02 Nisan 2008 00:00

Aklı başında dergi: Deli Kasap

Rock ya da heavy metal müzik dergiciliğini 2001’de kurdukları delikasap.com sitesinde yedi yıldır devam ettiren ilk e-dergilerden Deli Kasap, artık “elle tutulur”, tamamı renkli kuşe kağıda basılı olan ikinci sayısını çıkardı

Paylaş

Rock ya da heavy metal müzik dergiciliğini 2001’de kurdukları delikasap.com sitesinde yedi yıldır devam ettiren ilk e-dergilerden Deli Kasap, artık “elle tutulur”, tamamı renkli kuşe kağıda basılı olan ikinci sayısını çıkardı. Deli Kasap dergisinin ve sitesinin yayın yönetmenleri Murat Arda ve Cevher Bilger ile rock’n roll’u ve dergilerini konuştuk.

İnternet dergiciliğinden ‘elle tutulur’ Deli Kasap dergisine kadar geçen süreci biraz anlatabilir misiniz?
Bizim yeraltı gazeteciliği yapan fanzinler çıkaran arkadaşlarımız vardı. Laneth, Disquast, Mondo, Trasho gibi. İnternet öncesi müzik devrimcisi punk, rock, metal ağırlıklı dergilerdi. Bunların diğer dergilerden bir farkı vardı; birçoğu toplumsal sorunlara eğilen, genel geçer ideolojilere mesafeyle bakan, darbe sonrası döneme gerçek anlamda eleştirel bakabilen gençlerden oluşuyordu. Non Serviam, Laneth ve Aptülika’nın çıkardığı ‘Şebek’ dergisi kapanınca paranın her şeye egemen olduğu saçma sapan sisteme tepki olarak dergi yapalım dedik ve dergiciliği internette yapmaya karar verdik. E-mecmua fikri ortaya çıktı.

2001 yılında başladığınızda internette sizden başka yayın yapan bir dergi var mıydı?
Serdar Turgut’un ‘Agora’ diye hurriyetim.com sitesinde genç yazarlara, kısmen ayrıksı insanlara yazılarını yayınlatma olanağı sunduğu e-dergisi vardı. Biz de bunun daha yeraltı, daha metalik ve daha sol versiyonunu nasıl yaparız diye, e-dergi mi olur diye 2001 yılında kavga ede ede başladık.

Dergi fikri nasıl oluştu?
İnternet sitesi yapıyorduk ama dergi anlayışıyla yapıyorduk. Her sayının bir kapağı vardı ve ayda bir güncelleniyordu. İnternet uçucu bir ortam. İki gün sonra teknik nedenlerden kapanırsa o kadar insanın değerli yazıları uçacak. İnsanlar için önemli bir şey dergi, elle tutulur bir şey. İnsanlar onları biriktiriyorlar, 10 sene sonra çıkarıp böyle bir dergi varmış diyorlar.

Dağıtım tekelleri son aldıkları kararla dergilere ağır yaptırımlar getiriyor. Onlarca yıldır yayınlanan dergiler de kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Sizin bu konu hakkında fikriniz nedir?
Yaysat kültür dergilerine, tirajı yüksek olmayan dergilere adeta öl diyor. Hiç satmadan istenen rakam, tüm dergiler satsa bile onların istediği rakamdan uzak.

Sizin diğer dergilerden farkınız ya da varlık sebebiniz nedir?
Kendisini müzik dergisi diye ortaya koyanların çıkıp da felsefe toplantıları yaptığı, Marksizmden, Nietzsche’den görülmemiştir. İlk bilim kurgu yazarlarımızla ilgili bir yazı yazdığımda, arkadaşlarım “Git bir gazete çıkar, ne alakası var rock dergisiyle” dediğinde, “Bizim farkımız bu” demiştim. Okumaktan keyif alabileceğimiz ve gurur duyacağımız bir dergi yapmaktı hedefimiz.

Sadece kendiniz için bir dergi çıkartıyorsunuz gibi bir durum var mı peki?
Hayır, öyle olduğunu düşünmüyorum. Mesela bizim editörden yazılarımızda imza yoktur. Burada amaç, paylaşarak ortak idealleri ve ortak zevkleri benimsediğimiz arkadaşlarla güzel bir dergi çıkarmak.

Yalnız müzik yazıları yok. Aynı zamanda güncel siyasal yazılar, sinema, edebiyat ya da felsefe yazıları da yayınlıyorsunuz...
Bu müziğin çıkış felsefesi savaş karşıtlığıdır. Kendini bulduğu yer Beat ve hippi hareketi, Ian Gillespie, William Burroughs gibi yazarlar, yani edebiyat, yani rock’n roll’un ta kendisidir. İnsanlar bir aradaysa anlatacakları, konuşacakları tek şey müzik değil diye düşünüyoruz. Anlatacakları hikayeleri ya da yanlış giden şeylerle ilgili söyleyecekleri de vardır diye düşünüyoruz ve dergide bunlara da yer veriyoruz.

Aslında bu kültürü de Türkiye’de yaratmak istiyorsunuz...
Kesinlikle haklısın. Kapağı aç ve bu adama bak (Aziz Nesin’in tam sayfa fotoğrafı-derginin ilk sayısı Hrant Dink, ikinci sayısı ise Aziz Nesin’e adanmış) bundan daha rock’n roll bir şey olduğunu düşünmüyorum. Benim hayatımı şekillendiren, dünya görüşümün oluşmasında parmağı olan insanların olmadığı bir dergi düşünmek imkansız.

Dergiye girecek yazıları nasıl belirliyorsunuz?
Devamlı dergiye yazı yazan arkadaşlarımız ya da dergiyle yeni tanışmış arkadaşlarımız, bir yazısı olan ve yazı yazmak isteyen arkadaşlar yazısını gönderir. Dergicilik şöyledir. Müzik yazarını ararsın, mesela dersin ki bize Motörhead yazısı yazabilir misin? Bizde öyle bir şey yok. Bizi aradıklarında, “Selamlar ben Deli Kasap’a yazı yazmak istiyorum ne yazayım?” dediklerinde istediğini yaz diyorum. Sadece çakışmaması için ne yazacağını soruyorum. Bu anlamda da özgürleştirici baktığımızı düşünüyorum.

Yazılanlar arasında bir seçim yapıyor musunuz?
Gönül ister ki daha hacimli bir dergi çıkartalım ama maddi imkansızlıklar yüzünden gerçekleştiremiyoruz. Bize çok yazı geldiği zaman internet sitemizin bütünleyici önemi ortaya çıkıyor. Yazıları hasıraltı etmektense bu yazıları siteye koyalım, herkese ulaşsın diye ayrım yapıyoruz.

Derginin periyodu nedir?
Amacımız iki ayda bir çıkmak ama dağıtım problemleri baş gösterdiği için 22 Nisan’da müzisyen dostlarımızla birlikte Kemancı’da gece düzenliyoruz. Giriş ücretli olmayacak ama her giren bir dergi alacak. Baktık matbaa masraflarıyla başa çıkamıyoruz, fotokopiyle de çıkarırız, gazete kağıdında da çıkarırız.

Politik kimliğinizi nasıl tanımlarsınız?
Kurucuları ve aktivistleri arasında politik olarak sağcıyım diyenler dışında neredeyse her gruptan kişiler var.

Türkiyede rock müzik dergiciliği konusunda görüşleriniz?..
Yabancı dergiler, sadece tercüme dergiler girdi. Kendi açılarından tutarlılar. Biz onların rakibi değiliz, onların mecraları farklı. Onlar rock dergisi, biz ise rock’n roll’un ta kendisiyiz. Bizimkisi sadece bir dergi değil, bir mücadele, bir yurttaşlık görevi. Devrim her yerde. Örneğin; sen devrimci mücadeleye katkıyı nasıl yapabiliyorsun, ben bu mücadelemi dergicilik yaparak yerine getiriyorum. Yurttaşlık görevim. Ben kendimi böyle konumlandırıyorum, bir başkası başka türlü konumlandırıyor. Tiraj filan umurumuzda değil. Militan dergicilik yapıyoruz.

Rock’n roll ve heavy metal arasında nasıl bir fark var?
Heavy metal rock’n rollun bir kolu. Rock’n roll bir kültür ve heavy metali başlatandır, çatısı diyebiliriz. Mesela Amerikalı Body Count grubu var, hepsi siyahi. Amerikalı bir müzik grubusun, siyahsın ve tabu konulardan bahsediyorsunuz. O zaman gerçekten rock’n roll olursun...
Almanya’da Metalheads Against Racism (Irkçılığa Karşı Olan Metalciler) diye bir oluşum var. Heavy metal gerçekten önemli bir müzik türüdür. Liberallerin işçi sınıfını hor görmesi gibi heavy metali de hor ve hafif gören bir anlayış var. Bu müzik homojen değil zaten müzisyenler için de dinleyenler için de genel bir şey söylenemez.

Metal müzik dinleyenler solda mıdır?
Ben 1988 yıllarında heavy metal dinlerken ne sağla ne solla alakam yoktu. ‘Bu ne hal, bu ne saçlar?’ deyip temiz bir dayak yedikten sonra çok şaşırmıştım. Solcu abilerle, sol partilerle kısmen sağ hareketi anlatan kitapları okuyarak anti-faşist oldum. ‘80’lerin sonunda MHP’nin metalcilerin sola kaymasında dolaylı bir etkisi vardır.

Son olarak eklemek istediğiniz var mı?
Evrensel gibi devrimci bir gazeteden bir arkadaşımızın gelip bizimle röportaj yapması, bizim fikirlerimizi diğer devrimcilere anlatabilmemizi sağlıyor; gençlere, diğer insanlara... Bu, parayla ölçülebilecek bir şey değil. Teşekkürler... (İstanbul/EVRENSEL)
Rıza Bülbül
ÖNCEKİ HABER

Sular notalarla uğuldar

SONRAKİ HABER

İNSAN VE SPOR

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...