05 Nisan 2008 00:00

EKOKÜLTÜR

“Toplumsalcılık ilkelerine dayalı bir mülkiyet sistemini benimsemiş bir toplumun ücretli emeğin her biçimini reddetmesi de kaçınılmazdır...

Paylaş

“Toplumsalcılık ilkelerine dayalı bir mülkiyet sistemini benimsemiş bir toplumun ücretli emeğin her biçimini reddetmesi de kaçınılmazdır.” (P. Kropotkin’in Ekmeğin Fethi)
Bir çelişkidir gidiyor. Müslüm Baba, “ihtiyacım var” reklamında tüketilmesi gereken metaların listesini çarşafı da katarak çarşaf gibi veriyor. Bu ve benzeri reklamlar insanları tüketime davet ediyor, tüketime zorluyor. Ama diğer yandan tüketim yapacak kesimleri sınıfsal olarak sıraladığımızda bir yandan kapitalistleri diğer yanda ise ücretli ve bir de dönüşüm sürecinde olan kırsal alan, yani köylüleri görüyoruz. Kapitalistler üretimde yaratılan veya daha önce yaratılmış olan artı-değeri kendi aralarında paylaşıyorlar. Yani üretim kârı, para kapitalistinin elde ettiği faiz ve bir de ticaret ile uğraşanın ticari kârı. Bu sınıfların sayısal dökümünü yapacak olursak, özellikle Türkiye’de kapitalistlerin az sayıda olduğunu, buna karşılık ücretli kesimin sayısal olarak oldukça önemli bir payı olduğunu söyleyebiliriz. Ama bugün ücretler, sermaye örgütleri ama özellikle de işverenlerin çatı örgütü olan TİSK için önemli bir değişken.
TİSK ısrarla işçilik maliyetlerinin yerli ve yabancı girişimcinin yatırım tercihinde stratejik rol oynadığını, yani son zamanlarda ‘rekabet rekabet’ diye çıldıranlar için önemli olduğunu belirttikten sonra, Türkiye’de ücretlerin yüksek olduğundan yakınırlar. Sermayenin rekabet için sürekli gündeminde tuttuğu yapısal reformlar, bugünlerde ağızlardan düşmeyen mikro reform taleplerine dönüşmüştür. İster makro ister mikro olsun, tüm düzenlemelerin nihai amaçlarından biri “elveda denen proleteryanın” denetim altına alınması, yani çalışanların istek ve taleplerini kendi çıkarlarına uygun hale getirmek. Ücretli ve ücret, üretim sürecinde maliyet unsuru olarak görüldüğü için ücretler ve ücretlilere ilişkin tüm koşullar yeniden tanımlanıyor. Sermayenin talepleri üzerinden meşruluğunu kuran siyasi iktidar, bu alanda boş durur mu? Harekete geçiyor.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek 5. Uluslararası Finans Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye ’deki ücretlerin mevcut koşullarda “çok iyi” olduğunu savundu. Ücretlerin yüksek olduğunu söyleyen bakana ait bilgiye baktığımızda çelişkili bir durumla karşılaşıyoruz. Bir haberden alıntı: “Arıca İlköğretim Okulu’nun açılışında söz alan Gaziantep Büyükşehir belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, Bakan Mehmet Şimşek’in hayat hikayesinden etkilendikleri için doğduğu köye hizmet getirmeye karar verdiklerini söyledi. Bakan Şimşek’in elektriksiz ve çok zor şartlarda eğitimini sürdürdüğünü kaydeden başkan Güzelbey, ‘Bakan Şimşek’in hayatının tüm öğrencilere örnek olmasını diliyorum’ dedi.” Belediye Başkanı’nın dileğine insanlar ne kadar katıldı bilmiyorum. Ama ben katılmıyorum. Devlet Bakanı’nın yukarıdaki açıklamalarını okuduktan sonra zor koşullardan çıkıp önce uluslararası elit döngüsüne katılan ve daha sonra tıpkı Babacan gibi AKP’nin siyasal iktidarında ekonomiden sorumlu olan Şimşek’e, diğer yoksul çocuklar umarım benzemezler.
Toplumun geniş kesiminin yaşam kalitesini bir tarafa bırakalım, yaşama hakkını her geçen gün daha bir zorlayan koşulları görmezden gelmeyi nasıl anlayışla karşılayabiliriz? Toplumun geniş kesiminin yaşama koşullarını daha bir zorlaştıracak uygulamalara önayak olması ne kadar kabul edilir, sorusu önemli. Ama belki de yabancılaşma kendisini başka bir biçimde açığa çıkarıyor. İnsanı meraklandıran konu nasıl olur da zorluklar içinden gelen insanlar, geldikleri yere bu kadar yabancılaşabiliyorlar. Müslüm Baba’nın listesinin bu konuda önemli bir değişken olduğunu söyleyebiliriz. Yani bu listeye sahip olunca yaşam tarzı değişiyor ve daha da kötüsü, sahip olunanlar için yaşananlara yabancılaşıyor. Yabancılaşmanın da bir ücreti var herhalde. (Konumuz yabancılaşmaydı di mi?) Neyse yine esas ele alacağım konudan uzaklaştım. Ben yine bu yazıda üzerinde duracağım ücret konusuna döneyim. Haftaya kaldığımız yerden; ücretlerden devam edelim.
Not: Bu köşede yayınlanan yazılar Müslüm Baba Kapital’i Öğretiyor başlığı ile Mavi Defter’de yayınlanıyor.
Fuat Ercan
ÖNCEKİ HABER

Sendikalar Türk-İş’i göreve çağırdı

SONRAKİ HABER

Tombul, kamu emekçilerinin kayıplarını istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...