02 Nisan 2008 00:00

UZUN MESAFE

Bu köşeden sizlerle ilk buluşmamı bilmem hatırlar mısınız? Oldukça uzun bir yazı olup konusu yaşadığım kent İzmir’in Expo 2015 adaylığıydı. Yazımdan önce basını taramış, teması sağlık olan böyle bir fuar organizasyonunun içeriğine dair yazılıp çizilenleri hissetmeye çalışmıştım

Paylaş

Bu köşeden sizlerle ilk buluşmamı bilmem hatırlar mısınız? Oldukça uzun bir yazı olup konusu yaşadığım kent İzmir’in Expo 2015 adaylığıydı. Yazımdan önce basını taramış, teması sağlık olan böyle bir fuar organizasyonunun içeriğine dair yazılıp çizilenleri hissetmeye çalışmıştım. Bir anda şaşırmıştım. Ülkenin gündeminden hiç düşmeyen SS ve GSS yasaları, aile hekimliği uygulamaları temada satır aralarına gizlenmişti ama bir farkındalık yoktu. Fuar ticari olmayıp temel amacı halkı eğitmek olunca daha da bir kaygı duymuştum. Nasıl olmasın ki? Temasını kente danışmadan AKP hükümetinin Dışişleri Bakanlığı belirlemiş, dahası gerekçe olarak dünyanın en zengin ilk on şirketi arasında silah sektöründen daha fazla sayıda sağlıkla ilgili şirket varlığından hareketle bunların lobicilik faaliyetlerinde kullanılabileceği savlanmıştı. Buradan baktığımızda AKP’nin sağlıkta dönüşüm programına neden bu kadar yakın durduğunu kavramak kolaylaşıyor. Silah lobisi ülkede başka dinamiklerle ilintili olunca ondan daha güçlü bir dinamik olan ilaç vb. lobileri arkasına almak istiyordu belli ki.
Sonuç açıklandığında İzmir’in adaylık serüveninin sonraki yıllara taşındığını hissettim. Ama bir de kaybeden vardı. Kaybeden İzmir değil IMF, Dünya Bankası ve matruşkavari Truva atları idi. Evet bir Truva atını daha yitirmişlerdi. Nasıl olmasın ki? Eğer İzmir’in adaylığı kesinleşseydi bu hafta tüm İzmir bir sarhoşluğu yaşayacaktı. Oysa dün tüm ülkede DİSK, TTB, TMMOB ve TDB ‘hizmet üretmeme’ kararı almıştı. Eğer Expo kazanılsaydı kent aynı anda hem alt temaları arasında GSS ve aile hekimliği olan Expo’yu kutlayacak ama aynı zamanda da GSS’ye itirazla iş bırakmaya gidecekti. Buradan bakınca yaşadığım kent ruh sağlığını koruduğu için mutluyum, ama eski fuarlara özlem duyan duygusal kırılganlığı elbette beni de hüzünlendiriliyor. Ama umutluyum da bir o kadar! 2006’da referandumda 500.000 kez GSS ve aile hekimliğine hayır diyen bu kentin insanlarına güveniyorum . Yeter ki emek örgütleri diri durabilsinler!
Barış ve sağlık
Sağlık tanımı giderek geliştiriledursun yanıtı kendi içinde saklayan net bir soru teoriyi aşıyor. ‘Barış olmadan sağlıklı olabilmek mümkün mü?’ Sadece bireyler değil bir ülke, bir coğrafya hasılı tüm insanlık barışa ulaşmadan sağlıklı kalabilir mi? Mümkün değil.
Barış olmadan bütçenin neye ayrılacağını çocuklara biz öğrettik. Başı kavgadan eksik olmayan yedi yaşında bir çocuğun beslenme arası için ayrılmış harçlığı neye gider? En azından bir sapan alır. Sahici olmasa da oyun dünyasında silahlar hüküm sürmeye başlar.
Evet çocuklarımıza karşı günahkarız ve şimdi onlara sağlıklı bir dünya sunmanın teması olarak sağlık için barışı daha bir öne çıkarmalıyız.
Resmi organizasyonlar çoğu kez bizi gerçekliğimizle sınar. Teması sağlık olan İzmir’in Expo adaylık sürecine baktığımızda bunu oldukça net görebiliriz. Kentin içme suyu havzasını altın arama şirketlerine açan, dünyanın en eski sağlık yurtlarından olan Allionai’yi bu kez sulama amaçlı bir barajın suları altında bırakmayı hedefleyen AKP hükümetinin politikalarındaki samimiyetsizliği deşifre ediyor süreç. Ama asıl samimiyetsizlik barışta. AKP’nin Guernica ile yüzleşmeye cesareti var mıydı sizce? İspanya yıllar önce düzenlenen bir Expo fuarında kendi standında sergilenmek üzere Picasso’nun Guernica tablosuna yer vermişti. Nazi Almanyası ve Faşist İtalya’dan cesaret alan General Franko ordusunun Guernica’da yaptığı katliamı protesto eder bu eserinde Picasso. Sahi milyonlarca insanın zorunlu göç ettirildiği bu ülkede, o göç edenlerin şimdilerde yoğun yaşadığı İzmir’de bırakalım bizden bir ressamın tablosuna yer vermek, ola ki fuar bizde düzenlenseydi sırtlarında Guernica resmedilmiş inanlarımızın sessizce kendi gerçekliğimizi hatırlatmalarına müsamaha edilir miydi?
Evet AKP kaybetti. Barışa bir el uzatma cesaretini fuarın temasında da yitirdi. Sağlık temasının alt başlıklarında barışa rastlanmıyordu. Expo serüveni kendilerini egemen algılayanlara bir hayat dersi sundu. İstediğiniz kadar sırtınızı çokuluslu şirketlere, IMF ve Dünya Bankası’na yaslayın, istediğiniz kadar küçük ada devletlerinin oylarını para ile satın alabileceğinizi sanadurun, kendi Guernicalarınızla yüzleşmeden ve içme suyu havzalarında altın arama, antik sağlık yurtlarında baraj yapma rantçılığından vazgeçmedikçe yani işin özü tutarlı ve samimi olmadıkça sonuç almanız mümkün değil.
Başka bir anlatımla ülkenizin yakın geçmişinde milyonları aşan işkence öyküsü varsa ve tema sunumunda ‘biz kendi tarihimizle yüzleşmek, ülkemizde işkencenin bir daha sistematik hale gelmemesi için alt temalarda işkence ile mücadeleye yer verdik’ diyemiyorsanız fuarı alsanız ne olur.
Diyelim ki aldınız, bu ülkede yaşayan diğer halkların nüfuslarının azaltılması için İzmir’de imza kampanyaları düzenleyen ırkçı bir derneğin soykırımı hatırlatan kampanyası için yapılan suç duyurularından sonra ilk duruşmaya kadar iki yıl geçiyorsa fuarın rantı ve prestiji olası insanlık suçlarını örtmeye yeter mi?
Sağlıcakla kalın.
Dr. Zeki Gül
ÖNCEKİ HABER

‘Kimse keyiften evini bırakmıyor’

SONRAKİ HABER

Ne korkular varmış!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...