02 Nisan 2008 00:00
Sular notalarla uğuldar
Erkan Oğur, Erdal Erzincan, Cahit Berkay, Gülay, Folva Zamanzade, Ertan Tekin, Taner Öngür... Müziğin bu ustaları ve bilgeleri bir araya gelirse ne olur? Sular uğuldar
Erkan Oğur, Erdal Erzincan, Cahit Berkay, Gülay, Folva Zamanzade, Ertan Tekin, Taner Öngür... Müziğin bu ustaları ve bilgeleri bir araya gelirse ne olur? Sular uğuldar. İşte bu heyecan verici ustaların buluşması, Suların Uğultusunun melodik açılımını bizler için kaydetti. Bu buluşmayı boşa çıkarmayacak, Serap Yağızın vokalinin birleştiriciliğinde.
Erzurumlu baba ve Sivaslı annenin çocuğu olan Serap Yağız, ilk kez ortaokul yıllarında Emekçi Kadınlar Gününde sahneye çıkmış. Kültür Bakanlığı ve TRT Ankara Radyosu Gençlik Korosunda yer almış. Müzikseverler onu, müzisyen Ali Askerin birçok konserinde yaptığı vokalle de anımsayacaklar.
Serap Yağızın ilk albümü Suların Uğultusunda, Pir Sultan Abdal, Hatayi, Aşık Veysel, Ruhi Su gibi ozanların eserlerinin yanı sıra Bir Çift Turna, Oy Mendil, Dileyaman, Hardasan gibi anonim türküler ve Serap Yağızın söz ve müziğini yazdığı Nerelere Koysam, Yoktu Sevgi ve Ülkü Tamerin şiirinden Taner Öngürün bestelediği Üşür Ölüm Bile yer almakta. Albümün tüm düzenlemeleri, Moğollar grubundan tanıdığımız, usta müzisyen Taner Öngür tarafından yapılmış ve Moğolların o kendine özgü, büyüleyici müzikal karakteri, Yağızın albümüne de nefesini katmış.
Sözü ve müziği Ruhi Suya ait, başkaldıran, coşkulu ritimlerle bezenmiş, Erdal Erzincanın apayrı çaldığı bağlamasıyla Mahsus Mahal, 70li yılların müzikal anlayışıyla düzenlenmiş, Aşık Veyselin Sen Varsın Orda, yine caz ritimleriyle altyapısı oluşturulan anonim türkü Bir Çift Turna Gördüm, Hrant Dinke ithaf edilen Ermeni anonim türkü Dileyaman, Pir Sultan deyişi Sabahtan Uğradım Ben Bir Figana, Üşür Ölüm Bile ilk dinlenişinden itibaren, dinleyenin kulağını kolay kolay bırakmıyor.
Ağırlıklı olarak deyişler ve halk müziği eserlerinden oluşan albümde, müzikal denge, rock müziğinin 50li yıllardan bu yanaki şarkı formlarından ve düzenleme biçimlerinden yararlanılarak akustik bir şekilde kurulmaya çalışılmış ve ustaların hüneriyle kesinlikle başarılmış. Ve bu başarı, son dönemlerde özellikle 80 sonrası, Türkiye ve Batı müzikleri arasında bir denge kurmanın mümkün olmadığı anlamındaki iddialara da verilebilecek en güzel yanıtlardan biri niteliği taşıyor. Albüm, insan paydasında birleşen, kültürlerin, müziğin kardeşliğinin altını çiziyor.
Albümün müzikal bütünlüğünün yanı sıra ayrıntıları da oldukça dikkat çekici. Örneğin Aşık Veyselin unutulmaz Sen Varsın Orda eserinde, Cahit Berkayın yaylı tamburu yol göstermiş ve parça bu yolda sırasıyla Gülay, Gülayın kardeşi Nilüfer, Taner Öngür ve Serapın vokalleriyle örülmüş. Bu örgüde özellikle Nilüferin performansı, neden şimdiye kadar bu sesle karşılaşmadık sorusunu da akla getirmiyor değil.
Albümün ana karakterini halk müziği ve rock tınıları oluştursa da caz esintileri de duymak mümkün. Suların Uğultusu, Batı müziğinin armonik derinliğiyle, halk müziğinin makamsal, melodik zenginliğinin, cazın özgür tınılarının, yürümesi çok zor yollarında, ustaların oluşturduğu sağlam omurgayla epey bir yol kat etmiş. Serap Yağız, abartıya kaçmayan, net sesiyle ustalarını mahcup etmemiş bu yolda. Serap Yağız, usta isimlerin şimdiye kadar olan birikimlerinin izlerini taşıyan Suların Uğultusu adlı albümündeki performansıyla, bize, müzik adına geleceğe dair müjdeler veriyor. Zira kolay değil, bu ustaların bir araya gelerek oluşturduğu müzik sofrasında baş köşeye oturtulmak...
Nihat İlbeyoğlu