalıdır. Öğretmenler, müzeleri, eğitimde kullanacakları en zengin araçlarla donatılmış sınıflar olarak görmeli ve onlarla çocukları arasıdaki kara tahtayı kaldıran etkili bir öğrenme ortamı algılamalıdır.
Günümüzde çocuklarımıza dayatılan tüketici, ben merkezli, kendini düşünen, şiddet kültürü ile beslenen, doyumsuz, kolayca mutlu olmayan, gezme kültürü olarak McDonald’s kültürünü tanıyan bireylerin yetişmesini engellemek için bir kültür oluşturulmasında, müzeler bir katkı olarak düşünülmelidir.
İster etkinliklerle, ister klasik gezme yöntemiyle müze ziyaretleri yapılsın; bunun çocuklara ve biz yetişkinlere kazandıracağı çok şey olacaktır!..
*Drama lideri
Songül Başbuğ*
ÖNCEKİ HABER

Yen içinde kalmasın!

SONRAKİ HABER

Kadınlardan boş tencereli zam protestosu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...