KENTTEN GELEN

1 Nisan bana hep çocukluk ve gençlik çağlarımızdaki muzipliklerimizi hatırlatır. Anamıza, babamıza, arkadaşlarımıza, öğretmenlerimize yaptığımız affedilmez ağırlıkta şakalar affedilir, normalde şiddetle karşılanacak yaramazlıklarımız şaka olarak görülür, gülünüp geçilirdi. Bu defa Emek Platformu bileşenlerinin bir kısmı 1 Nisan günü saat 14.00’ te iş yerlerinden başlamak üzere alanlara çıkacağını ve iş bırakılacağını açıkladı. Kendilerini yürekten kutluyorum. Bugün tüm gücümüzle alanlarda olacağımızı bir kez daha yineliyorum. Biz inanıyoruz ki Emek Platformu’nun diğer bileşenleri de sermayeyi temsil eden güçler ve partilerini şaşırtıp tüm güçleriyle alanları dolduracaklardır. Bu noktada işçilerin birliği sermaye ve işbirlikçilerini köşeye sıkıştıracaktır.
Sermayenin televizyonları ve patronları Emek Platformu ikiye bölündü diye bayram eder gibi haberler yaparak halk üzerinde yılgınlık yaymaya çalışıyorlar. Bunların oyununu boşa çıkarma zamanı gelmiştir. Emek Platformu’nun tüm bileşenleri sağı, solu, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Alevisi, Sünnisi, ezilen tüm emekçiler bugün hep birlikte barış ve kardeşlik türküleriyle genel grev genel direniş günlerinin örüleceği çalışmanın içinde yer alacaktır. Eğer bunu yapamaz isek çocuklarımız bizden hesap soracak, ölürsek de haklarını helal etmeyeceklerdir.
Ne zaman ki sermaye köşeye sıkışsa, emekçiler kendi talepleri için sokağa çıksa, yönetenler sürekli komplolar üretir, derin ilişkilerini harekete geçirir, ya askeri darbeler, ya küçük balans ayarları, ya da kardeş halkları birbirine düşürme politikalarını hep uygulamaya koyar. Bunlar yetmezmiş gibi son günlerde halkımızın değer yargıları üzerinden bayrak, türban gözbağı olarak kullanılmıştır. Bu hassasiyetler sömürü çarkının dönmesini isteyen güçler tarafından kullanılmaya devam edecektir. İşte tam da bu noktada bizler kendi gündemimizi yaratmak zorundayız. SSGSS Yasası tüm emekçileri; işçi, memur, köylü, esnaf, emekli, işsiz herkesi yakından ilgilendiriyor. Türban, AKP’nin kapatılması, Ergenekon, vb. krizler sermayenin kendi krizleridir. Özellikle gündemi çarpıtıp bu krizlerin üzerine bir de ekonomik kriz tehdidi sermayeyi yan yana getirmiş ve sözde uzlaşma adına açıklamalar yapmaktadırlar. Bu uzlaşma çağrıları sermayenin kendi ömrünü uzatma manevralarıdır. Oysa biz emekçiler zaten ömrümüzü kriz içinde geçirmekteyiz. Açlık,işsizlik, yoksulluk emekçiler açısından artık diz boyunu geçmiş, gırtlağımıza dayanmıştır. Bizler boğulmak üzereyiz.
Uzlaşma tek taraflı olmuyor sayın sermayedarlar ve onların temsilcileri. Siz ülkemizi pazarlayacaksınız, satmadık kurum ve kuruluş bırakmayacaksınız. Enflasyonu düşürdük yalanlarıyla halkı kandıracaksınız. Irak halkına, Filistin halkına, Afganistan halkına; kısaca ezilen tüm ülke halklarına, hem de İslam adına işkenceyi, zulmü reva göreceksiniz. Sonra da halkın karşısına geçip mazlumları oynayarak ayetlerden alıntılar yapıp halkı yine yedeklemeye çalışacaksınız…
Artık yeter sayın başbakan!... Hadisleri, ayetleri yalnız siz bilmiyorsunuz. Ayetlerden alıntılarla birilerine gönderme yaparak halkı bir süre daha oyalayabilirsiniz. Ama bu böyle gitmeyecek. Emekçiler aleyhine alınan tüm kararlar bir gün size geri dönecek. Emek Platformunun 14 Nisan Eylemlilik ruhu bugünde fazlasıyla sokağa yansıyacaktır. Emekçilerin şaka yapmadığını artık yeter dediğini siz yetkililer göreceksiniz. Hadis ve ayetleri çok iyi bildiğini sanan AKP ve kurmayları Araf Suresi 179. Ayeti Kerimeyi bir daha okuyup yorumlamak zorunda kalacaklar. Ayeti Kerime “Onların kalpleri vardır(hakkı) anlamaz, gözleri vardır gerçekleri görmezler, kulakları vardır doğruları işitmezler…” diye başlayıp devam ediyor.” Umarım bundan sonra görür ve duyarsınız”
Sayın Başbakan ve AKP’nin etkili ve yetkili kurmayları, öbür dünyada affedilmeyen tek günahın kul hakkı olduğunu da unutmayın…
*Emek Partisi Çiğli İlçe Başkanı
Rafet Aksoy*