Kapatmaya bir adım!

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, AKP’nin kapatılması istemiyle açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sunulan iddianamenin kabulüne karar verildiğini bildirdi.
Paksüt, yüksek mahkemenin dün saat 10.00’da başlayan ve yaklaşık 4 saat süren toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Mahkememize bir iddianame sunmuş idi. Karar, iddianamenin Abdullah Gül dışında kalan bölümünün kabulüne oy birliğiyle, Abdullah Gül yönünden de kabulüne Haşim Kılıç, Sacit Adalı, Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli’nin karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi” dedi.
Başkanvekili Paksüt, açıklamanın ardından soru almayacaklarını belirterek, “Soru veya yorum yapılmamasını özellikle rica ediyorum” diye konuştu.
Bundan sonra süreç nasıl işleyecek?
Bu aşamadan sonra ön savunmasını yapması için iddianame AKP’ye gönderilecek. AKP yasal olarak 1 ay içinde ön savunmasını verecek. Ek süre talebinde bulunulursa bunu da Anayasa Mahkemesi değerlendirecek.
Ön savunmanın Anayasa Mahkemesine verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşü AKP ‘ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama; AKP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.
Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AKP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar.
AKP hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak.
Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.
Anayasa’ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 69. maddesine göre, temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma kararı da verebilecek. (Ankara/EVRENSEL)

---

,CHP’den AKP’ye: ‘Değişiklik yaparsanız Anayasa Mahkemesi’ne gideriz’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, AKP’nin parti kapatmaları zorlaştıracak Anayasa değişikliği çalışmalarını eleştirdi.
CHP’li Özyürek, ANKA’ya yaptığı açıklamada, dava sürecinde yapılacak değişikliklerin hukuki olmayacağını belirtti ve bu durumda Anayasa Mahkemesi’ne gidebileceklerini söyledi. Özyürek, şöyle dedi:
“Görüşülmekte olan bir davayı etkisiz kılacak, düşürecek bir Anayasa değişikliğini doğru bulmuyoruz. Bu AKP’nin kendisiyle ilgili bir davayı kendi kararıyla sonuçsuz kılması anlamına gelir. Bu anlayış hukuk devleti ile bağdaşmaz. Böyle bir değişiklik, Anayasa ve hukuk devletine aykırı olur. AKP’nin bunu zorlayacağını düşünüyorum. Referandumu göze alıp Anayasa değişikliğini deneyeceklerdir. Ancak bu laikliğin oylaması olacak. Sonuçta laiklik Anayasa’ya referandumla girmedi.
Laiklik, Kurtuluş Savaşı’nı kazananlar, Cumhuriyeti kuranlar tarafından Anayasa konuldu. ‘Çoğunluğum var, laikliği kaldırtırım’ noktasına gelinirse bu büyük bir rejim bunalımı doğurur. Bu konuda biz her türlü demokratik ve hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz. Söz konusu değişiklik yapılırsa Anayasa Mahkemesi’ne de gideriz.” (Ankara/ANKA)

---

DTP: Sürpriz olmadı

DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı “Sürpriz olmadı” sözleriyle değerlendirdi. DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş, Anayasa Mahkemesi’nin kararını ANKA’ya değerlendirdi. Kararı “Sürpriz bir karar değil, beklenen bir karar” olarak nitelendiren Demirtaş, kararın davanın esasına ilişkin bir fikir vermediğini söyledi. Demirtaş, AKP’nin bundan sonra yapması gerekenin geniş bir demokratikleşme paketini gündeme getirmesi olduğuna işaret ederek şöyle dedi: “Sadece kendini kurtarmaya yönelik değişiklikler ya da kendi tabanına yönelik demokratikleşme adımları Türkiye’de rahatsızlık yarattı. Bu nedenle özgürlükleri en geniş çerçevede ele alan bir paket hazırlanmalı ve partilerin desteği alınmalı. Sadece kendilerini kurtarmaya yönelik bir paketi DTP olarak asla desteklemeyeceğiz. DTP ve AKP hakkında açılmış kapatma davalarına yönelik bir değişiklik olursa da biz bunu kabul etmeyiz. Genel bir düzenleme ile bundan sonra parti kapatmaların önüne geçilmesi lazım. Yani bizi kurtarsa da AKP’nin getirmeyi planladığı Anayasa değişikliğine destek vermeyeceğiz. Mesele sadece AKP ve DTP’yi kurtarma meselesi değil. Geniş bir demokratikleşme paketi olmalı, bunun içinde parti kapatmalar da yer almalı ve parti kapatmalar zorlaştırılmalı.”